‘İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde’ başlıklı sergi, Osmanlı’nın modernleşme süreciyle I. Dünya Savaşının ardından yıkılışına tanıklık eden Köpe Ailesinin hatıralarına dayanıyor.
SALT Beyoğlu, özellikle tarihseverlerin kaçırmaması gereken belgesel tadında bir sergiye imza attı. Lorans Tanatar Baruh (SALT), Nefin Dinç (James Madison University), Erol Ülker (Işık Üniversitesi) tarafından hazırlanan ve Macar Kültür Merkezinin desteklediği‘İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde’ başlıklı sergi, Osmanlı’nın modernleşme süreciyle I. Dünya Savaşının ardından yıkılışına tanıklık eden Köpe Ailesinin hatıralarına dayanıyor. Anılara eşlik eden ve adeta tarihe not düşen siyah-beyaz fotoğrafları, karikatürleri, filmleri izlerken kendinizi II. Meşrutiyet, I. Dünya Savaşı ve mütareke yıllarının Osmanlı coğrafyasında, bir roman içerisinde yaşıyor gibi hissedeceksiniz. 27 Aralık son gün!
Basın açılışına katıldığım sergide konuklara, SALT Araştırmalar ve Programlar Yöneticisi Lorans Tanatar Baruh rehberlik etti. Üç kata yayılan ve zengin bir arşivi gözler önüne seren sergiyi iki saat boyunca sürükleyici bir film izler gibi gezdim.
Sergi, tanıklık dönemlerine göre birçok ana başlık altında toplanmış: Çocukluğumun Selanik’i, Birinci Cihan Harbinin Eşiğinde, İstanbul Sokak Hareketleri, Silah Kardeşliği, Kutsal Topraklar, Taşkışla Yangını, Gazze’den Çekilme, Sultan Reşad’ın Cenaze Merasimive Yenilgi gibi…
KİM BU KÖPELER?
Hayatları Braşov’dan İstanbul’a, Selanik’ten Edirne ve Konya’ya uzanan bir aile… Ailenin öyküsü, Transilvanya’nın Braşov şehri yakınlarında bir köyde doğup büyüyen Andras Köpe ile Breton bir aileden gelen Léocadie Tallibart’ın İstanbul’da yollarının kesiştiği Tanzimat döneminde başlıyor. Andras, Avusturya İmparatorluğunun baskılarından İstanbul’a; Léocadie ise, mücevherci kardeşi Louis ile mimar kardeşi Pierre’e eşlik etmek üzere şehre gelir. 1842’de evlenen çiftin ikinci çocuğu olan ve mektupları sergide yer alan Charles ise, Cenova kökenli Trabzonlu bir Levanten aileye mensup Rose-Marie Marcopoli ile 1882’de hayatını birleştirir. Charles ve Rose-Marie’nin Charlotte, Ida, Taïb, Ferdinand, Antoine ve Eugène adında altı çocukları olur.
Fransızca eğitim alan kardeşler, hiçbir zaman Avusturya-Macaristan vatandaşlığından vazgeçip Osmanlı tabiiyetine geçmez. Taïb Köpe,1914’te savaşın başlamasından kısa bir süre sonra müttefik Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun üniformasını giyer. İki yıl sonra İstanbul’da Avusturya-Macaristan ordusuna katılan Antoine ise, 1917’de Suriye ve Filistin’de görev yapar. Savaşın sona erip her iki imparatorluğun çöküş sürecinin başladığı dönemde, çoğu İstanbul’da ikamet eden aile üyeleri, 1918’de Mondros Mütarekesine, 1919’da Paris Barış Konferansına, 1920’de de İstanbul’un İngiliz, Fransız ve İtalyan askerleri tarafından işgaline şahit olur.
18. yüzyılın ortalarından beri İstanbul'da yaşayan Köpe Ailesi fertleri, 20. yüzyılın ikinci yarısında kişisel nedenlerden dolayı ABD'ye göç eder.
ANTOİNE KÖPE’NİN ON CİLTLİK KÜLLİYATI
Antoine Köpe 1897’de İstanbul’da doğar. Babası Charles, Karaköy’deki Osmanlı Bankasında çalışan bir memurdur. Antoine, Saint Michel Fransız Lisesinde okurken I. Dünya Savaşı patlak verir. İlerleyen zamanlarda görev aldığı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ordusunda çevirmenlik yapar. Daha sonra gittiği Filistin cephesinde yaşanan Gazze bozgununun ardından Şam’a, oradan da tekrar işgal altındaki İstanbul’a döner. İstiklal Savaşı, Osmanlı’nın çöküşü ve Mustafa Kemal’in genç Türkiye Cumhuriyetini kurması gibi birçok tarihi olaya tanıklık eder. İstanbul’da İşsiz kalınca karikatürlerini satarak geçinmeye çalışır. Daha sonra Osmanlı Bankasının Anadolu’daki şubelerinde görev yapar.
1945 yılında bir silah arkadaşının cenaze merasiminde anılarını kaleme alma fikri gelir aklına. Selanik’ten başlattığı bu on ciltlik hatıratı, 1959’da tamamlar. Bu anılarına sadece savaş sürecinde yaşadıklarını değil, ebeveynleri ve kardeşlerinin hayatları ile ilgili detayları; kendi özel yaşamına ait hoş anekdot ve aile fotoğrafları da koyar.
Lorans Tanatar Baruh
Antonio Köpe, itinayla muhafaza ettiği kişisel belge ve resmi evrak aracılığıyla hatıralarında siyasal-toplumsal tarihin dönüm noktalarını aydınlatır. Çizdiği birbirinden etkili yüzlerce karikatür, gerçekleştirdiği ses ve görüntü kayıtlarıyla, en önemlisi de erkek kardeşi Taib Köpe ile çektikleri fotoğraflarla muazzam bir arşive imza atar. 1974’de, ABD’de kanserden hayatını kaybeder.
Yıllar sonra bu dev arşiv, Teksaslı işadamı, torun Tony Childress sayesinde gün ışığına çıkar. Childress, dedesinin Fransızca yazdığı on ciltlik anı külliyatını, 2005'te İngilizceye çevirtir.
Sergiyi, pazartesi hariç haftanın her günü, 12.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.