Adolf Hitler’in askerlerinin, 1938 Mart’ında Avusturya’yı işgalinden 82 yıl sonra, nihayet Holokost’ta öldürülen Yahudilerin anısına, isimlerinin yer aldığı bir anıt duvarın inşasına başlandı. Peki, neden bu kadar zaman beklendi?
Şimdi 90 yaşında olan, 1930 Viyana doğumlu, Holokost kurtulanı Kurt Yakov Tutter’e göre uzun bir süredir hayal edilen gerçekleşiyor. Tutter ve kız kardeşi, ebeveynleri Nazi ölüm kamplarına yollandığı sırada saklanmışlar. Savaştan sonra Kanada’ya göç eden Tutter, ailesinin yok oluşunun acısının hiç dinmediğini söylüyor.
Geçtiğimiz son 20 yıl boyunca Tutter, doğduğu şehirde, ailesinin de isminin yer aldığı bir anıtın yapılması için gerekli onay ve bütçe için uğraşıyordu. 2018’de işgalin 80. yılında Avusturya Hükümeti söz konusu duvarın inşasına izin verdi.
Yeni anıt duvar Avusturya Ulusal Bankasının önündeki parkta inşa edilecek. Oval bir şekilde tasarlanan anıtta 1938-45 yılları arasında kamplarda öldürülen 64.259 Avusturyalı Yahudi çocuk, kadın ve erkeğin isimleri yer alacak.
Karanlık geçmişin yansıması
Uzun zamandır Avusturya, Nazi geçmişini, Yahudilere yapılanlara sessiz kalışını kabul etmemesiyle eleştiriliyor.
Viyana Yahudi Cemaati Başkanı Oscar Deutsch, anıtın inşasının başlangıcında yapılan bir törende, anıtın sadece Yahudiler için değil, geçmişi yansıtan ve bugün gelişen olayların Avusturyalılar tarafından hatırlanması için olacağını belirtti. 18 yıl önce Viyana Sinagogunda 62 bin Yahudi’nin isminin yer aldığı plaketin bulunduğu bir anı odası yapılmıştı. Ancak şimdiye kadar kurbanlar için genel bir anıt yapılmamıştı. Bu anıt sayesinde tarih sadece öldürülenlerin sayısı olarak değil, anılarda yaşayacak kimlikler olarak yazılacak.
Kişileri isimlendirmek
Avusturya Direniş Hareketi Arşiv Merkezinden Dr. Gerhard Ungar, 31 yılını Holokost’ta öldürülen kurbanların isimlerini bulmaya adadı. 10 Eylül 1942, Tereisenstadt’a transfer No 40 adlı belgede öldürülenlerin isimleri, doğum tarihleri, ikamet ettikleri yerler ve kendilerine Naziler tarafından verilen numaralar yer alıyordu. Bunlardan 40 bini Avusturya’da yakalanırken, 20 bini de ülkeden kaçmaya çalışıp Fransa ve Belçika’da yakalandılar.
2000 yılında Viyana’da Şoa kurbanları adına isimsiz bir anıt yapılmıştı. Ancak bu anıt öldürülenlerin ailelerini tatmin etmekten uzak oldu.
Holokost kurtulanları ve kurbanların yakınları modern sanat göstergesi, boş bir anıttan ziyade isimlerin yer aldığı, bir mezarı bile olmayan kişilere mezar teşkil edecek bir anıt istediklerini dile getirmişlerdi.
Avusturyalılar Almanlardan daha iyiydiler
Bazı Avusturyalı Yahudiler kaçmayı başararak uzak ülkelerde yeni bir yaşam kurmayı başardı. Zengin bir Viyanalı Yahudi olan Andreas Altman, 1938’in Mart ayında Naziler Avusturya’ya girerken kaçmayı başaranlardan. 10 ay sonra 36 yaşında Avustralya’ya gitti. Kızı Vivien Melbourne’da doğdu. Ailesinden, Avusturya’da kalanlar tutuklandı ve kamplarda öldürüldüler.
Vivien anıt konusunda şöyle diyor: “Böyle bir anıt yapıldığı için çok sevindim ama savaş sona ereli 75 yıl olmuş. Yetkililere soruyu sormak istiyorum, neden bu kadar geç?”
Babası Yahudilere karşı tutumlarından dolayı Avusturya’yı asla affetmedi. Vivien’e yaşadıklarını çok az anlattı ancak Vivien babasının asla Viyana’da yaşamak istemediğini söylüyordu. Vivien,“Babam Avusturyalıların Almanlardan daha iyi Nazi olduklarını söylerdi ancak kendini ihanete uğramış hissediyordu” diyordu.
1960’larda Andreas kızını, 11 yaşındayken büyükannesini ve teyzesini, savaş sonrası geri döndükleri Viyana’da ziyarete götürdü. Babasının çok heyecanlı ve kaygılı olduğunu ifade eden Vivien, Viyana’ya varır varmaz babasının bir kalp krizi geçirdiğini söyledi. Vivien Viyana’ya dönüşün ve anıların canlanışının babasının kalp krizi geçirmesinin nedeni olduğuna emin.
Sembolik ama önemli
Vivien ve erkek kardeşi, 2000 yılında, Avusturya Hükümetinden tazminat talep ettiler ve her biri 2500 Euro aldı. Vivien, bu miktarın sembolik olduğunu, ancak böylesi sembolik hareketlerin önemli olduğunu çünkü Avusturya Hükümetinin savaşta kurban olmadığının, Yahudilerin öldürülmesinde aktif rol oynadığının göstergesi olduğunu ifade etti.
Arşiv Merkezinden Ungar’a göre bu ikinci anıtı “Zaten bir tane var” diyerek istemeyen politikacılar da vardı. Ancak Tutter bunu asla kabul etmeyerek 20 yıl çabaladı ve nihayet hükümeti bir adım atmaya ikna etti.
Ungar geçtiğimiz yıl emekli oldu ancak şimdi bütün hayatını adadığı, belgelenen isimlerin bir anıtta yer alıyor olması, her bir ismin anılarda yaşatılması onun Kurt’e verdiği sözü tutması, en büyük bir tatmin kaynağı oldu.
Kaynak: Deutsche Welle
Çeviri: Eti Varon