Eğitim ve öğrenci koçu Aylin Geron ile günümüzde çocuk ve gençlerin ihtiyaçlarını konuştuk… Koçluğun yanı sıra farkındalık, mindfulness kavramlarını da açıklayan Geron’un anne – babalar için de çok değerli tavsiyeleri bulunuyor.
Sevgili Aylin, internet sitende kendini tanıtırken “Koçlukla 2014 yılında tanışmam ile okula, öğrencilere ve tabii ki hayata bakışım değişti” diye söze başlamışsın… Hayata bakışında değişen ne oldu?
Ben özdisiplinli, çalışkan, kuralcı biri oldum çocukluğumdan itibaren. Çok sorgulamaz gerekeni yapardım hep.
Koçlukla, o yıllarda çalıştığım okulun hizmet içi eğitimlerinde tanıştım. İki tam günlük eğitimin sonunda kendimi, öğretmenliğimi, okulu, öğrencilerimi, başarıyı sorgulamaya başladım. Koçluk soru sorma sanatı bence… Güçlü sorular deriz biz. Sorular güçlüdür ve sen içine bağlanırsan yanıtlar kolaylıkla çıkıverir.
Hayata bakışım değişti koçlukla birlikte. Hayatın aslında seçimlerinin izdüşümü olduğunu, şikayet ettiğim her şeyi değiştirecek gücün kendimde olduğunu ve aslında o çok değerli kurallarımın beni sıkıştırabildiğini, esnemekten bir şey olmayacağını koçlukla fark ettim.
Hâlâ özdisiplinli ve çalışkanım ama eskisi kadar kuralcı değilim. Kendimi özgür bıraktım.
Küçük yaşlar için Mindfulness Atölyeleri düzenliyorsun… 5-12 yaş grubu için mindfulness neden önemli?
Önce şu güncellemeyi yapmak isterim: 5-8 yaş, 8-12 yaş ve 12-19 yaş aralıklarındaki gençlerle mindfulness atölyeleri düzenliyorum. Çalıştığım spektruma gençleri de kattım.
Mindfulness atölyelerinde olanı olduğu gibi kabul etme ve olanlar olurken bende olanı yargısızca fark etme, zorlayıcı durum ve duygularla baş edebilmeyi çalışıyoruz.
Bu becerilere hayatımız boyunca ihtiyacımız var. İnsan ne kadar erken hislerini, bedenini, kendini tanırsa o kadar sağlıklı, sakin ve huzurlu olabilir diye düşünüyorum.
Gençlere hangi alanlarda koçluk veriyorsun?
Gençlere değişim istedikleri her alanda koçluk veriyorum: Öğrencilik becerileri, motivasyon, erteleme, okul seçimi, meslek seçimi, alan seçimi, zaman yönetimi, alışkanlıklar, arkadaş ilişkilerini geliştirmek, aile içi ilişkilerini düzenlemek gibi... Ayrıca DEHB’li gençlerle de çalışıyorum.
Anne – babaların ne gibi durumlarda sana başvurması doğru olur?
Anne ve babalar, 13 yaş ve üstü çocuklarının hedef belirleyemediklerini, odaklanmakta güçlük çektiklerini, sürekli bir şeyleri ertelediklerini, ilişkilerini yönetemediklerini, geleceklerini planlayamadıklarını düşünüyorlarsa bana başvurabilirler. Böylece kendi ilişkilerini yıpratmadan bir profesyonel ile çözüme gidebilirler.
Kimi durumlarda koçluğa ihtiyacı olan ebeveynler oluyor. Anne - babalar da kendi tutumlarında, inanç kalıplarında artık işe yaramayan yöntemleri geride bırakmak istediklerinde benimle çalışıyorlar.
Sistemli bir şekilde hedef odaklı, bilişsel davranışçı yaklaşımı benimseyerek değişim odaklı çalışıyoruz.
Günümüzde ergenlerin desteğe ihtiyacı olduğu konuların başında neler geliyor? Günümüz gençleri en çok nelerde zorlanıyor?
Günümüzün gençleri Z kuşağı ve ebeveynlerinden çok farklılar. Çok direktler, hayır diyebiliyorlar, itaat etmiyorlar, sorguluyorlar…
Anne ve babalar ise dünün o minicik çocukları büyüyünce bir adım geride durmakta zorlanıyorlar. Onları onlara emanet etmek diğer bir deyişle çocuklarının hayatlarının iplerini kendi ellerine almalarına alan açmak gerekiyor. Bu otonomiyi kazandırmadan önce de onların kendilerini tanımaları, güçlü ve geliştirilebilir yönlerini keşfetmeleri, ilgi alanlarını tespit etmeleri konusunda desteğe ihtiyaçları var.
Bence günümüzde en çok ebeveynler zorlanıyor.
Ergen ebeveynlerine vereceğiniz tek bir öğüt olsaydı, ne olurdu?
“Az konuş, bolca dinle ve bağ kur!” çünkü hayat anlardan ibaret…