• Miami´de geçiyor gençliği Mayorkas´ın.Hâlâ bir Türk-Sefarad sinagogu faaliyet gösteriyor Miami´de.Çocukluğundan bu yana arkadaşları ve dostlarının ona taktıkları bir lakap var: Ali Mayorkas. Ne yapsak? 2021 yılında ikili münasebetler esnasında borekas veya keftikas ikram etsek Ali´ye… Bir faydası dokunur mu Türkiye´ye? HALİT KAKINÇ – www.odatv4.com
Bu Haftanın “Takılanlar”ı - Alıntılar
Peki, Mahalli’nin “cezalandırılıyorlar” diye yakındığı tarihçiler kimler? Mahalli’nin başlıca kaynağı olan Fred A. Leuchter, Birkenau’da gaz odalarının bulunmadığını iddia eden bir sahte belge düzenlediği için yargılanmış bir ABD’li mühendis. Mahalli, Leuchter belgesinin sahteliğinin bilirkişi raporlarıyla kanıtlandığını okura belirtme ihtiyacı duymadan Holokost’un inkârıyla özdeş tezlerini sıralamaya başlıyor ve bu arada soykırımın bir “yalan” olduğunu da ağzından kaçırıveriyor:
Mahalli’ye bakılırsa Holokost birkaç yüz bin kişinin canını alan bir tifüs salgını için uydurulmuş bir yalan. Devamında, fırınlarda yakılanların tifüsten ölenler olduğunu gene Leuchter’ten alıntıyla iddia ediyor. Bir başka “hafifletici sebep” olarak bazı Alman kamplarında yüzme havuzu ve tenis kortlarının bulunduğunu, bunun dönemin gazetelerine de yansıdığını hatırlatıyor.
Holokost, Mahalli’nin komplocu tarih tezinde İsrail’in kuruluşunu hazırlayan hadiselerden biri – esas hadise, kreşendo aşaması Filistin’in işgali. Bu yüzden ciddi tarihçiliğin hiçbir şekilde dikkate almayacağı, ipe sapa gelmez bir senaryoyla Naziler ile Siyonistler arasında bazı bağlantılar kurarak Holokost’u bir aracı hadiseye indirgiyor.
Bu senaryoya göre 1933-1939 arası Filistin’e yerleşen Yahudiler Araplar’a karşı savaşmak için bir “terör örgütü kurup” Nazi subayları tarafından eğitiliyorlar: “Aynı Yahudiler Filistin’de Araplara karşı savaşmak için Haganah terör örgütünü kurdular, silahları Nazilerden sağladılar ve Nazi SS subayları tarafından eğitildiler.” (s. 226) Tabii daha geçmişe dayanan, doğrudan Nazi liderliğiyle kurulmuş bağlantılar da var. Yahudi Rothschild ailesi 1920’lerde Almanya’ya parasal destek sağlamaya başlıyor ve bu sayede Almanya’da milliyetçilik söylemleri hızlı bir yükselişe geçiyor (s. 227). “Milliyetçilik söylemleriyle halkın gururunu okşayan Hitler[in] henüz gerekli mali kaynağa” ulaşamadığını fark eden Yahudi sanayi devleri harekete geçip “Hitler’e mali açıdan destek vermeye” başlıyorlar. “Hitler’in bankacısı olarak ünlenen Max Warburg [da] Almanya’nın en büyük bankeri olan Siyonist bir Yahudi’ydi ve Nazi partisinin en büyük finansörü olmuştu.” (s. 228) Mahalli, Hitler’in tek başına iktidar olmasını da “Siyonist Yahudi kökenli medya, finans ve endüstri devlerinin parasal desteği”ne borçlu olduğunu ileri sürüyor. Mesela “ünlü Yahudilerden Samuel ailesi Hitler’e 30 milyon pound destek sağ”lıyor. (s. 229) Nazilerin Avrupa’daki ölüm kampları ve gaz odalarına naklinden sorumlu Adolf Eichmann’ın esas vazifesinin de gizli bir Yahudi göçü yürütüp savaş yıllarında 250 bini aşkın insanın Filistin’e intikalini sağlamak olduğunu öğreniyoruz. Aynı Eichmann’ın 1960’ta dünyanın öbür ucundan getirilip yargılanması da “İsrail ve Siyonistler oyunu çok iyi oynuyorlardı” diye açıklanıyor.
Mahalli, kısacası, Holokost’un Yahudilerin Filistin’e göçünü kolaylaştırmak için Siyonistler tarafından tertiplenmiş bir komplo olduğu görüşünde ve bunu şöyle temellendiriyor:
Mahalli’nin kitabında bu senaryoyu doğrulamak için seferber edilmiş birçok anti-Semitist klişe de var. Örneğin Yahudilerin “zeki ve çalışkan oldukları”yla ilgili algıları kırmak için şöyle diyor: “Tefecilikle zengin olmak ve… zenginliği farklı amaçlar için kullanmak bir zekâ olarak görülüyorsa o zaman konumuz değişir… eğer zekâdan bir insanın IQ’su anlaşılıyorsa o zaman Filistinlilerin İsraillilerden çok daha zeki olduğu kesindir.” (s. 222-223) Böylece Filistin-İsrail sorunu bir zekâ yarışması haline geliyor. Başka bir yerde Yahudilerin sabun yapılmadığını kanıtlamaya çalışırken bir yerde de Neçirvan Barzani’nin Holokost’la ilgili mesajını hatırlatıp Kürtlerle Yahudiler arasında duygusal bir dayanışmanın olduğunu vurgulama ihtiyacı duyuyor!
Hüsnü Mahalli’nin komplocu tezlerini Türkiye’de ve dünyanın başka yerlerinde kabul edecek birileri muhakkak çıkar. Zion Protokolleri gibi uydurma bir metne bile hâlâ inananlar var. Ancak Mahalli’nin niyeti eğer İsrail devletinin işgaline karşı Filistin’in haklı mücadelesine destek olmaksa, bunun “soykırım yalanı” gibi laflarla bezeli bir Holokost reddiyesi ve anti-Semitist klişeler ile yapılamayacağı, sonuçta amaçlananın tam tersi bir etkinin ortaya çıkacağı söylenebilir. Filistin’in haklı taleplerini savunmanın yolu tarihin alenen tahrif edilmesi değildir.
Barış Özkul
https://birikimdergisi.com/haftalik/10364/bir-soykirim-reddiyesi
Oysa Mahalli, aklı başında, Ortadoğu değerlendirmeleri ile tanıdığımız, değerli bir gazetecidir. Ortadoğu konusunda bir kompetandır.
Beşar Esad, kendi halkının katili bir faşist diktatöre dönüşmeden önce, Mahmud Ahmedinejad yüz bini aşkın demokrasi savunucusunu işkenceden geçirmeden önce, onların en yakınına kadar gidebilen yegane gazetecidir.
Kitabında, nasıl ve ne sebeple böyle bir kanaat aktardığını kendisine bir köşe yazısı marifeti ile sormak istedim. Buraya bir not düşmek için. Holokost’u romanında yazmak için 3 yıl çalışan bir yazar olarak, Holokost’tan kurtulan insanların gözlerine bakarak hikayelerini dinleyen bir insan olarak sormak istedim.
Yaşayanın ne yaşadığı gözlerinden dahi anlaşılırken, nasıl olur da, Ortadoğu’nun durulmaz sularında insan değerini daha iyi anlamak varken, bu derece gerçek dışı bir yalanlamaya alet olunur? Sorum bu. Sorun da bu!
Ferhat Atik
"O zamana kadar 1934 Trakya Olayları'nı duymuştum. Duysam bile galiba önemsememiştim. Füsun Üstel, bir derste binlerce Yahudi'nin Trakya'dan kovulmasından ve ardından mallarına, işyerlerine, dükkanlarına Türk ve Müslüman ahali tarafından el konulmasından bahsetmişti.
"Bu olayların 1934'te olduğunu duyunca aklımda bir soru işareti doğdu. Çünkü ailemin mandırasının kuruluş tarihi 1935'ti. Yani olayların hemen sonrası.
"Acaba ailemin mal varlığı, Yahudilerin bırakıp gitmek zorunda kaldığı mal mülk sonucu mu gerçekleşmişti? Özetle bu araştırma kişisel bir serüven olarak yola çıktı.
(...) "Yahudi toplumunun Trakya'ya çok büyük katkıları var. Yemeklerinden kültürüne, kadınların özgür bir şekilde sokakta dolaşmasından sosyal hayata karışmasına kadar Yahudilerin Cumhuriyetin ilk dönemlerine kadar Edirne'ye çok büyük katkısı oluyor.
"Hâlâ da hissediyoruz bence o katkıyı, diğer kentlere oranla daha özgür, daha demokratik, daha sosyal, daha seküler bir şehir olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar Yahudi, Rum, Ermeni toplumundan kalan değerler olabilir.
"Bu Müslümanlaştırma-Türkleştirme süreci olmasaydı kapitalizm kendisine başka ötekiler bulurdu. Ötekiler ya köylüler, ya gecekondu mahallesinde yaşayanlar ya da topraklarından edilen işçiler olurdu.
İlkay Öz (Dilek Şen Röportajı)
https://m.bianet.org/bianet/kitap/235157-edirne-nin-rumlari-ermenileri-yahudileri-nerede
Doğumu Küba, 1959… 1960’tan bu yana ABD’de… Yetişmesi Kaliforniya.
Bundan bize ne demeyin… Son derece ilginç bir haber bu.
Çünkü Mayorkas, baba tarafından Sefardik bir Osmanlı Yahudisi. Annesi ise Romanya kökenli bir Aşkenaz.
1920’lerde göçüyorlar yeni kıtaya… Göçmeden önce tam beş asır Silivri taraflarında yaşıyorlar.
Hoş bir ayrıcalığı var. Bundan 500 yıl öncesinden söz ediyoruz, ona göre değerlendirin: “C” değil “K” ile yazılıyor Osmanlıca’da MayorKas… Aile, aynı yazım geleneğini sürdürüyor.
Miami’de geçiyor gençliği Mayorkas’ın.
Hâlâ bir Türk-Sefarad sinagogu faaliyet gösteriyor Miami’de.
Çocukluğundan bu yana arkadaşları ve dostlarının ona taktıkları bir lakap var: Ali Mayorkas.
Ne yapsak? 2021 yılında ikili münasebetler esnasında borekas veya keftikas ikram etsek Ali’ye… Bir faydası dokunur mu Türkiye’ye?
Halit Kakınç
https://odatv4.com/bidenin-yeni-bakani-silivrili-cikti-29112027.html
Takılan tweetler
Kadıköy Yeldeğirmeni’ne yerleşen Yahudiler tarafından, Rumların engellemelerine karşın 2. Abdülhamid’in himayesiyle 1899'da inşa edilmiştir. Yahudi tebaa bir teşekkür mahiyetinde sinagoga, padişahın ismine atıfla Hemdat İsrael yani İsrailoğulları’nın şefkati adını vermişlerdir.
https://twitter.com/waaydn/status/1329367243449393152
Şengül Hamamı ile Anafartalar Caddesine çıkar merdivenin kesiştiği mahalle: Yahudi Mahallesi.
*Tarihi Polis noktasını görürseniz doğru yerdesiniz
Pandemi olmasa hava güzel şöyle bir sokaklarda kaybolurduk...
https://twitter.com/tasvirsanatlari/status/1332231832306380800
Ankara Yahudi Mah. zamana direnen evler, bugün birinin kapısının açıldığını gördüm ve çok sevindim. İçinde yaşanan evler yıpranmaz sahipleriyle birlikte nefes alır hayat bulur. Son fotoğraf boş olan konutun yan duvarı sanırım son tanıklarıyız. Keşke bu mahalleyi “görenler”olsa...
Evin tam karşısı sinagog
https://twitter.com/tasvirsanatlari/status/1332035079485480963
11 Milyon insanın yaşamını kaybettiği Holokost'u, Naziler tarafından Yahudilere uygulanan soykırımın gerçekliğini, gaz odalarını inkar etmek; antisemitizmdir. H. Mahalli'nin yazdığı ve Kırmızı Kedi'nin yayınladığı kitapta yer alan Holokost inkarına susmuyor, suça ortak olmuyoruz!
https://twitter.com/sehakder/status/1331883673147351040
Mahana Yehuda'da -Kudüs- Türk usulü börek ve çay servisi başlamış.
Kafe Turkit yani Türk Kahvesi
https://twitter.com/gcinkara/status/1331563367941738496
Alageyik Sokak, Karaköy’de, Kemeraltı Caddesiyle Yüksekkaldırım arasında uzanan, parke taşla döşeli bir yokuştur. Sonbaharda, kızaran yapraklarla, bir başka güzel olur bu yokuş. Zira, sonbaharın hüznü, her daim hüznü ve terk edilmişliği çağrıştıran bu yokuşla bir bütünlük sağlar.
(...) Yokuşu biraz tırmandıktan sonra ise solda, bir zamanlar, görkemli bir yapı olduğu her halinden belli, bugün ise harabeye dönüşmüş bir yapı bulunur. Bu yapı, Or Hadaş (Yeni ışık) Aşkenaz Sinagogu’nun kalıntısıdır.
Bu sinagog, 1897 yılında, Polonya, Rusya ve Romanya’daki katliamlardan kaçıp, Osmanlı’ya sığınan Yahudilerin ibadetlerini gerçekleştirmeleri için yapılmıştır. 1956 yılında, Gürcü Sefaradların ibadedetine tahsis edilmiş, daha sonra, Aşkenaz Cemaati mensupları tarafından htiyarlar yurdu (Moşav Zekinim) olarak kullanılmış, 1963 yılından sonra ise terk edilmiş, 1987 yılında ise satılarak, el değiştirmiştir. Bugün metruk olup, harabe halini almıştır.
https://twitter.com/BerkentIn/status/1329515594111209480
Netten okumalar - Linkler
https://www.gzt.com/mecra/patria-sabotaji-3563616
https://www.gazeteduvar.com.tr/filistin-abdulhamid-efsanesi-ve-gercekler-makale-1505444
https://www.gazeteduvar.com.tr/husnu-mahalli-ve-kirmizi-kediye-soykirim-inkari-tepkisi-haber-1505617
https://www.birgun.net/haber/olanaklarin-cengaveri-olmaya-ovgu-324687
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israil-le-yakinlasan-bae-siber-cephanesini-guclendiriyor/2057687
https://www.metro35.com/index.php/2020/11/28/etliye-sutluye-karismamak/
https://www.gazeteduvar.com.tr/diplomasiyi-oldurmenin-en-pervasiz-yolu-makale-1505928
https://www.youtube.com/watch?v=ScB4Tp0DYuc
Bir Makale
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1250902
Nostalji Köşesi
Kırmızı Köşe
En iyi belgelendirilmiş ve inkarı bir çok ülkede suç olan Holokost’un yalan olduğunu söyleyen @husnumahalli ’nin kitabı @krmzkedikitap ‘tan çıkmış. Gerçekten pes. Yüzme havuzlu kamplar falan. Tabi tatil köyüydü oralar gidenin çıkamadığı
https://twitter.com/karelvalansi/status/1331664478589554691
Türkiye'de yayın hayatını sürdürmekte olan Şalom Gazetesi'nin yayın yönetmeni İvo Molinas, HaberTürk spikerinin "hahambaşı" yerine "hamambaşı" demesi üzerine sosyal medya aracılığıyla tepkisini ortaya koydu.
https://www.superhaber.tv/haberturk-spikerinin-gafina-ivo-molinastan-tepki-video-314126
tv'de haber okuyanların genel kültürü ve bu toprağın kadim kültürlerine yabancılaşması artık şu seviyede: "Fener Rum Patriği Bartalomos, Türkiye Musevileri Hamam-Başı İshak Haleva".
ne Patrik Bartholomeos'un adını ne Hahambaşı gibi bir sözcüğü, makamı hayatında sanki hiç duymamış gibi.