Sukot- Çardaklar, Mısır’dan çıkan atalarımızın vaat edilmiş topraklara gelmeden kırk yıl boyunca çölde etrafta bulabildikleri dallar ve yapraklardan yaptıkları çardaklarda yaşamalarının anısına bu isimle anılır.
Yedi gece ve yedi gün süren Sukot Bayramı bu yıl 2 Ekim Cuma akşamı başlıyor.
Roş Aşana'da Tanrı'yı Kralımız olarak taçlandırdık, Tanrı için her yarattığının önemli olduğunu, bizi her zaman hatırladığını aklımızda tutarak Şofar seslerinin içimizin en derinlerine işlemesini, oralarda bir yerlerde bir şeylere dokunmasını, kalbimizi titretmesini deneyimledik. Sonra gelen Yom Kipur'da hayatımız, ilişkilerimiz, misyonumuz üzerine yoğunlaştık, teşuva yaptık veya yeni senede teşuva yapmaya niyet ettik. Şimdi ise takvimdeki en neşeli, en coşkulu bayramlarımızdan olan Çardaklar-Sukot Bayramını kutluyoruz. ‘Mutluluğumuzun zamanı’ olarak tanımlanan ve Şaloş Regalim (Pesah-Şavuot-Sukot) bayramlarının üçüncüsü olan Sukot Bayramı, gerek elde tutulan Arba Minim-Dört Tür, gerek yedi gün süresince bayram için özel olarak hazırlanmış ‘Suka’larda oturmak, gerekse Tanrı’nın verdiklerine şükredip mutlu olmak olsun, Tanrı ile ilişkimizi ifade eden zengin sembollerle doludur.
Bu yıl Sukot Bayramı 2 Ekim Cuma akşamı başlıyor.
SUKOT MİTSVALARI
Sukot’a ait mitsvalar, direkt olarak Tora’dan gelir:
1) SUKA’da yaşama mitsvası
“Bu yedi gün boyunca çardaklarda yaşayacaksınız.” (Vayikra 23:42)
Kipur bittikten hemen sonra, atalarımızın çöldeyken yaşadıkları çardakları hatırlatan sukaların yapımına başlanır. Suka, belirli kurallara göre yapılır, üstü dallar ve bitkilerle kaplanır.
Suka, duvarları ve özel bir biçimde örtülmüş çatısı ile aklımızdan duygularımıza, başımızdan ayak parmaklarımızın ucuna kadar tüm benliğimizi tamamen kapsar.
Sukot boyunca yenilen her öğün ve yapılan her aktivite Suka’da yapılır.
2) Arba Minim-Dört çeşit bitki mitsvası
“İlk günde kendinize etrog ağacı meyvesi, hurma dalı, mersin ağacı dalları ve dere söğütleri alıp, Tanrı’nın Huzurunda yedi gün boyunca sevinç ifade edeceksiniz.” (Vayikra 23:40)
Sukot süresince, Şabat harici her sabah duası sırasında ibadetin belli bölümlerinde kullanılan Arba Minim, dört çeşit bitkiden oluşur:
Lulav (Ağaç dallarının en güzeli olarak kabul edilen hurma ağacı dalları, insanın omurgasına benzetilir),
Adas (Hoş kokulu ağaç dalı yapraklarını simgeleyen mersin ağacı dalları, gözlere benzetilir),
Arava (söğüt ağacı dalları, dudaklara benzetilir),
Etrog (Ağaç meyvelerinin en mükemmelini simgeleyen, ağaçkavunu diye bilinen bir turunçgil, insan kalbine benzetilir).
Başka bir yoruma göre de Lulav, Tora’yı öğrenen, ama Tora’ya uygun davranışları olmayan kişileri; Adas, Tora öğrenmeyen, buna rağmen iyi davranışlarda bulunan kişileri; Arava, Tora öğrenmeyen ve iyi davranışlarda bulunmayan kişileri; Etrog da Tora’yı öğrenen ve mitsvaları yerine getiren kişileri sembolize eder.
Bu mitsva, her ‘çeşit’in gerekliliğini ifade eder. Moşe Rabenu’dan itibaren dilden dile aktarılan ve Tora’nın satır arası yorumlarını içeren Midraş’ta belirtildiği üzere: “…Tanrı der ki; her farklı tür, tek bir bağ ile birbirine bağlansın ve birbirleri için kefaret sağlasın.”
3) Sevinmek ve mutlu olmak mitsvası
“… Yedi gün sevinç ifade edeceksiniz”(Vayikra 23:40); “Bayramında neşelen” (Devarim 16:14); “... ve sen, sadece neşeli olacaksın”(Devarim 16:15).
Sukot’ta ‘neşelenme’ mitsvasından Tora’da bir defadan fazla söz edilmesi, bu mitsvanın önemini vurgular. Önce Elul ayı, sonrasında Roş Aşana ve Yom Kipur’un da içinde olduğu Aseret Yeme Teşuva günlerinde pişmanlık ve yoğun dua dönemi sonrası kişi, Tanrı’ya yakınlaşmanın, ‘dönüşün’ sevincini yaşar. Sukot’ta hissedilen yoğun mutluluk ve neşenin asıl sebebi, teşuva yapıp günahlarımızdan affedilmemiz ve hatalarımıza rağmen, Tanrı’nın korumasının her an üzerimizde olduğunun bilinci, Tanrı’nın bize yepyeni bir başlangıç yapma fırsatı vermesidir.
SUKOT SÜRESİNCE SUKALARIMIZA MİSAFİR OLAN UŞPİZİN-KONUKLAR
Geleneklerimize göre Sukot Bayramının her günü, özel misafirleri ve onların özelliklerini temsil eder. Yahudi tarihinin ana karakterlerinden oluşan bu değerli misafirler bayramın her gecesi bizi sukamızda ziyarete gelirler ve sukamızı aydınlatırlar. R.Andrew Shaw, her gece sukada yemek yerken o gecenin konuğu, onun yaşamı ve özellikleri hakkında konuşmanın bize örnek olacağını ve bizi benzer şekilde davranmaya motive edeceğini anlatır.
Birinci gecenin özel konuğu-Avraam Avinu: Sünnet olduğunun üçüncü gününde, güneşin en sıcak olduğu saatte çadırının girişinde oturup öğle yemeğine davet edebileceği yabancıları gözlüyordu. Avraam Avinu ile özdeşleşen misafirperverlik Yahudi halkının en belirleyici özelliklerinden biridir. Kendi rahatından vazgeçip dünyayı biraz bile olsa daha iyi getirmeye çalışmak, bunu da başkalarının ihtiyaçları, rahatlıkları ile derinden ilgilenerek ve bunları karşılamaya çalışarak gerçekleştirmektir.
İkinci gecenin özel konuğu-Yitshak: Babası Avraam Avinu’nun ondan önce kazmış olduğu kuyuları yeniden kazdı ve yeniden adlandırdı. Bu bize ne öğretir? Bilgelerimiz kuyuları (su) Avraam Avinu’nun öğretilerine benzetir. Yitshak, babasının öğretilerini yeniden canlandırdı ve bunları kendi nesline uygun hale getirdi, böylece Avraam (babası) ile Yaakov (oğlu) arasında gerekli olan temel bağlantıyı sürdürebildi. Bizler de kendi neslimizde eski nesiller ve çocuklarımız arasındaki bu hayati bağı sağlamayı ve güçlü tutmayı öğrenmeliyiz.
Üçüncü gecenin özel konuğu-Yaakov: Yaakov deyince ilk aklımıza gelen imajlardan biri, onun bir melekle güreşirkenki görüntüsüdür. Bizler de kendi meleklerimizle güreşmeliyiz; kendimize hayatımızı sorgulayan sorular sorarak, Tora anlayışımızı derinleştirerek, bu güreşten anlamlı ve doyurucu Yahudi değerleri ve öğretileri çerçevesinde bir hayat yaşamak için daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde ortaya çıkarız.
Dördüncü gecenin özel konuğu-Yosef: Hayatına kendini evrenin tam merkezinde görerek başlar (on bir yıldız, güneş ve ay hepsi onun yıldızı önünde eğilir). Hayatının daha sonraki bölümlerinde ise her fırsatta tüm başarılarının ve üstün anlayış yeteneğinin Tanrı’dan geldiğini içselleştirerek dile getirir. Bizler de Yosef’in yaşadıklarını deneyimlememize gerek kalmadan başarılarımızın ve sahip olduklarımızın kaynağının Tanrı olduğunu sürekli aklımızda tutarak bunlar için Tanrı’ya şükretmeliyiz.
Beşinci gecenin özel konuğu-Moşe Rabenu: Bizi Tanrı’nın yardımıyla esaretten kurtaran ve Sina Dağında bize Tora’yı aktaran liderimizdir. Moşe Rabenu, zamanı üzerinde özgürlüğü olmayan esir kişilerin asla öğrenemeyeceklerini, öğrenmeyen kişilerin de asla özgür olamayacaklarını anlamıştı. Bizler de fark ettirmeden zamanımızı kısıtlayan günlük esaretlerimizden kurtulup özgür olmayı öğrenmeliyiz.
Altıncı gecenin özel konuğu-Aaron: Çöldeki 40 yıllık yolculuğumuz süresince insanlar arasında arabuluculuk yapan barış elçisiydi. Bir anlaşmazlık olduğunda taraflardan birini kenara çekerek karşı tarafın onunla barışmak istediğini söylerdi. Sonra aynısını karşı tarafa da söylerdi. Barış yapmak geleneğimizin o kadar merkezinde yer alır ki, Aaron’un soyundan gelenlerin (Koanim) günümüzde hâlâ devam eden tek hizmeti Koenlerin barış kutsamasıdır.
Yedinci gecenin özel konuğu-David: Yeuda’nın ve Rut’un soyundan gelir ve Maşiah’ın atasıdır. Yeuda, Tamar ile günah işlemesine rağmen hatasını kabullenip bunu tamamen telafi etmişti. Rut da Yahudiliği hiçbir menfaati olmadan, sadece kayınvalidesine olan derin sevgisi ve bağlılığı nedeniyle kalpten kabul eden bir ger tsedek’ti. David bize hatalarımızı kabullenip bunları telafi etmeye çalışmamız ve başkalarına karşı sevgiyle davranmamız, bu şekilde Maşiah’ın gelişi için payımıza düşeni yapmamız konusunda büyük ilham kaynağıdır.
KISA KISA SUKOT
İsmi: Sukot- Çardaklar. Mısır’dan çıkan atalarımızın vaat edilmiş topraklara gelmeden kırk yıl boyunca çölde etrafta bulabildikleri dallar ve yapraklardan yaptıkları çardaklarda yaşamalarının anısına bu isimle anılır.
Sukot Mitsvaları: Sukot Bayramına ait olan üç temel mitsva, direkt olarak Tora’dan gelir. Yedi gün boyunca zamanının çoğunu sukalarda geçirip yemeklerimizi burada yemek, Arba Minim’i-Dört Çeşit Bitki- dua ederek belli yönlere sallamak, sevinmek ve mutlu olmak.
Uşpizin: Aramca misafir, konuk anlamına gelir. Geleneklerimize göre Sukot süresince her gece atalarımız, aralarından birinin önderliğinde sukalarımızı ziyarete gelir.
Onur Bulutları: Tanrı’nın Onur Bulutları İsrailoğulları çölde kaldıkları kırk yıl boyunca onları gece ve gündüz korur ve yol gösterirdi. Bir yoruma göre suka, Onur Bulutlarını simgeler.
Su: Sukot zamanı, su için yargılandığımız ve Tanrı’ya bereket için dua ettiğimiz bir dönemdir. Bet Amikdaş zamanında Kutsal Tapınağa Pesah’ta ‘Arpa Kurbanı’, Şavuot’ta ‘Buğday Kurbanı’, Sukot’ta ise ‘Su Kurbanı’ getirilirdi. Mizbeah’ın üstüne dökülüp Tanrı’ya adanan su ile gelecek yılın bol yağışlı ve bereketli olması dilenirdi.
Sukot’un ABC’si, Sukot-Şemini Atseret, Simhat Tora Felsefesi, Suka’nın Kucaklaması,Sukot ile Kohelet arasındaki İlişki:
http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=category&id=25&layout=blog&Itemid=106
Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla Every Person’s Guide to Sukkot,Shemini Atzeret and Simchat Torah, Succos-It’s Significance,Laws and Prayers, Guide to Tishrei, Emanations, İnside Time, Journey Through Nach, El Gid para El Pratikante (Gözlem) kitaplarından ve www.chabad.org, www.jewfaq.org, www.rabbisacks.org, www.meaningfullife.com sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.