11 Mart tarihinden beri COVID-19 pandemisiyle mücadele ettiğimiz bu dönemde, tiyatroların da kapanmasıyla, çoğu sadece sahneledikleri oyunların gişe geliriyle yaşamlarını sürdüren ödeneksiz tiyatrolar ve bunlarda çalışan tüm tiyatro emekçileri işsiz kalmış ve maddi durumlarını sürdüremez hâle gelmişti. Resmi izin çıksa dahi ne zaman açılacağı belli olmayan tiyatroların ihtiyaçlarını, zor durumda kalan kesimlere yardım vadeden ve birçok kesime destek vermiş olan devlet yetkilileri henüz yanıtlamadığı için, çözümsüz kalmış taleplerini, mayıs ayı başlarında ‘Tiyatromuz Yaşasın’ başlıklı imza kampanyası ile kamuoyunun desteğine açılmıştı.
Türkiye tiyatro tarihinde ilk defa geniş bir mesleki katılımla düzenlenen imza kampanyasının Zuhal Olcay, Sumru Yavrucuk, Haluk Bilginer, Ferhan Şensoy, Genco Erkal, Yurdaer Okur, Levent Üzümcü, Şevket Çoruh, Orhan Aydın, Tamer Levent, Rutkay Aziz gibi sanatçıların; Ankara Sanat Tiyatrosu, Amed Şehir Tiyatrosu, Moda Sahnesi, Kumbaracı50 gibi tiyatroların; tiyatro sanatının her alanında faaliyet gösteren sanatçılarla meslek uzmanlarının hazırladığı talep metinini iki binin üzerinde tiyatro emekçisi imzalamış, kamuoyu desteğine açıldığı günden bu yana 30 bini aşkın seyirci, imza kampanyasına katılmıştı.
Kampanyanın yapmış olduğu çağrıyı aynen aktarıyorum:
Yerel ya da global felaketler sürecinde ve sonrasında belirsiz süreler boyunca işsiz kalan, kanuni meslek düzenlemeleri ve hak tanımları çağın gerisinde bırakılmış tiyatro emekçileri olarak ilgili bakanlıklara ve kamuoyuna hatırlatıyoruz.
Biz, tiyatro sanatının emekçileriyiz. Çağdaş Türkiye Tiyatrosu için üreten yazarlarız, çevirmen, akademisyen, yayıncı, yapımcı, yönetmen, dramaturg, editör, oyuncu, koreograf, hareket tasarımcısı, sahne tasarımcısı, kostüm tasarımcısı, ışık tasarımcısı, besteci, müzik ve ses tasarımcısı, müzisyen, ressam, afiş tasarımcısı, fotoğraf sanatçısı, film ve videoart tasarımcısı, görsel iletişim tasarımcısı, sahne amiri, hukuk ve muhasebe sorumlusu, organizatör, program, basın ve iletişim sorumlusu, ışık teknisyeni, ses teknisyeni, operatörler, asistanlar, sahne, mekan, fuaye, kafe, gişe, temizlik ve nakliye sorumlularıyız.
Korona virüsü salgını sanatsal faaliyetleri sekteye uğratmış ve büyük maddi kayıplara sebep olmuştur. Salgının etkisinin süresi hesaplanamamaktadır. Tiyatro sanatı maddi kayıplarına ‘rağmen’ devam edemez. Birçok tiyatro salgının doğurduğu ekonomik krizi atlatamayacak ve tiyatro toplulukları dağılacak, tiyatro emekçileri yaşamsal darbeler yiyecek, salonlar kapanacak, tiyatro sanatı iflasa sürüklenecektir. Tiyatrolar kamuya aittir, kamusaldır. Kamusal tiyatroya ayrılması gereken devlet ödenekleri vardır, bu ödenekler haktır. Böyle bir felaket sürecinde ‘devlet ve yerel yönetim ödenekli tiyatrolar’ ve ‘kamusal tiyatrolar’ arasında ayrım yapılamaz. Kaynaklar paylaşılmalıdır.
Belirttikleri ve emsallerine istinaden de hak olarak tanımladıkları devlet desteklerinin ivedilikle sağlanmasını, kamusal tiyatroların varlığını sürdürebilmesi adına talep eden ve destek beklediğini belirten bu imza kampanyasına henüz resmi bir cevap gelmediği için,
Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi, “Kültür ve Turizm Bakanlığını, Maliye Bakanlığını ve yerel Yönetimleri, tüm tiyatro emekçilerinin yanında durmaya ve sorunlarına çözüm aramaya bir kez daha davet etmek için”, 11 Temmuz günü saat 17.00’de açılamayan tüm tiyatro salonlarının önünde bir bildiri okuma eylemi gerçekleştirdi.
Tüm taleplerini tekrarladıkları bildirinin metni şöyle:
“Bizler, pandemi süreciyle birlikte hayatta kalma mücadelesi içinde olan sanat üreticileriyiz. ‘Tiyatromuz Yaşasın İmza Kampanyası’na destek veren Türkiye’den yüzlerce tiyatronun oluşturduğu Tiyatro İnisiyatifi olarak ve on binlerce imzayla bize destek veren seyircilerimizi de yanımıza alarak; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı, Maliye Bakanlığı’nı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı ve yerel yönetimleri tüm tiyatro emekçilerinin yanında durmaya ve sorunlarımıza çözüm aramaya bir kez daha davet ediyoruz.
Gönül ister ki sahnelerden selamlayalım sizleri… Ancak bu ekonomik koşullarda sahnelerimizi açmamız maalesef mümkün değil! Bu sebeple tiyatrolarımızın yaşaması için, henüz yetkili ve sorumlu muhataplarımızdan bir çözüm önerisi sunulmayan taleplerimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.
Ancak bunlar yapıldığında nefes alabilir, hayatta kalabilir ve üretimlerimize devam edebiliriz.
Bu sorunlar çözülmediği takdirde sahnelerimizin perdesi ve salonlarımızı kapısı maalesef açılmayacaktır.”
Bu çorbada bir tutam tuzu olmasını isteyen seyirciler, www.tiyatromuzyasasin.com web adresinden bir imzayla kampanyaya katılabilirler.
Hepinize sağlıklı seyirler dilerim.