Mazhar Fuat Özkan şarkısı ile yazı kapatalım.
Bu sene pandemi nedeni ile turizmde dünya genelinde yaşanan sıkıntılar için Birleşmiş Milletlerin raporunda öngörülen zarar miktarı 1,2 trilyon dolar seviyesinde, dünya GSYİH’nın %1,5 olarak öngörülüyor. Raporun tarihi 1 Temmuz 2020.
Pandeminin olası bulaş dağılımından kaçmak için önlem almayanlar kadar kendince önlem alanlar da bulunuyor. Bu yaz önce yaylada, bayram sonrası Bodrum’da kalabalıklardan uzak kalmak adına bir planlama yaptık. Şimdilik plan işliyor. Adana’dan Bodrum’a yollar çift şerit gidiş geliş gayet güzel. Muğla’dan sonra dağların arasından geçerken manzara yolun sonuna doğru biraz yoruyor. Bodrum’da Gümbet, merkez ve büyük oteller hariç koylarda yabancı turist neredeyse yok. Olanlar da genelde mavi kartlı yabancı turistler, kurun nimetlerini sürüyorlar. Pandemi nedeni ile evlerde konaklamanın arttığını söylüyor esnaf. UBER’in vergi kaybını öne süren esnaf gibi Airbnb usulü oluşan vergi kaybını öne çıkarmıyorlar rekabette böylesine bir dönemde. Bir de Bodrum’a küçük İstanbul derler. Bodrum otellerinin taksi plaka sahiplerinden öğrenecekleri var. Yoksa turizmin hizmet sektöründe olması ve hizmet anlayışı mı daha çok ön planda? Evlerden sahile inen turistler nasılsa bütün gün yiyecek içecek harcaması yapacak. Kapalı, monopolcü ekonomilerde pazar büyümez, oysa pazar büyüdükçe gelir daha fazla artar. Yani rekabet kaliteyi, kalite daha fazla harcama yapacak müşteriyi getirir. Müşteri daha fazla harcadıkça vergi geliri artar. Gelir arttıkça yatırımın değeri veya geri dönüşünün hızı artar.
Finans Doktorunun Notu: Sosyal medya yasası ile Türkiye’de şirket kuruluşunu yaparsa UBER yine yasak olmaya devam edecek mi? Booking.com ofis açarsa erişimi sorun olacak mı? Pandemi ile dijital ekonomiyi öne çıkarıp EBA ile yeni nesilleri Endüstri 4.0 teknolojilerine hazırlarken, girişimcilere KOSGEB teşviki verip Unicorn firmalara sevinip, hackaton’lar ile start-up bulup değer yaratmaya çalışırken, pazara girişi engelleyerek ekosistemi nasıl yaratabileceğimizi bilen var mı sahiden? UBER gelmesin ama Peak Games’e unicorn satalım, gençlerimiz dijital fikirlerine melek yatırımcı veya yatırım alsın, sonra Silikon Vadisi olalım mı?
Konumuz turizmdi, Bodrum aslında ilçe değil il olması gereken bir yer. Özel hastaneleri, özel okulları, market ve alışveriş merkezleri ile örneğin Kırıkkale’den veya Kilis’ten daha büyük bir yer. Tepelere doğru sayıları hızla artan toplu konutlar ile yakında trafiği için sinyal vermeye başlıyor. Tabii daha ilginç olanı Ankara’yı anlamak mümkün ancak üç tarafı denizlerle çevrili İstanbul eşrafının denize girmek için İstanbul’dan buralara gelmesi ve burayı da İstanbul’a çevirme yolunda hızla ilerlemesini anlamak zor.
Turizm için sağlık, yaşlı bakım, genç, gastronomi, kongre turizmi gibi birçok fırsat mümkün. Mesela Urla son zamanlarda gastronomi ile öne çıkıyor. Yeni Bodrum, Çeşme sanki Urla olacak gibi. Örneğin, sosyal sorumluluk turizmi mesela yabani hayvan bakım kampları bir örnek olabilir, böylesine farklı pandemi dönemleri için bir alternatif olabilir. Keza arttırılmış gerçeklik, sanal müzecilik gibi alternatifler önemli. Uzay turizmi için henüz erken gibi düşünülse de astronomi turları veya uzay kampları ya da uzay temalı eğlence parkları da bir alternatif.
Bodrum’da fiyatlar hediyelik eşyalarda yerli turiste uygun hale gelmiş. Fiyatlar avro değil TL cinsinden ve adı üzerinde hediyelik alınabilecek seviyelerde. Tekstil ürünleri de aynı şekilde. Yabancı (mavi kartlı) turistin satınalma gücüne yaklaşabilmek güzel.
Hazır turizm ve müşteriden bahsetmişken; sanal dünyanın tüketici adına risklerine dikkat çekiyorduk. Sahte web sitelerinden alınan rezervasyonlar bugünlerde çok duyuluyor.
Son olarak, istisnaları hariç maske takmaya uyum konusunda yaşanan sıkıntılar tüm Türkiye’de okulların, otellerin, perakendenin eski doluluk oranlarına ulaşmasını yavaşlatacak gibi görünüyor. Daha fazla Bodrum’da kalmamak ve farklı Akdeniz Akşamlarını yaşamak adına maskeli günler dileğiyle.