Paylaşım ekonomisi

Geçtiğimiz on yıl, paylaşım ekonomisinin çeşitli alanlarının üzerine temellerini kuran şirketlerin yılı oldu. Başarılı olan şirketler için bugün milyarlarca değer biçiliyor. Son on yıldaki performans geleceğe ilişkin fiyatlamalara da etki etti.

Kadirhan ÖZTÜRK Ekonomi
28 Temmuz 2020 Salı

Paylaşım ekonomisi, bir ürünün ihtiyaç dahilinde kullanılmasından arda kalan zamanlarda, o ürünün başka ihtiyacı olanlara kullandırılarak, o üründen maksimum verim elde edilmesini amaçlayan sistemdir. Bu kullandırma sürecinde aracı görevi gören şirketlere ise paylaşım ekonomisi şirketi denir. Dünyada paylaşım ekonomisinin en önemli ve büyük örnekleri Uber ve Airbnb. Bilindiği üzere Uber taşımacılık hizmeti sağlarken, Airbnb ise insanların evlerini kullanmadıkları zamanlarda günlük olarak kiraya çıkarabilmesini sağlayan bir sistemdir.

Ev ve araç gibi insan hayatının iki önemli ürünü üzerine yapılan paylaşım ekonomisi şirketlerinin başarılı olmasının ardından dünyanın pek çok yerinde farklı alanlarda paylaşım ekonomisi temelli start-up’lar kuruluyor.

Paylaşım ekonomisi sayesinde, hem gereksiz tüketimden belli ölçüde kurtulmuş oluyoruz, hem daha uygun fiyatlarla ürüne ya da hizmete ulaşabiliyoruz. Normal bir insanın aracını, aracın toplam ömrünün yalnızca yüzde 3’ünde aktif olarak kullandığı öğrendiğimde ilk önce oldukça şaşırmıştım. Sonra kafamdan kabaca bir hesap yapınca aslında rakamın makul olduğunu anladım. Şöyle düşünelim, İstanbul gibi trafiğin inanılmaz derecede sıkışık olmadığı bir şehirde yaşadığımızı düşünelim. Her gün ortalama olarak 45 dakika araç kullandığımızı düşünürsek aracı günün yaklaşık yüzde 3’ünde kullandığımızı görürüz. Geri kalan yüzde 97’lik süreç içerisinde ise arabamız evin önünde, otoparkta ya da oralarda bir yerlerde eskimektedir. Paylaşım ekonomisi tam da bunun olmamasını amaçlamaktadır.

Paylaşım ekonomisi hem verimliliği artırması, hem gereksiz üretimi ve tüketimi azaltması nedeniyle fikir olarak benim de çok desteklediğim ve gelişmesini istediğim bir alan.

Paylaşım Ekonomisinin Temel Sorunu

Airbnb paylaşım ekonomisinin başarısı için güzel bir örnek sunsa da, paylaşım ekonomisinin temel problemi ölçek ekonomisi. Şöyle açıklamak gerekirse, ev, araba gibi değeri yüksek ve atıl kullanılmaması karşılığında büyük ekonomik değer oluşan ürünlerde paylaşım ekonomisi insanlar tarafından hızlıca kabul ediliyor ve güvenlik -tüm dünyada paylaşım ekonomisinin en büyük sorunu olarak gösterilmesine karşın- problemlerine rağmen rağbet görüyor. Fakat paylaşılan ürünün fiyatı düştükçe, bu ürünü paylaşım ekonomisi içine dahil etmek için harcanacak maliyet, o ürünün kendi maliyetinden yüksek olabiliyor. Örneğin bir dönem tüm dünyada paylaşım ekonomisi üzerinden kıyafet değişimleri denendi fakat bu fikirler para kazanan bir mekanizmaya dönüştürülemedi. Çünkü bu alanda paylaşım ekonomisi yaratabilmek içi harcanacak para (yazılım, reklam, personel gideri vb harcamalar) oldukça yüksekti milyonlarca insanın kıyafetlerini bu şirketin sağladığı aplikasyon üzerinden değiştirmesi durumunda bile karlılık sağlanamıyordu.

Aslında söylemeye çalıştığım şu ki, paylaşım ekonomisinin önünde duran en büyük problem güvenlik değil ölçek ekonomisidir. İnsanlar iyi para kazandıklarını gördüklerinde -belirli güvencelerin Airbnb tarafından sağlanmasının etkisiyle- kendi yaşadıkları evlerini bile yabancı insanlara günlük ya da haftalık olarak kiraladılar. Burada asıl sorun paylaşılan şeyin, paylaşıldığında getirdiği verimliliğin tüm bu paylaşma operasyonunun getirdiği maliyetlerden yüksek olması gerekliliği. Umuyorum ki önümüzdeki yıllarda teknolojinin gelişmesiyle bu operasyonlarının maliyeti giderek düşerek, günlük hayatımızda kullandığımız birçok ürün için paylaşım ekonomisi uygulanabilir hale gelir.

Pandemi Etkisi

Aslına bakarsanız pandeminin en büyük ve kalıcı etkisi paylaşım ekonomisine oldu. Çok anlaşılabilir şekilde insanlar diğer insanlardan olabildiğince uzak kalmaya çalıştılar ve bu dönem boyunca paylaşmak insanların uzaklaştığı bir kavram oldu. Airbnb’den bir ev kiralama fikri birçoğumuza bu dönem boyunca korkunç gelmiştir. Yine ortak araç kullanımı gibi bazı konuların popülerleşmesi de bir süreliğine rafa kaldırıldı. Pandeminin paylaşım ekonomisinin gelişimine etkisinin en az iki - üç yıl olması bekleniyor. Bu tahminler elbette yakın zamanda yeni bir küresel salgın olmayacağı varsayımındaki tahminler. Eğer önümüzdeki beş - on yıl içinde yeni bir küresel salgın daha gerçekleşirse, paylaşım ekonomisi çok büyük bir darbe alacaktır ve mecburen şekil değiştirmek zorunda kalacaktır.