“Benim hikayem inşa etmekle başladı”

Avi Goren-Bar, klinik psikolog ve ‘Carl Gustav Jung Koçluğu’ eğitimleri veriyor. Kendine gerçekten ve yargısızca bakabilmek kadar önemli bir yolculuğuna çıkan adımları teşvik eden kahraman, geliştirdiği teknik sayesinde kişiye bir anlamda kendi kullanma kılavuzunu yazdırıyor. Bunun için de önemli tekniklerini duygularıyla buluşturuyor.

Bahar FEYZAN Yaşam
7 Ekim 2020 Çarşamba

Jung’un dediği gibi kaderimizi karakterimiz mi belirliyor, yoksa bizden önce yaşayanlardan devraldığımız mirasın yüklerini mi taşıyoruz?

Babam 1915'te Ukrayna'da (o zamanlar Polonya altında), küçük bir köyde, son derece dindar ve fakir bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Polonya ordusuna hizmet etti ve neyse ki, 1939'da bir tekneyle, yasadışı yollarla İngiliz mandası altındaki Filistin'e geldi. Nazilerin Ukrayna ormanlarındaki eylemlerinde tüm ailesi yok edildi. Babam içkiyi seven, mütevazı, sessiz, içe dönük bir hayat yaşayan yakışıklı, depresif bir adamdı. Annem 1919'da Belarus, Bialystok'ta doğmuş, 1935'te 17 yaşında Filistin'e göç etmiş, bir ‘öncü’ idi. Bir öğretmendi ve hayatımın başlarında ilkokul müdürü oldu. 1952'de yeni doğmuş bir devlete doğdum. Dünyaya hangi mirasla geldim? Ben doğmadan tüm akrabalarım silindi, ailem her anlamda varoluşsal savaşlara girerek yaşadı. Benim bireyselleşme hikâyem, İsrail devletiyle, ülkenin "buraya inşa etmek ve yerleşik olmak için geldik" fikri ve benim için yaşamın çoğu, kendini gerçekleştirme ve bireyselleşme ile iç içe geçmiş durumda. Bunlar travma sonrası Holokost mirasıdır. Kitabımda Jung Psikolojisinin İsrail'e, Jung'un tavsiyesiyle 1939'da Filistin'e göç eden ve İsrail Jung Derneğini kuran Erich Neumann (Jung'un tercih ettiği öğrenci) aracılığıyla nasıl geldiğini okuyabilirsiniz. Açıkçası, yaratıcılık, zekâm, insanlara olan sevgim, cesaretim ve kararlılığım ülkemin kolektif varoluşsal hikâyesine kaynaşmıştır.

Avi biraz bugününden de bahseder misin? Nerede yaşıyorsun? Neler yapıyorsun?

Kuzey İsrail’de Galilee’nin dağlarında yaşıyorum. Haftanın bir kısmını ailemle birlikte, kliniğim ve evimin yer aldığı Tel Aviv’in güneyinde, Arap bölgesinde yer alan Yafa’da geçiriyorum. Pandemi öncesinde hayatım yoğun olarak İsrail ve Avrupa arasında geçiyordu,  umarım en kısa zamanda bu yoğunluğa dönerim. Klinik psikolog ve eğitsel psikolog olarak 40 senelik oldukça verimli, telaşlı ve yoğun bir kariyer sonrası Avrupa Gestalt Birliği ve sağlam temellere dayanan üç senelik Kudüs Jung Seminerlerini alarak, Expressive Art terapisti olarak yeni bir kariyere başladım. Her şey on yıl önce Yunanistan Adler Derneği tarafından geleneksel konferanslarında bir workshop vermemi istediklerinde başladı. Avrupa’da her ay seyahat etmeye başladığımdan beri Yunanistan’da Expressive Art Terapi ve Koçluk programını başlatıp sonrasında İstanbul, Zagreb, Ljubliana, Belgrad ve Budapeşte’de olmak üzere genişlettim. Beş sene önce, yeni bir program geliştirdim, ‘Jung koçluğu’ adını verdiğimiz bu koçluk programı günümüzde İstanbul, Atina, Ljubliana ve Budapeşte’de genişlemiş bir şekilde devam ediyor. İlave olarak, 2021 kışında Online Jung koçluğunu başlatacağız. 

Dünyada çok yöntem var. Özellikle son yıllarda kişisel gelişim alanı neredeyse çığır açtı. Neden bu kadar çok değişim, dönüşümle çevrelendik, bunu gerçekten becerebiliyor muyuz? 

Dört kitap yayınlamış olan, Jung analisti mentorum Ruth Netzer’ın iddia ettiği gibi, “20. yüzyıl itibariyle insanlığın tüm gelişimini gerçekleştiren ‘bireyselleşme arketipinin (kendim ol) bir aktivasyonu ve güçlendirilmesi sonucudur. Kolektif psişik altyapıda işleyen bazı arketipler, tüm insanların bireyselleşme sürecini etkiledi. Bu arketipler arasında: 1) ‘derinliğin’ sırlarının keşfi 2) Dişil arketipin kolektif bilince dönüşü 3) Süper ego arketipinin eril olumsuz tarafını gevşemesi, 4) Teröpatik arketip 5) Bastırılanların geri dönüşünün Arketipi ve 6) Bağlılık ve iletişimin arketipi. Tüm bunların anlamının derinliklerine inerseniz, insanların neden farkındalığı, terapiyi ve koçluğu keşfettiğini anlarsınız! Hayat bizi buna zorluyor. 

Jung koçluğu eğitimleri veriyorsun. Kendi adıma inanılmaz dönüşümlere şahit oldum. Bana sorarsan karanlıkta yol almak yerine Jung’un işaret ettiği simgeler ve arketipleri kullanmak büyük bir hediye. Verdiğin eğitimleri sen nasıl tanımlarsın? 

Eğitimim, teorinin derin duygusal yorumuyla teşvik edilen entelektüel meydan okumanın ve yaşamdaki bakış açısının, davranışının ve neyin anlaşılmasının değişimini etkileyen pratik araçlara doğrudan uygulamanın bir kombinasyonudur. Ne yaparız ve ne düşünürüz? Jung koçluğu, C.G Jung teorisine dayanarak geliştirdiğim bir yöntem ve bu yöntem, koçun müşteriyi muazzam bir şekilde değerlendirmesini, yönetmesini, genişletmesini ve güçlendirmesini sağlar.

Bir koç ya da bu alanda yol almaya istekli biri neden Jung Koçluğu eğitimini almak istesin? 

Yıllar boyunca, Jung koçluk profesyonel dilini konuşmayı öğrenen bir öğretmen ve asistan ekibi geliştirdim. Eğer bir uygulama koçuysanız, tercihen deneyimli bir koçsanız, o zaman Jung koçluk pratik araçları müşterilerinize yardımcı olma becerinizi açıkça derinleştirecek ve danışanınızın ikilemlerini anlamanıza bir 'üçüncü boyut' (derinlik) verecektir.Buna ek olarak siz kendiniz dönüşeceksiniz, kişisel ve profesyonel olarak bilinçdışının eşsiz bilgeliği ile buluşacaksınız. 

Peki, insanlar neden Jung koçlarını tercih etmek istesin? Sorunlarını psikolog yerine koça götürmenin farkı nedir? 

Açık bir ayrım yapalım: Jung koçluğu güçlü bir ego kuvveti gerektirir. Güçlü ego bir kişinin günlük aktivitelerinde, başarılarında, performanslarında ve kazançlarında sergilenir. Her koçluk gibi, Jung koçluğu da yöneticileri, İK'ları, liderleri, ilerleme arayan çalışanları, ikinci kariyer adaylarını, iş insanlarını hedef alıyor - bunlar, Jung koçluğu vasıtasıyla anlaşmazlıklarıyla başa çıkmak için bilge, zeki ve zorlu bir yöntem bulacaklar. Sağlıklı insanlar için ani, doğrudan, hızlı ve derin bir yaklaşımdan bahsediyoruz. Jung koçluğu tedavi veya terapi sunmaz.

Kimler Jung koçları ile çalışabilir? 

Kapasitelerini değerlendirmek ve profesyonel repertuarını güçlendirmekle ilgilenen herkes (Ego-benlik ekseni).İnsanların mesleki ya da kişisel yaşamlarından geçtiği kariyer ve süreçlerle ilgili ikilemlerle devam etmek, (kahramanın arayışı).

Sembolik düşünce geliştirerek ve Animus-Eril / Anima-Dişil İlkeler repertuarlarını doğal kendiliğinden davranışlarına uyarlayarak kişinin davranışını ve düşünce tarzını genişletmeye yardımcı oluyoruz. Danışanın gölgeleri ile çalışıyoruz ve güçlü liderler olmak için 12 arketipik davranışını genişletmeye yardımcı oluyoruz - bunların hepsi Jung koçluğu araç kutusunda yer alıyor.

Jung koçlarıyla çalışmak ya da Jung koçu olmak nasıl dönüşümlerden geçmek demek?

Doğduğunuzda kaderiniz, sizi bu zorlu dünyada hayatınızda elinizden gelenin en iyisini yapmanız beklenen bir yere, aileye, mesleğe, bakış açısına ve zihne yerleştirir. Jung Koçluğu, bir kişi yazgısını alıp kadere dönüştürmeye karar verdiğinde harekete geçer. Bu hayatta ne olmak niyetindeyim, katma değerim ne olacak, bana dönüşmemi söyledikleri kişi mi yoksa olmak istediğim kişi mi olacağım? Bireyselleşme ve Jung Koçluğu, Jung Koçluğu yöntemlerini kullanarak kişinin ne olmam söylendi ve ne olmak istiyorumun arasındaki çelişkiyi azaltmaya yardım eder. Başka bir değişle Jung Koçluğu kişiyi kendi hayatının kahramanına çevirir, kendi hikâyesinin kahramanı olur. 

Şu anda dünyada neler oluyor? Jung’a göre bunu nasıl açıklamak gerekiyor?

Korona salgını başladığında, ‘Gölge arketipi Leydi Corona ile karşılaştığında’ adını verdiğim ve etiketlediğim bir makale yazmaya çok ihtiyacım vardı. Bu uzun ayrıntılı makaleyi sitemde okuyabilirsiniz: Jungiancoachingschool.com veya LinkedIn'imde: https://www.linkedin.com/in/jungian-coaching-school-944920130/

Her neyse, hem kolektif düzeyde (dünya çapında pandemi) hem de kişisel düzeyde derin bir gölge içindeyiz. Şimdi apaçık ve kritik hale gelen şey, stresin uzun süreceği, çöküşün daha yoğun olacağı ve bu yüzden umutsuzluk olacağıdır.Paradoksal olarak, uygulanan Jung Koçluk yöntemi ve yaklaşımı müşterilerimize ve kendimize harika bir yardımcı yüzer tahta yapar. Neden? Çünkü mantıksız düşüncenin, kaosun, hayal gücünün ve depresyonun bizi her geçen gün çevrelediği bilinçsiz koşullarda yaşıyoruz ve Jung felsefesi, yaratıcı yaklaşımı ve 'kutudan çıkan' çözümleri ile korona döneminin hayati modasıdır!

Türkiye’de kadın-erkek ilişkilerine baktığında ne görüyorsun? Geleneğin özellikle ve hâlâ erkeklerin üzerinde etkisi var! Kadın-erkek ilişkilerindeki dengeyi ya da dengesizliğini nasıl yorumlamak gerekiyor? 

Son on yılda İstanbul'da çok yoğun bir şekilde çalıştım. İsrailliler ve Türkler dikkate değer ölçüde benzer. Her iki dildeki kelimelerin kökleri bile çok benzer: Rahim, kalb, mangal, mecnun, Labne, Tambar, saat, dakika, tarif, hakim, yeter ve milyonlarca diğerleri! Ortadoğu erkekleri maçodur, erkeklikleri açık bir şekilde sergilenir, ancak Jungcu terimle eril ilkeleri ille de geliştirilmemiştir. Bu bölgedeki erkekler hassasiyetten, işlemekten ve beslenmekten kaçınır.Günümüzde kadınlar televizyon kanalları, medya ve bilgisayarlar aracılığıyla ‘mutfaklarına’ ulaşan imkânlarla giderek daha fazla hak kazanıyor ve eğitim gibi temel varlıkları elde ediyorlar. Animus, yani kadınların erkeksi veri tabanı hızla gelişiyor. Bu, çiftlerde büyük bir tutarsızlığa, erkekleri aşağılık altına alan, kaçınılmaz saldırganlığa, cinayetler ve kadının baskı altına alınmasına neden olan bir boşluk yaratıyor. Yeni bir ülke olan İsrail'de bile öldürülen kadın oranı inanılmaz. Jung koçları olarak, erkekleri Jung koçluk programlarına dahil etmek için elimizden gelenin en iyisini yapmamız, onları dişil taraflarını, yani Anima'yı keşfetmelerine yardımcı olmamız çok önemli. 

İnsanın en önemli konusu sence nedir? İlişkiler mi, aidiyet mi, geçmişini tamir etmek mi? 

Kişiyi, geçmişini, yaşam öyküsünü, değerlerini görmeyi tercih ederiz ve oradan acı çekmeden değil, değişim yaratmak ve hedeflere ulaşmak için 15 aşamadan geçmek için bir yolculuk başlatırız. Son zamanlarda klinik psikologdan bir CTI ve Jung koçuna dönüştüm. Bu son dönüşüm bana sürece güvenmeyi ama daha çok insanlara güvenmeyi ve danışanın kendisi için uygun olduğu yerde durma hakkına saygı duymayı öğretti. Yolculuğun kendini çok önemli. Sonunda hepimiz bu yolculuğun kahramanı oluyoruz. Öyle ya da böyle nasıl bir kahraman olacağımızı belirlemek bizim elimizde. 

İnsan kendi kendini iyileştirebilir mi? Sadece sağlık sorunundan bahsetmiyorum. Ruhsal, kişisel, geçmiş ve her alanda. 

Psikoloji dünyası bir insanın dönüşmek için önemli bir ötekine ihtiyacı olduğunu söyleyecektir. Bu ‘önemli öteki’nin farklı teorilerde birçok adı vardır. C. Bollas (1990) bu şekle ‘Dönüşümsel Nesne’, Daniel Stern (1985) ‘Uyandırılmış Eşlik’, H. Kohut (1985) bu önemli besleyiciye ‘Öznesne’, Winnicott (1975) ‘Yansıtma Nesnesi’ adını verir. O kadar çok kavram, önemli bir başkasının varlığında değiştirilmemiz gerektiğine dair ifademi doğruluyor ki, iyi bir koç da bu ‘önemli öteki’ olabilir yani bu işi yapabilir. Jung koçluğunda, fantastik bir paradoksu kullanmak ve danışanın varlığımızda büyümesine yardımcı olmak için Jung'un 'Yaralı Şifacı' paradigmasını kullanıyoruz. Flipper İlkesinin bu paradoksu hakkında yeni yayımlanan kitabımda okuyabilirsiniz: Jungian Coaching'e giriş yakında Routledge Pub House, Londra’da yayınlanacak.