Ministry of Fund köşemizde bir Sezen klasiği ile başladık yılın sonuna yaklaşırken. Kayıp yıl mı kazanç yılı mı 2020, herkesin kendine göre bir analizi mutlaka vardır. Ama Atlantis yılı desek genelde yeridir. Koca bir yıl her türlü sürprizle insanlığın suratına tokat gibi vurdu. Hâlâ bitmesine 15 gün var.
Yıla aslında ABD borsalarının rekorları ve işsizliğin tarihi dibi görmesiyle dünya ekonomisi açısından umutla başlamıştık. FED’in hızla bilanço daraltıp Eylül 2019’da ABD bankalararası para piyasasında repo faizlerini 4 kat zıplatması ile yürekler ağıza gelmişti. Sonra FED’in bilançoyu 2020 Temmuz’a kadar 500 milyar dolar büyütecek açıklaması geldi. Zaten yaptıkları yanlışı fark edip Trump’ın sözünü de dinleyip faizleri üç kere düşürmüşlerdi öncesinde. Yıla ABD’nin İran’ı vurması ve deprem ile başlayınca anlamalıydık bir gariplik olduğunu.
Voila! Grip gibi, pandemiydi değildi derken hayatımızın minik ama etkisi büyük bir parçası daha oldu. Evde çalışma, evde ekmek yapma, evde yoga gibi kavramları keşfettik. Önce bir panik dalgası vardı; insanlar ölüyordu. Derken panik dalgası yerini ‘şimdi ne olacak’ tartışmalarıyla dijital ekonominin (sözde) nimetlerine bıraktı. Uzaktan eğitimle çocuklar en uzun tatillerine çıktı. Ve tabii ekonomik fatura her geçen gün artmaya başladı. Başta küçük esnaf ve bilançosunda ters pozisyonda yakalanan işletmeler, serbest meslek erbapları, vb. ilk finansal dalganın kurbanları oldular.
Gelişmiş ekonomilerin aslında gelişmemiş olduğunu gördük. Koca Avrupa Birliği yanı başında İtalya’yı kaderine bıraktı, iki maske bile gönderemedi. Bırakın göndermeyi, Fransa komşusunun maske kamyonlarına el koydu. Sağlık sistemi ve altyapı yatırımları eskimiş kurucu AB ülkelerinin Brexit yılında nasıl birlikte yaşamı hâlâ beceremediklerine şahit olduk. Fransa’da yasaklara ve pandemiye rağmen sokak hareketleri Prag Baharı gibi artarak devam etti. İngiltere ve ABD sağlık sisteminin de çöküşüne şahit olduk. Tabii kurtarma operasyonları. Dünyanın farklı ülkelerinde vatandaşları mahsur kalan ülkeler uçaklarla geri getirme operasyonları yaptı. Karantinadan kaçanlar oldu arada. Hâlâ metrobüste, otobüste kaçak vakalar var. Hastaneden randevu alıp yasağı delip gezen de var.
Arzın Merkezine Seyahat
Her küresel krizde nasılsa enflasyon artmıyor diye para arzını arttıran merkez bankaları yine topa girdi. FED bilançosu 4 trilyon dolardan 7,2 trilyon dolara çıktı örneğin. Sıfır faizle kolları sıvayan Avrupa Merkez Bankası ve FED başta olmak üzere piyasaya çıkan para dramatik GSYİH’ların toparlamasına destek oldu mu bilinmez ama borsa endekslerinin toparlamasına yardımcı oldu. Nitekim ABD özelinde Hazine’nin FED’e açtığı kredi destekleri bu nedenle eleştiri aldı. Siz küçük işletmeleri değil bankaları, yatırım fonlarını, şirketleri kurtarıyorsunuz diye. Bu arada açık ara seçimin favorisi olan Trump anketlerde geriliyordu. Mayısla beraber normalleşme süreci başladı. Ekonomiler hareketleniyordu. Trump yeniden Biden’la kafa kafaya gelmişti. Ve sebebi hâlâ belirsiz olan polis şiddeti ile Black Lives Matter hareketi başlıyordu. Onca parasal genişlemeye rağmen tüketici kredileri de ABD’de daralırken, vaka ve ölüm sayıları karşısında Fauci’nin yönlendirmeleri ile Trump eleştiri almaya devam ediyordu. Nitekim anketlerde fark 10 puana kadar çıkmıştı. Son iki ay yaptığı atak karşısında hantal USPS’nin son dakika mektup oyları golünü yiyen Trump yenilgiyi kabul etmese de koltuğu COVID-19’a bırakacaktı. Bu arada Wuhan ve Çin artık konuşulmuyordu bile. Bu yazının çıktığı gün FED son kez toplanacak. Çok radikal bir değişiklik olmazsa zaten faizleri 2023’e kadar pek ellemeyeceklerini beyan etmişlerdi. Geçen hafta AB varlık alım programını 500 milyar Euro arttırma kararı aldı. Ancak parite iki tarafın GSYİH’ları karşısında merkez bankaları bilanço büyüklüğünün dengesizliğini gidermeye başlamıştı. Parite 1.12’den 1.25’e doğru hareketini tamamlamak üzere. 19 Ağustos’ta bu sayfamızda “Mini bir analiz” yazımızla buna dikkat çekmiştik. Şimdi Biden ile başlayacak maliye güdümlü para politikaları dönemine giriyoruz. Ancak…
Topal Ördek Donald
Herkes başkanlığının son günlerinde Trump için topal ördek artık yorumunu yaparken kendisi hâlâ seçim sonuçlarını kabul etmeyerek karşı aksiyon almaya devam ediyor. Nedeni Georgia seçimi. Eğer Biden iki senatörü alamaz ve Senato’da çoğunluğu sağlayamazsa topal ördek olarak koltuğa oturacak. Bu demektir ki maliye politikalarında vaat ettiği yardım paketlerinin istediği hız, tutarda ve hatta hiç geçiremeyebilir. Güvercin Janet Yellen koltuğa otursa bile helikopter parayı maliyeden ekonomiye saçamayabilir. Vaat ettiği 7 trilyon dolarlık altyapı yatırımlarını istediği gibi gerçekleştiremeyebilir. Zaten bir vali, sekiz Kongre delegesi kaybetmişti. Mavi dalga eğer Georgia’yı da kaybederse seçimin kaybedeni olmaya devam edecek. Öte yandan Trumpizm yükseliyor tartışmaları sürerken Trump tarihin en yüksek oyunu aldı bir ABD başkanı olarak. Bu 2022 senatör ve 2024 başkanlık seçimleri için en büyük kozu.
Paket Servisi
Pandemide birçok sektörü alkışladık; sağlık, kurye ve daha niceleri. Şimdi ekonomileri ayakta tutmak adına ikinci ve hatta üçüncü dalgada maliye destekleri hızla devam ediyor. Son olarak Türkiye’de esnafa, hane halkına, turizm işletmelerine önemli bir destek paketi geldi. Doğru zamanda doğru bir karar. Evet, bütçe açığının, enflasyon üzerinde yan etkisi olacak. Ama öncelik bunlar mı işleyen çarklar mı sorusunun cevabı net. Bu paketlerin önümüzdeki dönemde dünyada artarak devam edeceğini görebiliriz. Şayet aşı haberleri olumlu gelirse. Daha uygulama sonuçlarını toplu olarak almadık. Keza virüs mutasyona uğrar mı, uğrarsa kime uğrar bunu da bilmiyoruz. Tüm bunlara rağmen ekonomiler eğer açılırsa aşıyla birlikte 2021 kaybolan yılımızı geri verebilir. Tabii dünyanın her yerinde görülen monolitlerle ile son dakikada yılı kaparken uzaylılar gelmezse. O zaman hep birlikte, “Hayat zorlaşınca, çıkmaz sokaklarda soluksuz kalınca, o zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz! O zaman şarkı söylemeli çığlık çığlığa” diyerek maestro DJ’den ‘Git’ parçasına geçmesini isteyelim. Geri dönme ne olur.