Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Türk siyasetine Ankara Beypazarı Belediye Başkanlığındaki başarılı çalışmalarıyla anılarak geldi. Yavaş, medyada sıkça yer almak yerine sessiz ama kararlı uygulamalarıyla anılmayı tercih ediyor. Ancak söylemeden geçemeyeceğim, bir İstanbullu olarak beni gülümseten müthiş işlere imza atıyor. Ankara’da sokak canlılarını zehirleme olayı ile ilgili şüpheliler hakkında açılacak ceza davasına katılma dilekçesi vermekten tutun da birkaç gün önce ‘öğrencileri motive edeceğine inandığımız müzikler’ adı altında bir müzik demeti yayınlanmasına varıncaya değin pandemi sürecinde yaşatılan hoşluklar. Sadece kendi sosyal medya hesaplarında konuşan, gazetecilerle röportajlar yapmayı pek de sevmeyen yükselen yıldız Mansur Yavaş ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Ankara’da Altındağ bölgesinde bulunan tarihi ‘Yahudi Mahallesi’nin binaları terkedilmiş durumda. Burada tarihe sahip çıkmak adına bir renovasyon çalışması düşünülebilir mi?
Ankara’nın tarihi Yahudi Mahallesi dahil birçok bölgesinde, benzer sorunların olduğunu görüyoruz. O bölge ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bir çalışma yapacağı duyurulmuştu. Biz bir yandan bu çalışmanın detaylarını takip ederken bir yandan da bölge ile ilgili olarak ne tür bir renovasyon çalışması yapılabileceği konusunda görüşmeler ve projeler üzerinde duruyoruz. Bakanlık’ın her türlü kararına göre harekete geçecek şekilde altyapımızı hazırlıyoruz. Ankara, tarihi binlerce yıl öncesine uzanan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve en sonunda hak ettiği değeri Cumhuriyet’in Başkenti olarak kazanmış kadim bir kent. Bir şehrin kültürel mirası, o şehrin en büyük zenginliğidir. Bu bakımdan Ankara Kalesinden başlamak üzere, Ankara’nın tüm tarihi yapıları ve bölgelerini yeniden canlandırmak için köklü çalışmalar yapacağız. Bu kentte bulunup da yıllarca ihmal edilmiş tüm tarihi değerleri yeniden ortaya çıkaracağız. Bunun için birimlerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Biliyorsunuz bunun bir örneğini de Beypazarı’nda başarmış, küçük bir Anadolu kasabasını dev bir turizm merkezi haline getirmiştik. Bu vizyonu bu kez Ankara’da; STK’lar, öğretim görevlileri ve meslek odaları ile bir araya gelerek, ortak aklı işleterek ortaya koyacağız.
Ankara Yahudi Mahallesi'nden metruk bir bina
‘Alan elin veren eli görmediği’ kampanyanıza 12 günde 20 milyon TL'yi aşkın destek geldi. Bu güveni neye borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Bu durum bize birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz zaman neleri başarabileceğimizi gösteriyor. Dünyayı sarsan pandemi süreci nedeniyle iki husus ön plana çıktı: Sağlığı korumak ve geçinmek. Biz yola çıktığımızda “Ankara’da kimse aç ve açıkta kalmayacak” diye üzerine basa basa vurguladığımız cümleler kurduk. Şu anda da gerek imkânları ölçüsünde belediye kaynaklarımızla gerekse de hemşerilerimizle gönül köprüsü kurarak yaptığımız kampanyalarla yüz binlerce ailenin derdine ortak, gözlerine umut olduk. “İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır” diyerek başladığımız kampanyalarda, iftar desteği dahil kısa sürede 30 milyon TL’yi bulduk. Belediye olarak ise toplum sağlığı ve acil konular dışındaki tüm ihalelerimizi erteledik; kaynaklarımızın tamamını halkımızın gıda ve acil ihtiyaçlarına yönlendirdik. Tüm bu çalışmalar neticesinde ‘6 Milyon Tek Yürek’ olarak iyi bir bayram geçirdiğimizi düşünüyorum. Bu durum bizim en büyük mutluluğumuzdur.
Ankara’yı önümüzdeki yıllarda ne gibi yenilikler bekliyor?
Göreve başlar başlamaz şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yönetim anlayışı ortaya koyacağımızı vaat etmiştik. Bunları yaptığımız çalışmalar sonucunda büyük oranda sağladık. Halka dokunan, üreten, gelişen, kültürü ve tarihini ön plana koyan bir vizyonla yola çıktık. Bu kentte artık çılgın projelere, ölü yatırımlara kaynak aktarılmıyor. Gereksiz harcamalar yapmak yerine öğrencilere su ve ulaşım indirimi sağlanıyor, sözleşmeli üreticilik yaptırılıyor. Ankara, Mamak bölgesindeki metro projesiyle, Kızılay ve Ulus’taki yenileme projeleriyle, yıllardır ihmal edilen altyapı ve su sorunlarının çözümüyle, bisiklet yollarıyla ve yeni rekreasyon alanlarıyla bambaşka bir kent haline gelecek. Buna inanıyoruz. Artık bu kentte yeşilin, doğanın, tarihin, üreticinin ve mutlu insanların başarısı konuşulsun istiyoruz. İnsanların birbirlerinin gözüne gülümseyerek baktıkları bir Başkent en büyük hayalimiz ve bunun için ara vermeden çalışmaya devam edeceğiz.