Yeni nesil iş hanı olan HAN Spaces ve ArtPick ortak çalışmasıyla, 18 Kasım´da izleyicisiyle buluşan sergi dizilerinin ilki ´İnsan Boşluğu, Boşluk İnsanı Şekillendirir...´, 21 Şubat 2021 tarihine kadar sanatseverlerin beğenisine açık... Bu vesileyle ArtPick´in kurucuları Lisya Tavaşi ile Seza Ünal Özeren´in konuğu oldum.
Aralığın ilk haftası söyleşi için Levent’teki HAN Spaces’a gittiğimde dört katlı, devasa teraslı, sıcacık bir iş ortamıyla karşılaştım. İster bir yıllık ve aylık ofis, ister bir günlük ofis ve toplantı alanı kiralayabiliyorsunuz; hatta bazen sadece bir sandalye uzun süreliğine size ait olabiliyor, çalışmak için kendinize bir köşe seçiyorsunuz. Mobilya seçiminde deri koltuklar, bolca yeşillik, ahşap ve cam karışık kombinasyonlarla yaratılmış farklı ortamlar, çalışanlarına ilham verici ve huzur dolu bir ortam sunuyor. Duvarları ise ArtPick kurucuları Lisya Tavaşi ve Seza Ünal Özeren’in bir araya getirdiği çağdaş sanatçıların eserleri süslüyor. Ofis katlarına yayılmış bu sergiyi bana açıklamalı olarak gezdirmelerinden büyük keyif ve heyecan duydum.
Seza Ü.Özeren, Lisya Tavaşi, Sasha Anter, Miryam Şulam
ArtPick hangi motivasyonla doğdu?
Türkiye’deki koleksiyonerler özel sanat danışmanları ile çalışır. Böylece kişisel koleksiyonları için en uygun olan, doğru alımları gerçekleştirirler. Mimari çevrede ise, projeleri tamamlanırken, onların iş ortağı konusundaki açığını fark ettik ve birlikte Şubat 2019’da ArtPick adlı yeni bir oluşum kurduk. Sanat eserlerini mekânda dekorasyon unsuru olmaktan kurtarıp ilham unsuru olmalarını hedefleyerek, mimarlara sanat projelerinde yol göstermek ve bu açığı kapatmak için yola çıktık. Tüm yaşam alanlarında sanatı dâhil etmenin en güçlü yolunun da mimarlar ile iş ortaklığı yapabilmekten geçtiğini biliyoruz. Özellikle yaşadığımız alanlar ile çok daha fazla zaman geçirdiğimiz bu dönemlerde, sanat eserlerine yer vermenin önemini daha da iyi anlamış olduk. Ofiste sanat kavramı ise, insanların iş ortamlarında da sanat eserlerine ulaşabilmelerine, sanatla çevrili bir atmosferde çalışabilmelerine olanak tanıyor.
Bugüne kadar ne gibi projelere imza attınız?
Şimdiye kadar çoğunlukla, konut ve ofis projelerimizde, mekânın ruhuna uygun sanat eserleri seçimi ve yerleşimi konusunda mimarlarla çözüm ortaklığı sağladık. Kimisinde mekân sahibini tanımadan direkt mimarla çalıştık, bazı işlerde ise mekân sahibini, önerdiğimiz sanatçının atölyesine götürüp tanıştırdığımız da oldu. Aslında ArtPick, mimari projeleri tamamlayıcı niteliğinde. İster bir ev olsun, ister ofis, içinin tüm mimari detayları bittikten sonra, boş kalan duvarlar bize emanet; mekâna en uygun olduğunu düşündüğümüz eserleri bulup o duvarlarla buluşturuyoruz. İmzamız olan projelerde sonuç her seferinde mutluluk verici oldu.
HAN Spaces ve ilk projenizden bahsedebilir misiniz?
Avi Alkaş ve Nurus ortaklığında kurulan HAN Spaces, yüzyıllar öncesinden gelen iş hanı kültürünü teknolojiyle buluşturan, insana ve doğaya saygılı çalışma alanları tasarlayan ve ortak çalışma alanlarını yöneten bir şirket. HAN’da otellerdekine benzer esnek bir sistem uygulanıyor, içerisinde hazır ofis -coworking- toplantı ve etkinlik alanları ile hizmet sunuyor. Üyelik sisteminde elektrik, su, karşılama, sekreterlik, internet, mobilya, sosyal alanlar hatta kahve, çay dâhil olan ofislere laptop’unuzu alıp taşınıyor, ofise değil işinize odaklanabiliyorsunuz. Aynı zamanda Minoa Cafesi, kitapları, müzikleri, dekorasyonu, ilham veren sanat eserleri ile keyifli bir ortam ve işbirliklerine olanak sağlayan bir network’ün de bir parçası oluyorsunuz.
Bizden, çalışanlarına ilham verecek iş alanları yaratmak için süreli sergiler talep ettiler. Biz de, ilk projemiz için kollarımızı sıvadık. HAN Spaces çalışanlarının normal zamanda ziyaret ederek galeri veya müzelerde görebilecekleri sanat eserlerini, çalıştıkları mekâna taşıdık. ‘İnsan Boşluğu, Boşluk İnsanı Şekillendirir’ adlı bir sergi açtık.
Sergi hangi sanatçılardan oluşuyor ve izleyicisine ne anlatıyor?
Bu sergide, 14 çağdaş sanatçının çalışmaları ile mekânı yeniden yorumladık. Aslında mekânlar kültürel birikimin biçimsel yansımalarıdır. Anadolu Han kültürü, mimari açıdan bize pek çok farklı biçim sunar. Açık ofislerin bulunduğu yapıları çağdaş hanlar olarak düşünebiliriz. ArtPick olarak organizasyonunu üstlendiğimiz bu sergi, Suat Akdemir, Ahu Akgün, Ali Bilge Akkaya, Gökhan Balkan, Onur Gülfidan, İdil İlkin, Beste Kopuz, Sinan Logie, Toygun Özdemir, Burcu Perçin, Selim Süme, Nermin Ülker, Blanca Vinas ve Gabriel Vorbon gibi değerli sanatçıların eserlerinden oluşuyor.
Sergimizi, metin yazarımız Halil Yıldırım, broşürümüzde şöyle açıklıyor: “Olmasını istediğimiz mekânlar, hatıralarımızın mekânlarıyla da yoğun bir bağ kurar. Yaşanmışlığı yeniden inşa etmek isteriz. Yaşasın isteriz, çünkü paylaşılan anlar/mekânlar insanın varlığını kanıtlar. İnsan boşluğu, boşluk da insanı şekillendirir.”
Ziyaretçilerine ‘sağlıklı’ bir sergi deneyimi sunmak için alınan tedbirler neler?
Projemizi oluştururken, bu konuyu özellikle çok önemsedik. Sergi, HAN Spaces Levent binasında, 2000 metrekarelik bir alana ve üç farklı kata yayılmış olarak sanatseverlere sunuluyor. Mekâna maskesiz girilmiyor, ateş ölçümü yapılıyor. Randevu ile gezilen sergideki ziyaretçiler alana yayılıyor ve turlar en fazla beş kişi ile düzenleniyor. Dijital bir deneyim sağlayan sergide, QR kod ile tüm eserler hakkında bilgi edinebiliyor. Dezenfeksiyon işlemlerinin periyodik olarak yapıldığı HAN Spaces’de açık havadan yararlanmak isteyen misafirler terası kullanabiliyor. Sergiyi gezmek için HES kodu edinmesi şartı bulunuyor.
Söyleşimiz esnasında mekânda bulunan HAN Spaces yöneticileri Gizem Burteçin ve Sasha Anter’e, mekânın plan aşamasından kuruluşuna kadar bu ortak proje hakkındaki düşüncelerini sorduk.
“Sektördeki alışılagelmiş prensipleri asgari olarak aldık ve insan nasıl çalışmak ister diye ideal dünyayı sorguladık. Şunu diyebiliriz ki, binaların sadece aklı olması yetmez ruhu da olmalı. Hayalimizdeki çalışma ortamını Levent’ten başlayarak hayata geçirdik. Salgın sonrası artık o bildiğimiz tek tip veya standart ofislerde çalışmak zorunda değiliz, daha esnek çalışabiliyoruz. O halde bizleri ofise çeken bir şeyler olmalı. Çalışma alanlarına dair kolaylık sunan bir teknolojik altyapı ve uçtan uca hizmet yapısının yanı sıra HAN’da tıpkı eski iş hanlarındaki gibi samimiyet, birliktelik ve dayanışma olan bir çalışma ortamı hayal ettik. Mekâna ruhunu, duvarlarımızı açtığımız farklı sanatçılara ait ve zaman zaman değişen sanat eserleri veriyor. Sanatın hayatı güzelleştirdiğine, çalışma alanlarında bizlere ilham verecek dürtüyü sağladığına inanıyor, HAN’da sanata alan açıyoruz. ArtPick ile hayata geçirdiğimiz ‘İnsan boşluğu, boşluk insanı şekillendirir…’ sergisiyle de sanatla beraber yaşama hissi veren çalışma alanları oluşturmak, paylaşımlı çalışma alanlarında çalışanların ve ziyaret edenlerin sanattan ilham almasını sağlamak ve sanatın sadece galerilerde, müzelerde ziyaret edilecek bir kavram olmadığının altını çizmek istedik.”
HAN Spaces Levent’te, ‘İnsan Boşluğu, Boşluk İnsanı Şekillendirir’ sergisi hafta içi her gün 11.00 - 16.00 saatleri arasında gezilebilir.
***
Lisya Tavaşi, Üsküdar Amerikan Lisesi, ardından Johns Hopkins Üniversitesinden mezun olduktan sonra bir süre aile işinde çalıştı. İki buçuk yıl kadar Hahambaşılık İnsan Kaynakları’nda görev aldı. 2010 yılından itibaren, ailesi sayesinde kazandığı sanat sevgisi ve koleksiyonerliğe olan ilgisi ile odağını sanata yönlendirdi. Uzmanlarından aldığı sertifikalı sanat eğitimlerinden sonra, çağdaş sanat galerilerinde kendini ve bu alandaki deneyimlerini geliştirdi. Tavaşi evli ve iki çocuk annesi.
Seza Ünal Özeren, İzmir Amerikan Lisesi mezunu. Bilgi Üniversitesinde İşletme bölümünü tamamladı. Uzun yıllar, Cargill, Pfizer, Sony gibi çeşitli büyük kurumlarda insan kaynaklarında yöneticilik yaptı. Sonra, kariyerinde farklı bir yöne gitmeye karar verdi ve Yeditepe Üniversitesinde Sanat Yönetimi dalında master yaptı. Üzerine, New York Sotheby’s de bir dönem okudu. Türkiye’ye döndüğünde çağdaş sanat galerisi Dirimart’da çalıştı. Lisya ile Dirimart’daki sergilerden birini gezerken, ortak arkadaşı sayesinde tanıştılar. Seza evli ve bir çocuk annesi.