O, yetmiş yaşında bir delikanlı. Hayatını spora adamış olan, Maccabiat yöneticisi Jozef Rofe ile 23 Ağustos’ta katılacağı zorlu Samsung Asya Avrupa Yüzme Maratonu öncesi keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Jozef Bey, bize biraz kendinizden ve spor aşkınızın nasıl başladığından bahsedebilir misiniz?
1950 yılında İstanbul'da doğdum. İki yetişkin kız ve üç torun sahibiyim. Bana spor sevgisini aşılayan daha henüz beş yaşımdayken Dolmabahçe Stadına futbol maçlarına götüren, eğer açık tribünde isek izleyebilmem için gerektiğinde omuzlarına alan koyu Fenerbahçeli sevgili babamı rahmetle anmam gerekir.
Sayesinde Lefter, Can Bartu, Metin Oktay, Turgay Şeren gibi unutulmaz yıldız futbolcuları tanıma ve seyretme şansına sahip oldum.
Çocukluğum çoğunlukla top peşinde geçse de tüm sporlarla ilgiliydim. Olimpiyatlarda başta yüzme olmak üzere aşağı yukarı tüm branşları önceleri yazılı basın daha sonraları (1970’li yıllardan sonra) televizyondan takip ederdim.
Basketbol hayatınız nasıl başladı? Hangi kulüplerde ter döktünüz?
Başlarda amatör olarak mahallede futbol, okulda (Saint-Benoit Lisesi) basketbol oynarken 1965 yılında Kurtuluş Spor Kulübünde lisanslı olarak basketbola başladım ve uzun yıllar sırasıyla yıldız, genç ve A takımlarında yer aldım. Okul basketbol takımına da oyuncu ve kaptan olarak katkıda bulundum.
En gurur verici başarıyı 1967 yılında Kurtuluş Spor Kulübünün Yıldız Takımında oynarken İstanbul ve Türkiye Basketbol Şampiyonu olduğumuzda yaşadım. Aldığımız kupa kulübün Türkiye çapında elde ettiği ilk kupa olup şampiyonluk resmimiz şeref odasında asılıdır. Daha sonra Yıldırımspor Kulübüne geçerek lisanslı basketbol hayatımı orada bitirdim ancak spor sevgisine nokta koymaya muvaffak olamadım.
2013 yılındaki İsrail ve 2015 yılındaki Berlin Maccabiat Oyunlarında, Türkiye’den katılan junior basketbol takımlarımızın başında idareci olarak bulunmak da benim için ayrı bir şeref ve gurur kaynağı.
Yüzmeye olan merakınız nasıl başladı? Asya Avrupa Yüzme Maratonuna katılma fikri nasıl oluştu? Bu zorlu yarışa nasıl hazırlandınız ve bu süreçte neler yaşadınız?
Bir kapalı spor salonuna üye olduktan sonra vücut olarak fit kalmak, kilo ve kasları muhafaza edebilmek için fitness’ın yanı sıra muntazam olarak yüzmeye ve pazar sabahları da Belgrad Ormanlarında koşuya gitmeye başladım.
Geçen sene 31. düzenlenen Samsung Uluslararası Asya Avrupa Yüzme Maratonuna ait basın ve sosyal medyadaki duyurular dikkatimi çekti. Kanlıca’dan Kuruçeşme’ye yüzülen altı buçuk kilometrelik parkur açıkçası gözümü korkuttu. “Acaba bitirebilir miyim? Yarı yolda mı kalır mıyım?” diye kendi kendime düşünürken gerekli formaliteleri yerine getirip ön kaydımı yaptırdım.
Kesin katılma hakkını elde etmek için kapalı olimpik havuzda yapılan 800 metrelik bir barajı da geçmek gerekiyordu. Kendi yaş kategorime göre 30 dakikanın altında yüzülmesi gereken mesafeyi 22 dakikada bitirerek bu engeli de aşmış oldum.
Yarış günü olan 21 Temmuz 2019 Pazar günü Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı yüksek volümlü müzik, çeşitli ikram ve satış standları ile çocuklar ve büyükler için adeta bir panayırı andırıyordu. Yaş kategorilerine göre 1200’ü yurt dışından olmak üzere toplam 2400 yarışmacı, hep birlikte Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkından iki şehir hatları gemisi ile Kanlıca’ya götürüldük.
Boğaz akıntısını arkamıza alarak sabah saat 10.00’da başlayan yarış için azami iki saat süre verilmişti; bitiremeyenler sudan toplanacaktı.
İlk defa katılmak ve parkuru iyi bilememekten dolayı akıntı nedeniyle Kuruçeşme’deki finiş noktasını geçtikten sonra akıntıya karşı geri yüzüp 87 dakikada yarışı tamamlamayı başarabildim ve toplam 2400 katılımcı içinde genel klasmanda 1339. oldum. Kendi yaş kategorimde de 43 sporcu içinde 26. sırayı alarak benim için oldukça önemli ve değerli sayılan kıtalararası yüzücü sertifikamı almış oldum.
Katılan herkesin kazandığı benzersiz bir yarış, eşsiz bir deneyimdi. Kendi yaş kategorimde daha iyi bir derece yapabilmek için bu sene 32.si düzenlenecek olan ve 23 Ağustos Pazar gününe denk gelen Samsung Uluslararası Asya-Avrupa Maratonunda tekrar Boğaz sularına atlamak için hazırlıklarıma devam ediyorum.