Geçen hafta AstroEkonomik gündem ile konuya dikkat çekmeye çalışmıştık. Astroloji akademide bilim değildir. Astronomi ise akademide bilimdir.
Interstellar (Yıldızlararası) filmi en az Arrival (Geliş) veya Contact (Temas), Elysium filmleri kadar etkileyici bilimkurgu filmleri. Ancak içlerinde ‘İkizler Paradoksu’, solucan delikleri, zamanda yolculuk, kara delik, ışık hızı gibi birçok astrofizik konusunu barındırıyor. Keza astrobiyoloji ile kainatta yaşam, bunlarla iletişim gibi bilimsel yani akademik boyutu barındıran başlıklar var. Bu ve benzerlerinde minör olarak yer alsa da uzayda kolonileşme, ticaret gibi başlıklar astrososyoloji, astroekonomi gibi sosyal bilimlere dair (dünyada) fazla öne çıkmamış konulara da değiniyor. Interstellar filminde kuraklık ve iklim değişiklikleri nedeni ile yaşanabilir exoplanet (gezegen) arayışı bunun bir parçası. Nitekim filmin sonunda bir uzay istasyonunda yaşamı sürdüren koloni ile aslında bunların hepsi ufak da olsa özetlenmiş oluyor. ‘AstroEkonomik Gündem’ yazım için bir arkadaşım şu değerlendirmeyi yaptı. Etimolojik olarak belki evet ama kullanım olarak Finansal Astrolojiyi çağrıştırıyor. Farklı bir isim bulman daha doğru olabilir çünkü bu kullanım seni akademide veya imaj olarak yıpratabilir. Doğru. Ancak astrobiyoloji veya astrofizik neyse astroekonomi de o. ‘Uzay Ekonomisi’ olarak çeviri mümkün ama örnekleri önümüzdeyken küresel olarak doğru kelimeyi kullanmakta fayda var. Benzer bir sıkıntı küresel olarak da var aslında. Astroeconomy yazınca sosyal medyada daha çok finansal astrolog hesapları karşınıza çıkıyor. Ancak bugün için atmosfer altındaki uzaya yönelik çalışmaları kapsayan, ileride atmosfer üstü finansal hizmetleri, ekonomileri kapsayacak bir alanla güneş sistemindeki gezegenlerin retrolarını veya dik açılarını birbirine karıştırmamak lazım. Evet, Mars’ın iki gezegen ile aynı hizaya gelmesinin çekim gücü ve açı olarak insanlar üzerinde bir etkisi olabilir ve geçmişteki benzer konumlar ile aynı sonuçları doğurabilir, bu başka bir tartışma. Ancak bir kara deliğin çekim gücünün ışık hızını bile yutuyor olması, gezegenlerin kütlesinin çekim gücüne bağlı olarak uzay zamanın bükülüyor olması başka bir konu. AstroEkonomi’de bunlar çok daha önemli bir konu. Çünkü bugün bildiğimiz faiz ve ona dayalı tüm ekonomik sistemleri, okulları/ekolleri sorgulatacak cinsten. Mesela Mars’ın kendi etrafındaki dönüş hızı ile ona ışık hızında giden bir gemideki dünya vatandaşının, Kepler’deki bir koloni vatandaşına göre dünya üzerindeki emeklilik sistem yaşları değişecek. 56 yaşında BES’ten emekli olursun derken bunları düşünmek, dikkate almak gerekecek. Işık hızında para transferi solucan deliğinden geçerken uzay zamanda sıfıra eşit olacağı için faiz olmayacak. Bu arada bir kara deliğe düşerse aynı para transferi kripto paraların yanlış elektronik cüzdana transferini mumla arayacak. AstroEkonomi işte bunlarla ilgili. Retro yanında çocuk oyuncağı kalır. Einstein özel ve genel izafiyet teorisi için 100 akademisyenden bildiri ile saçmalık eleştirisi almıştı. Akademik tarihte hepsi yer alıyor. Zamansa malum kişiye göre göreceli.