Futbolseverlerle dolu bir ülkede olmak beraberinde futbol konusunda yorum yapan bolca insanı getiriyor. Maçları izleyen herkes teknik direktörün sahaya sürmesi gerektiği oyuncu ve oynatması gereken diziliş hakkında yorumlar yapabiliyor. Hâlbuki teknik direktörler herkesin gördüğünü ve çok daha fazlasını biliyor. Tam olarak da bu yüzden takımların başında deneyimli teknik adamlar oluyor. Teknik direktörler zaten genellikle eski futbolcular olduklarından dolayı daha işe başlamadan ortalama bir insandan çok daha engin bir futbol anlayışına sahip oluyor. Her şeyde olduğu gibi, bu genellemenin de istisnaları var. Profesyonel bir futbol kariyeri olmamasına rağmen, işinden sıkılıp daha fazlasını yapmak isteyen ve kendini günümüzde İtalya’nın en iyi kulübünün başına getiren bir deha: Maurizio Sarri.
Maurizio Sarri, 1959’da İtalya Napoli’de doğdu. Çok genç yaşta futbola yoğun ilgi göstermeye başladı ve bir savunma oyuncusu olarak amatör takımların seçmelerine katıldı. Katıldığı hiçbir seçmede karşısındakileri etkileyemeyen Sarri’nin futbolcu olma hayalleri gerçekleşmeyince, ailesinin de iteklemesi ile, eğitimine odaklandı. Ekonomi fakültesi mezunu olan Sarri dünyanın en eski bankası olarak görülen Banca Monte dei Paschi di Siena’da çalışmaya başladı. 20’li yaşlarında sahip olduğu azim ile bankada başarıya ulaşmayı ve yükselmeyi başardı. İş arkadaşlarına nazaran yaşının genç olmasına rağmen iş için Almanya, Lüksemburg ve İngiltere gibi ülkelere gönderildi. Ancak, Sarri’nin içindeki Napoli sokaklarında futbol oynayan çocuğa bir bankacının hayatı yeterli olmadı.
Bankadaki işiyle beraber amatör futbol antrenmanlarına devam eden Sarri 30 yaşına gelince antrenörlük eğitimine başladı. Yaklaşık on yıl boyunca iki işi birlikte yürütmeyi başarmasına rağmen Sarri, net bir karar alarak bankadaki işini bıraktı. Geçen on yıl içinde amatör takımları yöneten Sarri 2000 yılında Sansavino takımını çalıştırmaya başladı. İtalyan 5. liginde işe alınıp ilk sezonun sonunda Serie D’ye yükselme başarısına imza atıp kulüpte iki sezon daha görevli kaldı. Sansavino başarısının ardından Serie C ve Serie B (İtalyan 3. ve 2. ligi) liglerinde bulunan takımları çalıştırma şansı buldu, farklı seviyelerde başarılar elde etti.
Maurizio Sarri çalıştırdığı takımlarda detaylara çok takılan ve maçın her dakikasına özenle hazırlanan bir teknik direktör olarak iz bırakıyor. Hatta kendisine Mr. 33 (Bay 33) lakabını takıyorlar. Bu lakap Sarri’nin takımlarına tam olarak 33 farklı duran top organizasyonu ezberletmesinden geliyor.
2012 yazında Serie B takımı Empoli ile anlaşan Sarri kendini dünya piyasasına çıkarmak için ilk adımlarını attı. Empoli de çok başarılı üç sezon geçirmekle beraber, öncelikli olarak takımı Serie A’ya taşıma başarısına ulaştı. Empoli’de oynattığı futbol ile İtalyan futbolunda yer edinen Sarri, 2015’te Napoli tarafından transfer edildi. Sarri çocukluğunu geçirdiği şehrin takımını yönetme şansını elde etti. Napoli’de üç sezon geçiren Sarri, takımını dünyanın en iyileri arasında yazdırdı. Güçlü defans yapmakla beraber ofansif akışkanlık gösteren Napoli takımı kendini İtalya’nın en iyi ikinci takımı olarak da sabitlemeyi başardı. Sarri, İtalyan devi Juventus’u devirmeyi başaramamasına rağmen neler yapabildiğini gösterdi. Adını bütün dünyaya duyurmasının ardından Sarri yurtdışına çıkmaya hazırdı.
2018-2019 sezonu Sarri’nin İtalya dışında geçirdiği tek sezon oldu. Antonio Conte’nin gidişi sonrası zorlanan Chelsea takımının başına geçmesi ile takımı yeniden düzenleyip Conte’nin takıma aşıladığı sert kültürü devam ettirdi. Chelsea, Avrupa Liginde mağlup olmadan şampiyon oldu ve ligde üçüncü bitirmeyi başardı. Sarri’nin oyuncuları, Manchester City ve Liverpool tarafından ele geçirilen bir sezonda bile kendilerini gösterdi. Özellikle de Eden Hazard, Chelsea’de geçirdiği son sezonu mükemmel performansları ile taçlandırdı. Sezon sonu geldiğinde Sarri takımdan ayrılacağını duyurdu. İtalya’daki ailesine daha yakın olmak istediğini söyleyen teknik adam bu sefer, sezonlar boyunca deviremediği Juventus’a gidiyordu.
2019-2020 sezonu Juventus için zor bir sezondu. Güçlenen Lazio ve Inter Milan takımları ile başa çıkmakta zorlanmış, Şampiyonlar Liginde de ellerinde Ronaldo, Higuain ve Dybala gibi yıldızlar olmasına rağmen etkileyici performanslar gösterememişlerdi. Sezon sonu Serie A şampiyonu olan Juventus, Şampiyonlar Liginde Lyon’a elendi. Lyon maçının ardından da Maurizio Sarri’nin görevine son verildi. Önümüzdeki sezon hangi takımda görev alacağı hâlâ bilinmiyor.
Maurizio Sarri hayatta istediği şansı yakalayamadı. Futbol hayalinin peşinden gitmek istedi ama başaramadı. Çok güzel bir hayat yaşadı ama istediğini alamadı. İstediğini almak için Sarri kendi şansını yarattı. Memnun olmadığı hayatından aralar alarak kendi için istediği hayatı yarattı ve pes etmedi. 5. ligde başladı ve İtalya şampiyonu oldu. Hayatta her zaman istediğimiz şans önümüze çıkmayabilir, çıktığı zaman da istediğimiz şekilde olmayabilir. Bize düşen elimizdekinin en iyisini yapmak ve olanlar yerine olabilecekleri hedeflemek.