24. İstanbul Tiyatro Festivali

Biz yaştakiler COVID-19 kısıtlamaları sebebiyle fiziksel olarak gösterilere gidemediğimiz için, şimdilik ancak 24.İstanbul Tiyatro Festivalinin çevrimiçi oyunlarından söz edebileceğim. Şimdilik, çünkü, festivale katılmış birçok yerli topluluk, kısıtlama ileri bir tarihte oyun saatlerini kapsamaya devam bile etse, bizleri bir genel provaya alma sözü verdiler. Böylece ileride oyunlar hakkında okuyucuları bilgilendirmeye devam edebileceğim.

Erdoğan MİTRANİ Sanat
25 Kasım 2020 Çarşamba

Festivalin Açılış Performansı - ‘Diagonale Ascendante’

 

Boşluğu merkeze alan bu gösteri günümüze işaret ediyor; bedenlerimiz hareket etme arzusundayken, bizden ayrı, bizden başka bir şeye bağlı olarak farklı bir devinimle yaşamı başka/farklı bir hareket içinde yeniden üretiyoruz…

Koreografisini ve sahnelemesini Fabrice Guillot’nun üstlendiği festivalin açılış performansı ‘Diagonale Ascendante’, bir dağa dolambaçlı bir yoldan tırmanıldığı, tırmanan bedenin eğiminin zeminin şeklini gösterdiği, eğimlerin adeta bedende yansıdığı, yeni bir ifade olarak karşımıza çıktığı bu yükseklik stratejisini zeminin dik ve düz bir düşey duvar olduğu limit durumunda izletiyor. Nathalie Tedesco ve Fanny Gombert bedenin yükselişteki sınırlarıyla enerjisini dik bir yapıya tırmanarak sorgularken, yapıya projeksiyonların da yansıtılmasıyla, gerçek bedenlerin, gölgelerin ve yansıtılan imgelerin oluşturduğu görsel yapı yüzeyinde dansçıların devasa gölgelerinin adeta yüzdüğü farklı bir görsel şenliğe dönüşüyor.

Babylon’da 14 ve 15 Kasım tarihlerinde canlı gerçekleştirilen Diagonale Ascendante, özellikle yakını ve uzağı ustaca dengeleyen çekimleri sayesinde videoda daha de keyifle izlenebilen bir performans. 28 Kasım saat 20.00’ye kadar İKSV YouTube kanalında ücretsiz ve herkese açık olarak izlenebiliyor. Kaçırmayın derim.

 

Pippo Delbono’dan festivalin olay gösterisi

‘Dopo La Battaglia / Çatışmadan Sonra’

 

“Çatışmadan sonra savaş gelir. Savaştan sonra durgunluk gelir. Durgunluktan sonra zafer gelir. Zaferden sonra neşe gelir. Neşeden sonra öfke gelir. Öfkeden sonra keder gelir. Kederden sonra çekingenlik gelir. Çekingenlikten sonra korku gelir. Korkudan sonra cesaret gelir. Cesaretten sonra huzur gelir…”

1959’da Varese’de doğan İtalyan yazar, oyuncu, yönetmen Pippo Delbono, önce geleneksel tiyatro eğitimi almış, sonra da Danimarka’da doğu tiyatrosunu derinlemesine etüt etmiş. Daha sonra Pina Bausch tarafından Almanya’ya davet edilen Delbono son oyunu ‘Dopo la Battaglia’da, bir dönem birlikte çalışmış olduğu, ne yazıktır ki artık aramızda olmayan bu büyük sanatçıya dokunaklı bir selam çakar:

“Bir rüya gördüm. Pina Bausch’un bir çalışmasının provasına katılmışım. Sahne dekoru tamamen siyah ve gri renkte. Seyirciler arasında bir fotoğrafçı da Polaroid kamerayla resim çekiyor. Ama bastığı fotoğrafların birinde sahne öyle gri bir alan değil, çok güzel bir bahçe olarak çıkmış. Fotografçı resmi herkese göstererek bağırıyor: ‘Nasıl olur bu? Sahnede bahçe yok ki!’ Sonra seyirciler arasında Pina beliriyor. Tek kelime etmeden sahneye bakıyor. Ve onun gözlerinin içinde o bahçenin yansımasını görüyorum.”

1980’lerin başında Compagnia Pippo Delbono’yu kurduğundan beri, bu topluluk bünyesinde devamlı beraber çalıştığı grubuyla birlikte farklı, aykırı ve müthiş etkileyici yaratıları var eder. Toplum tarafından dışlanmışlarla karşılaşmaları ve onlarla kurduğu dostluklar Delbono’nun şiirsel ve edebi sahne aktarımlarında bir dönüm noktası oluşturur ve ‘özürlü’ olarak görülen kimi insanı topluluğuna dâhil eder. Bunlardan biri de, Dopo la Battaglia’yı, ithaf ettiği Bobò’dur. Neredeyse yarım yüzyıl boyunca bir akıl hastanesinde tutulmuş olan 75 yaşındaki sağır dilsiz adam, yıllardan beri Delbono’nun teatral deneyiminin merkezinde yer alır. Bütün oyunları 50’yi aşkın ülkenin sahnelerine ve festivallerine davet edilmiş olan topluluk, neredeyse tüm yapıtlarını Avignon Festinali’nde sahnelemiş Paris’teki Théâtre du Rond-Point, Delbono retrospektifleri yapmış, toplulukla ortak yapımlar oluşturmuştur.

Sinemasal dili de araştıran Pippo Delbono bugüne kadar uzunlu kısalı 11 film yazıp yönetmiş, bunlarla çok sayıda ödül de kazanmış.

Pippo Delbano tam anlamıyla on parmağında on marifet bir sanatçı. Çok sayda filmde oyunculuk yapmış, topluluğunun dışında misafir yönetmen olarak oyunlar sahneye koymuş, konserler düzenlemiş, operalar sahnelemiş. Birçok kitap da yazan Delbano’nun hâlen Liberazione, L’Humanité ave birçok dergide makaleleri yayınlanmakta.

Festival, Pippo Delbono’nun son çalışması Dopo La Battaglia’yı yukarıda söz ettiğimiz

Théâtre du Rond-Point’daki Fransızca-İtalyanca çift dilli canlı performansının ustalıkla çekilmiş videosundan aktarıyor.

‘Dopo La Battaglia / Çatışmadan Sonra’, varoluşsal karanlığımızın kapılarını ardına kadar iz açarak, gerçeği geri çekmeden gösteren bir çalışma. Neredeyse tüm gösteri sanatlarını iç içe geçiren, tiyatroyu, müzikle, operayla, dansla, sinemayla harmanlayan bu gösteride izleyici, müziğin ve dansın ritmi aracılığıyla, sözlerde ve şiirsel dizelerde dil ve duygu arasındaki uyumu bularak, ileride inanca dönüşecek olan mevcut acılara tanık oluyor. Her an en beklenmeyenin gerçekleştiği, olası bir kurtuluşun ancak komple yıkımdan sonra geleceğini hissettiren bu aralıksız değişim sürecinde, seyirci fiziksel ve zihinsel bir gri bölgeye, gerçek dünyanın figürlerinin akıp gittiği, esir, kör, insanın ahlaksızlıklarının ve sefaletinin yer aldığı bir kavşak noktasına ulaşıyor.

Delbono, Antonin Artaud, Franz Kafka, Alda Merini, Pier Paolo Pasolini, Walt Whitman, Rainer Maria Rilke, Alejandra Pizarnik gibi yazarların sözlerini yeniden yazarak, performansta hem imanlı hem dinsiz bir ritüel olarak yankılanmalarını sağlıyor. Örneğin ‘Dava’nın ünlü ‘Kanunun Kapıcısı’ meselinin teatral yorumu unutulur gibi değil. Oyuncular uçuşan sözleri bedenleştirirken, Verdi, Paganini, Çaykovski ezgileriyle Alexander Balanescu’nun canlı icra ettiği özgün besteleri söz ve dizelere eşlik ediyor. Yolculuğa başta Bobò olmak üzere tüm ekibiyle çıkan Delbono’ya, Balanescu dışında Pina Bausch’un eski dansçısı Marigia Maggipinto da katılıyor.

Şiirsel bir dil ve bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle hem günümüzün çatışma alanlarını hem de yazar yönetmeninin bilinçaltındaki mücadeleleri ele alan Dopo La Battaglia, aynı zamanda son derece politik bir oyun. Her ne kadar İtalya’nın siyasi durumu üzerinden gidilse de eleştirilen, Pasolini’nin de söylemiş olduğu gibi yeni iletişim araçlarının yeni bir faşizm yarattığı, uluslararası sistem. Sistemin insanlığa ne kadar kötü davrandığını durmaksızın hatırlatmak için de, acı çekenlerin savaşanların, varını yoğunu yitirmişlerin, devamlı dışlanan göçmenlerin video görüntüleri fonda geçiyor.

Tüm bu müthiş ustalıkla yaratılmış karmaşa izleyiciyi hiçbir zaman izlenceden koparmıyor. Bunda tabii ki, anlatıcı olarak kendini hep açan Pippo’nun oyun boyunca düşüncelerini, inanç ve inançsızlıklarını izleyiciyle samimiyetle paylaşmasının büyük etkisi var.
Pina Bausch ile geçirdiği yılların en değerli ürünü ise Delbono’nun dansı anlatı amacı olarak ustalıklı kullanabilmesi. Özellikle oyunun sonlarına doğru, kendi bedenlerine hapsolmuş kadınların yalnızlıklarını bedenleri aracılığıyla ifade etmeleri müthiş başarılı.

Sonuç olarak Dopo La Battaglia, bedenlerle ve metinlerle, sözcüklerle ya da sözcüklere beden veren oyunculuklarla, çığlıklarla ve ses tonlamalarıyla, konuşulanları müziğin ve dansın aracılığıyla eyleme dönüştürerek teatral anlatımı genişleten yepyeni bir canlılığa kavuşturan olağanüstü bir gösteri.

Tiyatro Festivali, Türkçe altyazıyla sunduğu bu oyunuyla Compagnia Pippo Delbono’yu ilk defa Türkiye seyircisiyle buluşturuyor. Festival yöneticisi sevgili dost Leman Yılmaz’la ekibine bunun için ne kadar teşekkür etsek azdır.

Dopo La Battaglia’nın festivalin bütün çevrimiçi gösterimleriyle birlikte 1 Aralık akşamına dek izlenime açık olduğunu bir kez daha hatırlatır, sakın kaçırmayın derim. Her gösteri için tek ya da kombine paket olarak bilet alınabileceğini hatırlatır, hepinize sağlıklı seyirler dilerim.



ÖNEMLİ NOT: 

24. İKSV Uluslararası Tiyatro Festivali çevrimiçi gösterimleri 14 Aralık 2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

www.filmonline.iksv.org  

adresinden kombine paket ye de tek tek bilet alınarak bu tarihe kadar tüm online gösterimler izlenebilecektir.