Küllerinden yeniden doğan zümrüd-ü anka kuşu gibi, ağır aksak da olsa tiyatro mevsimi yeniden canlanmaya başladı.
İstanbul Belediyesinin yeniden sanatın önemini kavrayan bir başkan tarafından yönetilmeye başlamasıyla, ağır komada olduğunu, neredeyse beyin ölümünün gerçekleştiğini sandığımız İBBŞT, Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen’in öncülüğünde, Şehir Tiyatrolarının çağdaş Türk Tiyatrosunun temellerini atmış olduğu Muhsin Ertuğrul döneminin heyecanıyla sezonu ‘Sezon Minimal’ alt başlığıyla, daha küçük kadrolarla sahnelenen, süreleri 60-70 dakikayı aşmayacak şekilde tek perde olan 16 yeni oyunla açtı.
Sanatçıların ve teknik ekiplerin sağlığını korumak amacıyla hareketliliğin azaltılarak oyun sayılarının daha aza indirgenmesi, daha az oyun izlemek anlamına gelmeyecek, çünkü kazanılan zaman ve mekân, pandemi nedeniyle tarihlerinin en büyük krizin yaşamakta olan özel tiyatroların oyunlarına ücretsiz olarak yer verilecek. Ekim ayı için 39’u yetişkin, 10’u çocuk olmak üzere toplam 49 özel tiyatronun oyunlarını sahnelemeleri programlanmış olup uygulamaya daha sonraki aylarda da devam edilecek.
İstanbul Devlet Tiyatroları da beş sahnede uzun aralıklarla az sayıda oyun sahneleyerek sezonu açmış durumda.
Festivaller ve açık hava tiyatroları
COVID-19 sonrası İKSV Film Festivalini aylara yayarak, çoğunlukla çevrim içi son günlerde kısmen online kısmen fiziksel olarak yapmış, Müzik ve Caz Festivalleri ise tamamen çevrimiçi olarak gerçekleşmişti. Buna karşın, pandemide ciddi bir olay çıkmadığı takdirde 24.İstanbul Tiyatro Festivali’nin fiziksel olarak yapılacağı, seyirciye açık ve çevrimiçi programının her zamanki gibi kasım ortalarında başlayacağı kesinleşmiş durumda. Festivalin ayrıntıları çok yakında açıklanacak.
COVID-19 tiyatroları çalışmalarına uzun bir süre ara vermek zorunda bırakırken, kısıtlamaların kontrollü olarak azaltıldığı yaz mevsiminde açık hava tiyatrosu yeniden keşfedildi. Maçka Küçük Çiftlik bahçesini, pandemi kurallarına uygun olarak tiyatroya çevirerek sezonun birçok oyununun açık havada devam etmesine olanak sağladı. Aynı şekilde Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu da dev mekânını özel tiyatroların hizmetine açtı. İstanbul’da sonbaharın da yumuşak geçeceğinin umuduyla oyunlar ekim sonuna kadar devam edecek şekilde programlanmış. Açık havada tiyatro kervanına son sezon sahnelemiş oldukları oyunları Kemerburgaz’ın ormanlık bölgesinde DotOrmanda adıyla DOT Tiyatro da katılmış durumda.
Pandemi tedbirleriyle tiyatro
Sosyal mesafe kurallarına ve pandemi tedbirlerine son derece güvenli şekilde uyarak ilk kez yepyeni bir prodüksiyonla tiyatroya fiziksel olarak dönüş yapan Moda Sahnesi de bu yeni oyunun yanında, repertuarındaki oyunlardan küçük kadrolarla sahnelenen birkaçını da oynamaya devam ederken, kimi gezginci topluluğun benzer yapıda geçmiş oyunlarına da yer veriyor. Moda Sahnesi, 17 Kasım’da ‘Babamı Kim Öldürdü’ ve 18 Kasım’da ‘Yeni Bir Şarkı’ oyunlarını Avrupa yakasında, ekim başından beri açık olan Trump Sahne’de sahneleyecek.
Mevsimin başlarında, son yıllarda tiyatronun kalbinin attığı Kadıköy’ün diğer sahnelerinde neler olduğuna da bir bakalım:
AltKat Sanat, geçen sene sahnelediği, Nietzsche’nin edebi ve felsefi metnine olağanüstü çağcıl teatral bir karşılık getiren görsel işitsel şöleni “Böyle Buyurdu Zerdüşt”e bu sezon da devam ederken, 1973’te 25 yaşında yitirdiğimiz Arkadaş Z. Özger’in yalnızlık, yoğun iç hesaplaşma, sevda ve yaşama arzusu içeren şiirlerinin bir Şiir-Performans olarak yorumlandığı ‘Sevdadır’ı sahneliyor.
Craft Kadıköy, yeni oyunu ‘Yeşil Arabalar Günü’nün prömiyerini ileri bir tarihe atmış durumda. ‘Kızlar ve Oğlanlar’ değişik mekânlarda, ‘Yutmak’ ve ‘Kalp’ Zorlu PSM’de ara ara sahneleniyor.
“Hayatta Kalmak” sloganıyla bir “destek biletleri kampanyası” açmış olan Boa Sahne, kasım ayı başında sezona giriyor. Gezginci tiyatroların oyunlarını sahneleyen mekânda, Pippa Bacca cinayetinden esinlenen ‘Yollu’ oyununun yeni sahnelemesi 8 Kasım’da prömiyer yapacak.
‘İkinci hayat’ ve ‘Ayın Dünyaya Bugünkü Uzaklığı’ adlı iki yepyeni oyunla sezonu açan Kadıköy Emek Tiyatrosu, geçen sezondan ‘Pireli Varyete’ ve ‘Cadı Avı’ oyunlarını da sahnelemeye devam ediyor.
Oyun Atölyesi, repertuarından ‘Kral Lear’, ‘Pencere’ ve ‘Daha İyi Günlerimiz Olmuştu’ oyunlarıyla sezonu açıyor.
DasDas Sahne sezonu geçen mevsimden ‘Vahşet Tanrısı’, ‘Westend’ ve ilk göz ağrısı ‘Joseph K.’ ile açtı. Tabii ki az sayıda da olsa misafir topluluk da var.
Yıllardır eğitim ve sahnelemeye yönelik çalışmalarını birlikte sürdüren Karma Drama oyunlarını çok seyrek sahnelediğinden bir türlü izleme fırsatı bulamadığım bir topluluk olmuştu. Bu sene her oyunu sadece 16 seyirciye oynayacaklarından haftada dört gün, çoğunlukla matine ve suare sahnelemeye karar vermişler. Geçen sezonlardan ‘Deliliğe Övgü’, ‘Eşek Arıları’ ve ‘Kucaklaşma’ya aralık ayında ‘Mektup’ da eklenecek.
Avrupa yakasına gelince, bu sıkıntılı dönemde nihayet güzel bir haber var:
Yüksek nüfus yoğunluğuna karşın, pandemi sebebiyle hâlen de açılmamış olan Bakırköy Belediye Tiyatrosu dışında hiçbir tiyatroları olmayan Ataköy, Bakırköy, Zeytinburnu sakinleri nihayet, yeni restore edilen 200 yıllık Fişekhane’de kapsamlı olarak tiyatro izleyebilecekler. Marmaray Zeytinburnu durağına 7-8 dakikalık yürüyüş mesafesinde yer alan bu yeni kültür ve sanat merkezinde tiyatro dışında zengin sanatsal faaliyetler de var. Fişekhane sahnelerini hem mekânı olmayan tiyatrolara, hem de kentin başka semtlerinden yerleşik tiyatroların turnelerine açıyor.
Kentin tüm yenilikçi tiyatrolarından hâlâ tiyatro yapmaya devam eden en eskisi olan Altıdan Sonra Tiyatro, kimi oyunlarını kumbaracı50’deki mekânlarının dışında turneye çıkarıyor. Sebep malum: COVID-19’un iyice akut hâle getirdiği borçlar. Bildiğim kadarıyla bir destek kampanyasına başlamak üzereler. Durumu müsait olan her tiyatroseverin karınca kararınca desteklemesi şart. Çünkü kumbaracı50’siz İstanbul, sanat ve tiyatro öksüzü bir İstanbul olur!
K! Kültüral Performing Arts’ın insanın içini ıstan güzelim mekânına ve dünya tatlısı Kurucu Sanat Yönetmeni Yağmur Yağmur’a çok yakında kavuşacağız. Provaları süren yeni oyunları ‘Madam Giyotin’in 24. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyeri sonrasında biraz gecikmeli de olsa sezona girecekler.
‘Cimri’nin turneleriyle sezona giren Semaver Kumpanya, 14 Kasım’dan itibaren Çevre Tiyatrosu sahnesini geçen sezondan ‘Cardenio’ ile açacak.
Tiyatro Pera 6 Kasım’dan itibaren Şişli Blackout’da yeni oyunları ‘Aklımda Bir Yer’le yeni sezona girecek.
Tatavla Tiyatro, sezona Özen Yula’nın yazdığı ‘Rahvan Giden Atlılar’ oyunuyla girdi. 24 ve 31 Ekim’le kasım ayında izlenebilir.
Şu ana kadar aktif durumda olan tiyatrolarla ilgili edindiğim bilgiler bunlar. Gördüğünüz gibi, biraz zorlanarak da olsa tiyatrocularımız yeniden sahnelere dönmeye çalışıyor. Bu sezon tiyatro yapmak için yanıp tutuşan bu insanlar için hayati önemde.
Bugüne kadar alkışlarımızla desteklediğimiz bu sanatçıları yalnız bırakmayarak, en azından ayakta kalmalarına destek olmak için, tabii ki her türlü tedbirimizi alıp, birer biletle oyunlarını izleyerek onların yanında olduğumuzu kanıtlamanın tam zamanı.
Hepinize sağlıklı ve keyifli seyirler dilerim.