“İçeride ne varsa dışarıda da o vardır”
Kristal Geometri, sekiz bölümden oluşan bir bilgi ve öğreti kitabı. Tuna Kamhi’nin yıllardır pek çok insana gerek bireysel, gerek seminerleri aracılığıyla aktardığı kristaller ve insan üzerindeki mucizevî etkileri; tüm detayları, faydaları ve gizemli yanlarıyla bu kitapta yer alıyor. Öğrenmenin sonu olmadığını bilen Kamhi, kendi bilgi ve deneyimlerine ek olarak pek çok kaynak araştırarak kristallerle ilgili merak edebileceğimiz her sorunun yanıtını ayrıntılarıyla veriyor. Kendisine Şalom okurları için kitabıyla ilgili sorular yönelttik…
Bu kitabı yazmaya motive eden neydi, kitabınızı okuyan kişilerin neleri keşfetmelerini hedeflediniz?
Kitabı yazmamın en önemli nedenlerinden biri, benden sonraki nesillere faydalı bir yapıt bırakabilmekti. Kristaller kutsal geometri ile bir ve bütündür; ayrı olarak ifade edilemez. Kristal eğitimini yıllar önce almaya başladığımda beni en çok heyecanlandıran konu ilahi geometriydi. Geometri doğanın her yerindeydi; sayılar, harfler, fraktaller her yerdeydi. Büyük akıl, matematik ve geometriyle evreni yaratmıştı. Bu beni hem çok heyecanlandırmış, hem de daha fazla Tora, Talmud ve Kabala çalışmam için kapı açmıştı. Heyecandı, mutluluktu, keyifti ilahi geometri.
Kristal Geometri aslında neyi ifade eder?
Kitabımda belirttiğim gibi Yaşam Çiçeği formunu oluşturan geometrik formlar var. Her birinin bir anlamı vardır. Bu formların en güçlüsü tümünü içinde barındıran yaşam çiçeğidir. Bütün kültürlerde yer alan bir formdur. Tanrı’nın mührü ve yaradılışın mavi kopyası diye anılır. Her kim ki yaşam çiçeğini kullanır veya takı olarak takarsa, tüm kötülüklerden korunacağına ve ışığın içinde var olacağına inanılır.
“Taşlar evrenin DNA’larıdır” dediniz. Kristallerin içinde, insana etki eden bir hafıza var mı?
Doğa, bilinçtir. Doğada canlı olmayan hiçbir şey yoktur. Bilincin yansımalarını görürüz doğada. Kristaller, dışarıdan cansız gibi görünseler de, içyapıları atomik bir yapıya sahiptir. Elektronların hareketi, dönüşlerinden dolayı canlı varlık olarak kabul görürler. Hafızaları vardır. Silisyum içerirler ve kaydedici özelliklerinden dolayı teknolojide çokça kullanıldıklarını görürüz. Tıpkı bizim DNA’larımızın kaydedici yazılımlar olması gibi. O yüzden kristaller evrenin DNA’ları sayılırlar, dünya var olduğu günden bu yana, savaşlar, barışlar, aşklar, medeniyetlerin durumu gibi her şey, kristallerin hafızalarında kayıtlıdır. Bu kargaşayı temizlemek ve kristalin elimize bir tabula rasa olarak gelmesi için, hafızasında var olan tüm bilgileri siler, yepyeni boş bir sayfayla elimize gelmesini sağlarız.
Dünyanın spiritüel ve kutsal merkezleri ile doğal taşlar arasındaki bağ nasıl fark edilmiş?
Bizim bir sinir sistemimiz olduğu gibi, Dünya da Ley hatları adını verdiğimiz çok güçlü enerji kanallarına sahiptir. Mekke, Lhassa ve Kudüs gibi, üç önemli şehrin, bu Ley hatlarının üzerine kurulduğu tespit edilmiş. Yine ekosistemi dengeleyen önemli taşlardan Yeşim taşı Lhassa şehrini, Akik taşı ile Hacer-ül Esved taşı Mekke’yi ve Yeruşalayim’i ayakta tutan Jasper taşı, bu üç merkezin enerjilerinin çok güçlü olmalarına yardımcıdır.
Kadim inanç ve kültürlere ait pek çok sembol var. Bu sembollerin içinde insanlara etkisi açısından çok önemli olduğunu düşündükleriniz hangileridir?
Özellikle, Yaşam Çiçeği ve Metatronun Küpü. Bu iki sembole de, yaratma sürecinin bir parçası olarak bakabiliriz. Yaratılışın ilk kısmı, yedi günlük yaratılışta Monad'ın kadim sembolünü, merkezi noktasında olan daireyi bilincin ilk sembolü olarak kullandığımızda ve onu böldüğümüzde, Yaşam Tohumu şeklinde gerçekleşir. Tıpkı bir embriyonun hücreleri gibi. Oradan yaşam yumurtasına genişler ve bir sonraki adımda Yaşam Çiçeğine dönüşür. Bu aşamada, Yaşam Çiçeğinin içinde Yaşam Meyvesi adı verilen 13 daireden oluşan gizli bir desen bulunur. Yaşam Meyvesi çemberlerinin tüm olası merkezlerini birleştirirsek, Metatron Küpü olarak bilinen geometrik bir model elde ederiz. Bu modelden neredeyse tamamen beş Platonik Katı üretebiliriz: küp, tetrahedron, oktahedron, dodecahedron ve Icosahedron. Bu yapılar, tüm tepe noktalarının bir kürenin yüzeyine teğet olması bakımından benzersizdir. Bunlar ve farklı kombinasyonları, temelde, içinde yaşadığımız gerçekliğin arkasındaki görünmeyen modeli yaratarak, mümkün olan her moleküler yapıyı ve mümkün olan her geometrik yasayı yaratır.
Platonik Katılar adını, Pisagor ve onun öğrencisi Platon'dan alır. Evreni yöneten gizli kalıpları ve yasaları arayan Pisagorcular olarak anılırlar. Platon ve Pisagor, ruha ve onun maddi dünyadaki yerine mistik bir yaklaşımı paylaştılar. Tüm maddelerin ilkel, biçimsiz temeli olan gizli anahtarı -Prima Materiayı- arıyorlardı. Metatron Küpü bu gizli anahtardır. Bu nedenle mükemmellik bilincinin ve kozmik birliğin sembolüdür.
“Kristallerin düzenek formlarının, nümorolojide de anlamlı bir karşılığı vardır” dersem doğru olur mu?
Tabii ki. İlk cevabımda da belirttiğim gibi sayıların geometride çok büyük bir önemi vardır. Taş düzenekleri (crystal grid), ley hatlarından oluşan geometrik şablonların üstüne, belli bir amaca yönelik, ızgara sistemiyle, form ve sayıları göz önünde bulundurarak oluşturulurlar.
Danışanlarınız arasından, doğal taşlar aracılığıyla şifa bulmuş bir iki vakayı bizimle paylaşır mısınız?
Öğrencilerimden biri mide ağrıları ile başvurmuştu. Doktorlar yaptıkları tetkiklerde organik bir şey bulamamış ve stres deyip sakin bir hayat yaşa önerisinde bulunarak yollamışlar. Bana geldiğinde ilk sorum şu olmuştu: “Hayatında ne var ve alışagelen yiyecek ve içeceklerin nelerdir?” Saydıktan sonra bana, kan taşını suya attığını ve bu suyu lıkır lıkır içtiğini enerji yüklemesi yapması için kullandığını söyledi. Bu içeceği derhal kestirdim. Çünkü bilinçsizce içilen bir taş suyu faydadan fazla zarar verir. Bu taşın toksik bir madde olarak kabul edilen alüminyum ihtiva ettiğini ve silisyum içimi uzun vadede mide ağrılarına, gastrit hatta ülsere sebebiyet vereceğini söyledim.
Enerjik olabilmek için taşların suyu içilir; bir hazırlama reçetesi vardır ve sadece kristal kuarzın suyunu günde on damla öneririz. Birçoğu toksik maddeler içerir; dikkat etmek gerekir.
Bu kitabı takip edecek başka bir kitap hazırlığınız var mı?
Evet. Yazmaya başladım bile. Acıdan ışığa, hayat yolculuğunu anlatan kapsamlı bir kitap olacak...
TUNA KAMHİ
1957’de İstanbul’da dünyaya geldi. Fransız lisesinden mezun olan Kamhi’nin bir kızı, bir oğlu, bir de torunu var. Kırk yıl kadar Kişisel Dönüşüm öğretilerine gönül ve emek verdi. Bu yolculuğunda, felsefe, psikoloji, NLP, EFT ve Kuantum Düşünce eğitimleri, rüya çalışmaları, Deeksha ve Reiki enerji çalışmalarının yanı sıra, Love and Light School Vibrationel Medicine Amerika’dan Litoterapi (Kristallerle şifa) eğitimi aldı. Haliç Üniversitesi Müzikterapi Bölümünden mezun oldu. ‘Kristal Geometri’ adlı ilk kitabı, temmuz ayında Destek Yayınlarından çıktı.