60. yılında İsrail´deki Türkiyeliler Birliği ve Ovi Roditi Gülerşen

1968 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ovi Roditi Gülerşen’den Balat’tan İsrail’e uzanan yolculuğunu dinledik.

Dora NİYEGO Toplum
26 Ağustos 2020 Çarşamba

İş yaşamınız dışında hep cemaat kurumlarında faal oldunuz. Bu çalışmalarınızı özetleyebilir misiniz?

Gençlik yıllarında Dostluk Yurdu Derneği başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü görevler aldım. İsrail’e geldikten bir süre sonra bireysel olarak Türkiyeli dostlarımla bir kurum kimliğine sahip olmayan ‘Ahava Gdola’ isimli bir grup kurdum. Yurt içinden ve yurt dışından aldığımız maddi - manevi destekler ve İsrail’deki mozaik sanatçılarının çalışmaları ile dörde dört metre büyüklüğünde 16 bin parçalık mozaik bir tabloyu ve 15 bin ABD Doları tutarındaki bir yardımı Barzilay Hastanesi çocuk bölümüne bağışladık. Ardından İsrail’deki sivil toplum kuruluşlarında görevler aldım. Dört senelik Türkiyeliler Birliği yönetim kurulu üyeliğinden sonra da başkanlık görevini üstlendim.

İsrail’deki Türkiyeliler Birliği’nin başkanısınız. Türkiyeliler Birliği hangi tarihte ve ne amaçla kuruldu? 

Türkiyeliler Birliğinin geçmişi 1937 yıllarına dayanıyor. O dönemde Türkiye’den göç eden birkaç gönüllü tarafından Türkiyelilere yardımcı olmak amacı ile ‘İrgun Ole Turkiya’ adında bir dernek kuruldu. ‘Türkiyeliler Birliği’ Vakfı ise 1 Ağustos 1960 tarihinde Av.Yuda Adiri başkanlığında resmi olarak etkinliklerine başladı. Birliğimizin amaçlarını kısaca şöyle açıklayabilirim; İsrail’de yaşam alanlarını devam ettirmek için gelen Türkiyelilere adaptasyon döneminde lojistik ve lisan konularında destek vermek, yine Türkiyeli üniversite öğrencilerine burs desteği sağlamak, ayrıca Türkiye ile İsrail toplumları arasında sosyal ve kültürel bağı korumak.

Birliğin merkezi kuruluş tarihlerinde Tel Aviv’de bulunuyordu. Daha sonraları Türkiyelilerin yoğun olduğu Bat Yam bölgesine taşındı. Bu tamamı ile Türkiyelilerin yoğun yerleşim konumundan kaynaklanmaktaydı. Günümüzde Türkiyeliler farklı birçok yerleşim bölgelerinde yaşamaktalar. 

Türkiyeliler Birliği yaşamını sürdürebilmek için maddi desteğini nereden sağlıyor?

Birliğimiz kâr amacı gütmeyen bir kurumdur. Gelirleri tümüyle bağışseverlerin ve üyelerinin destekleri ile sağlanıyor. Ayrıca yönetim kurulumuzdaki arkadaşlarımızın tamamı gönüllü çalışıyor.

1999 Marmara depreminde, İsrail’deki Türkiyeliler Birliği, Türkiye’ye önemli yardımda bulunmuştu. Bu yardımları hatırlatır mısınız?

Birliğimizin tarihinde önemli tuğla taşları var. Başkan Moreno Margunato döneminde 1999 yılında Türkiye’de bir deprem felaketi yaşandı. Türkiyeliler Birliği, İsrail’deki sivil toplum kuruluşları ile birlikte hızla organize olarak, depremzedelere önemli miktarda nakit, ilaç, yatak ve giyim malzemesi desteğinde bulundu. Bu yardım kampanyası sonrasında TC Dışişleri Bakanlığı ve dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem tarafından birliğimize ‘Üstün Hizmet Ödülü’ onur payesi verildi.

İSRAİL’DEKİ TÜRKİYELİLER

İsrail’de yaşayan Türk Yahudilerinin sayısı ne kadar? Genelde hangi kent ve yerleşimlerde yaşıyorlar? 

İsrail’deki Türkiyelilerin sayısı sorulduğunda genelde 100 bin rakamı telaffuz edilir. Ancak çeşitli tarihlerde gerçekleşen göç rakamları ve demografik gelişmeler dikkate alındığında biz günümüzde gerçekçi olan sayının 60 bin olduğunu tahmin etmekteyiz. Türkiye’den gelenlerin üçüncü neslinde aidiyetin azalması hatta tamamen yok olması doğaldır. İsrail’deki Türkiye Büyükelçiliğinden aldığımız bilgilere göre, 20 bin civarında kişi TC vatandaşlığını korumakta ve seçimlerde oy kullanabilmekteler.

Türkiyelilere İsrail’in her bölgesinde rastlamanız olası. Başlangıçta 1980’li yıllara dek Yehud ve Bat Yam kentleri tercih edilmekteydi. Günümüzde Bat Yam ve Holon’a ilave olarak Raanana, PetahTikva, Aşdod, Rişhon Letsiyon ve Tel Aviv gibi kentlerde daha yoğun olarak yaşamaktalar. Son yıllarda Raanana Türkiye’den önemli miktarda göç almaya başladı.

Türkiyelilerin Bat Yam’da iki, Raanana ve Aşdod’ta da birer sinagoglarının bulunduğunun altını çizmek istiyorum.

Biraz da Türkiyeliler Birliğinin faaliyetlerinden ve birliğe bağlı organizasyonlardan bahseder misiniz? 

Etkinliklerimiz Bat Yam lokal binamız ve İsrail’in çeşitli şehirlerinde gerçekleşmekte. Bat Yam’daki lokalimiz 150 kişilik bir potansiyele sahip. Raanana, HodAşaron ve Bat Yam olmak üzere başlıca üç şehrimizde İbranice lisan kurslarımızın yanısıra Bat Yam lokalimizde Türkçe lisan kursu da düzenliyoruz. Bilindiği gibi ‘İstanbullu Gelin’ dizisini merakla izleyen İsrailliler arasında Türkçe öğrenmeye ilgi duyanlar oldu. Tabii ki iş ilişkileri nedeniyle Türkçeyi öğrenmek isteyenler de var.

Türkiyeliler Birliği yurt dışı kaynaklı tiyatro guruplarının gösterilerini sahnelemekte, Cihat Aşkın gibi değerli virtüözlerin resitallerini gerçekleştirmekte,  bazı sanatçıların sergilerine yer vermekte, kendi alanlarında isim yapmış yönetici, yazar ve sanatçıları konferans vermek üzere ağırlamakta. 

COVID-19 öncesi, toplanmanın mümkün olduğu dönemlerde, lokalimizde müzikli ve yemekli geceler düzenledik, büyük konser salonlarında önemli sanatçıları konuk ettik.

Bu etkinlikleri düzenlerken en belirgin amacımız, Türkiyelilerin kendi aralarındaki sosyalleşmelerini sağlamak ve İsrail toplumu ile kaynaşmalarına vesile olmaktır. Ayrıca bu etkinliklerden elde edilen bağışlar burs ve yardım fonlarına kaynak sağlıyor.

Web sitenizde Türkçenin yanı sıra Ladino’ya da yer veriyorsunuz… Lisan konusundaki öncelikleriniz nedir? 

Aslında üç lisana önem veriyoruz. Tabii ki en başta İbranice geliyor. Devletin göçmenlere sağladığı lisan kurslarına (ulpan) ek olarak gönüllü Türkiyeli öğretmenler sayesinde İbranice takviye kurslar düzenliyoruz. Web sitemizde yirmi kadar yazarımız ana dilleri Türkçe lisanında yazmaktalar. Güncel haberler de Türkçe olarak yayınlanmakta. Ancak İbranice köşe yazıları ile katkıda bulunan iki yazarımız var.

Önem verdiğimiz diğer bir lisan da Ladino. Bu lisan Sefarad kültürümüzün bir parçası. Bu konuda web sitemizde yazarlarımızla Ladino’yu gündemde tutmaya çalışıyoruz. Bu lisanda konserlere ev sahipliği yapıyoruz. Ve son COVID-19 döneminde Zoom üzerinden ‘Savor de Boka’ başlığı altında değerli konuşmacıların anlatı ve sohbetlerine yer verdik.

İsrail’de konuşma dili İbranice ancak genç neslin aile büyükleri ile iletişimlerini sürdürebilmeleri için çocukların Türkçeyi öğrenmelerini istiyoruz. Daha da önemlisi genç kuşağın Türkiye’deki aile ve yakınları ile iletişimde kalmalarını sağlayabilmeleri açısından Türkçeyi bilmelerinde fayda var.

PANDEMİ VE ETKİNLİKLER

Korona virüsü salgını patlak verdiği ilk günlerden itibaren etkinliklerinizi Zoom üzerinden yaptınız. Bunlar ne türden konulara yönelik etkinliklerdi?

Korona dönemi bir yandan bizleri evlerimize kapattıysa da teknoloji ve çeşitli uygulamalar sayesinde mesafeleri ortadan kaldırdık. Başlangıçta Facebook üzerinden psikologlar ve yaşam koçları ile konferanslar düzenledik. Pandeminin etkilerini İsrail’deki Türkiyeli doktorlardan dinledik. Dünyanın birçok ülkesinden konuşmacıları davet ederek o ülkelerde salgının durumu hakkında bilgilendik.

Sonrasında Zoom üzerinden ‘Yom Atzmaut’ kutlamalarında İsrail ve Türkiye’den üçer sanatçıyı konuk ettik. Türkiye’de sinagogların kapalı olduğu dönemde Bat Yam’daki sinagogdan yayın gerçekleştirdik ve bu yayına Zoom üzerinden Türkiye’deki farklı sinagogların rav ve yahidlerinin katılımını sağladık.

Bu süreçte Zoom üzerinden 28 farklı etkinlik düzenledik. Facebook sayfamız üzerinden canlı yayınladığımız bu etkinliklerin her biri 5 ile 10 bin kişi tarafından izlendi. Tabii ki dileğimiz bir an önce etkinliklerimizi büyük salonlarda, kalabalık kitlelere ulaşarak düzenleyebilmek. 

Bu arada kuruluşumuzun 60. yılı nedeniyle bir dizi etkinlik planlamıştık. Kırk kişilik dev bir orkestranın eşliğinde bir konser düzenleyecektik. Ne yazık ki bu kutlama kapsamındaki projelerimizi ertelemek zorunda kaldık.

Türkiyeliler Birliği altmış yıldır İsrail’de vakıf statüsünde görev yapıyor. Gelecek için vizyon ve amaçlarınız nelerdir?

Öncelikli olarak İsrail’deki veri tabanımızı ve ağımızı güçlendirmek ve bu sayede Türkiyelilerin kültürel alanda ve yardımlaşma anlamında iletişimde kalmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Türkiyeliler Birliğini güçlendirip siyasi platformlarda söz sahibi olmasını sağlamak istiyoruz. Siyasi anlamda güçlendiğimiz takdirde göçmenlere daha fazla hak ve rahat koşullar sağlamamız mümkün olur. Birliğimizin sahibi olacağı bir mekân edinmek hedeflerimizden bir diğeri.

1980’li yıllarda Türkiyelilere ait bir huzurevi projesi Bat Yam Belediyesi tarafından arsa sağlandığı halde gerçekleşemedi. Bugün Türkiyeliler kendilerini lisan ve kültür açısından daha rahat hissettikleri Yunanlı Yahudilerin kurduğu huzurevini tercih ediyor. Belki bir hayal ama böyle bir girişime ihtiyaç olduğu açıkça ortada.

Bunlar vizyon ve hedeflerimiz. Başarılı olmamız tamamıyla hepimizin ortak çalışması ve birlik olması ile mümkün olacaktır. Buna inancımız sonsuz.