Evdeyiz diye makyaj yapmayacak değiliz…

Hazır evdeyiz, hazır kimseye rezil olacağız korkumuz yok, çıkaralım makyaj kutusunun en dibindeki “Belki bir gün kullanırız” deyip aldığımız, üstü toz tutmuş simleri, en cart rujları… Kararan ruhumuzu renklendirelim.

Ceyda HAVLUCU Yaşam
23 Aralık 2020 Çarşamba

Yeni bir yıl, en baştan geri sayım, dört rakamlı senenin son rakamının değişimi... Bazen gereksiz derecede çok anlam yüklediğimiz, bazen de harekete geçmek için, eğlenmek için, arkadaşlarla toplanmak için güzel bir bahane olarak seçtiğimiz gün, dönem… Ne derseniz deyin.

“Hiç benim o taraklarda bezim yok” diyenin bile en azından kolasını, patlamış mısırını alıp gece yarısına kadar televizyondaki yılbaşı programlarını izlediğini biliyoruz. Bu sene büyük eğlenceler yok belki, kalabalıklarda yok hatta ama bunların hiçbiri üzerimizden buldozer gibi geçen 2020’ye güle güle deyip, büyük umutlarla beklediğimiz 2021’i karşılarken, içimizde yaşayacağımız coşkuya ve hatta bu coşkuyu dışa vurmamıza engel olamaz.

İşte o yüzden ben de diyorum ki hazır evdeyiz, hazır kimseye rezil olacağız korkumuz yok, çıkaralım makyaj kutusunun en dibindeki “Belki bir gün kullanırız” deyip aldığımız, üstü toz tutmuş simleri, en cart rujları… Kararan ruhumuzu renklendirelim.

“Ben kırmızı rujcuyum” diyenler…

Kırmızı ruj kadar kült başka bir makyaj malzemesi daha yok bence. Kullansın kullanmasın her kadının çekmecesinde mutlaka ama mutlaka en az bir adet bulunur. Bugüne kadar da fondöten üzerine sürmekten tuttun da, üzerini pudralayarak sürmeye kadar internette türlü türlü videoları döndü. Peki, nedir bu işin aslı?

Aslı yok, çünkü makyajda kural yok! Ancak benden söylemesi, fondöten üzerine sürerseniz, rengi açılır, pudralarsanız topaklaşır. Benim önerim mat ve kalıcı yapıda olan bir ürün seçmekten yana. Böylece çatalda ve bardakta kalan izleri minimuma indirmiş olursunuz. Eğer mat ve kalıcı formlu ürünleri sevmiyorsanız da, seçtiğiniz stick ruj formülün çok kaygan ve yağlı olmamasına dikkat edin. Fazla yağlı formlu ürünler, sağa sola kaymaya ve taşmaya daha meyillidirler. Özellikle de kırmızı rujla, evde dahi olsak, hiç birimizin bu görüntüyü isteyeceğini sanıyorum. Ruj ile aynı tonda bir kalem kullanmanız gerektiğini de söylememe gerek bile yok herhalde. Küçük ipucu ise, kalemi ruju sürdükten sonra sürmek. Böylece “Offf! Orantısız oldu!” şikayetleriniz geride kalacak.

“Çekmecede bekleyen simler vardı” diyenler…

Son dönemlerin en cool simli far sürme yöntemi, sade bir yüz makyajı, doğal renk bir ruj, tek tek ayrılmış uzun kirpikler, yukarı doğru dağınık taranarak sabitlenmiş kaşlar ve göz kapağının ortasına dağınıkça yerleştirilmiş simler. Bu görüntüyü bu sene uygulayacak yer bulamadıysanız ya da yapmak isteyip yine de sim sürmeye çekindiyseniz tam yeri bence. “Yok ya, hazır evdeyiz ben daha çılgın şeyler arıyorum” diyenler için ise, highlighter sürdüğümüz elmacık kemiklerine sim sürmekte bir alternatif. Ya da benim en sevdiklerimden biri de koyu renk bir rujun üzerine, dudağın tam ortasına gelecek şekilde sim sürmek. Sim konusunu kapatmadan minik bir hatırlatma, sürdüğünüz simin makyaj ürünü olduğuna emin olun, aksi takdirde gözünüze kaçması durumunda, akşamı size zehir edebilir.

“Hani o süremediğimiz renkli, fosforlu farlar” diyenler…

Rengârenk geçişli bir uygulama yapabileceğiniz gibi, temaya uygun şekiller, resimler de çizmeyi deneyebilirsiniz. Ya da belki yanağınıza ufak bir yıldız da kondurabilirsiniz. Toz ile çizmek çok zor oluyor, yeteri kadar renk de vermiyor, gibi şikayetleriniz için ise üretilmiş özel kozmetik ürünler var, ama evde bir seferlik için, yanınıza bir parça Hindistan cevizi yağı almanızı öneririm. Fırçanıza biraz almanız yeterli olacaktır.

“Bir de şu yüz taşları vardı, aldık kaldı” diyenler…

Şeyma Subaşı sağ olsun, bir dönem ne kadar da moda olmuştu yüz taşları. Düğünlerin after partylerinde, yaz sahillerinin beach partilerinde az takmadık. O zamandan makyaj kutusunda hâlâ kaldıysa ya da alıp da kullanmaya fırsat olmadıysa bence tam zamanı. Ben en çok tek gözün yanına yapılan yarım daire şeklindeki modelleri seviyorum ama siz gönlünüzden geçen modeli internetten bakıp uygulayabilirsiniz. Eğer siz de benim gibi, vakti zamanında Ali Express’ten sipariş ettiğiniz için düzgün yapışmadıklarından şikayet ediyorsanız, kirpik yapıştırıcınızdan yardım alabilirsiniz.

Eyeliner’ını kuyruklu yıldız gibi sevenler...

Eyeliner’ını uzun kuyruklu sürmeyi sevip de, kuyruğun uzunluğu yüzünden arkadaşlarından laf yiyenler… Evet, gün sizin! Eyeliner’ınızı istediğiniz kadar uzatın, hatta üzerinden sim geçin, isterseniz ucuna minik kalpler koyun. Ya da son iki yıldır yaygınlaşan çift kuyruklu ya da göz kapağının üzerinden devam eden eyeliner modellerinden çekin. Gönlünüzden geldiğince abartın.

 

Moralimizi bozmak, ne sağlımıza, ne iş hayatımıza, ne de popo üstü oturmaktan büyüyen göbeğimize fayda sağlamayacak. O yüzden 31 Aralık’ta kalkın, giyinin, çılgın saçlar, makyajlar yapın, güzel sofralar hazırlayın, bol bol fotoğraf çekin. Herhangi bir anlamı olmasına gerek yok, kendiniz için yapın.

Ben de evde, simli farlarla televizyon karşısında zap yapmayı planlıyorum. Eski Pagan inanışına göre insanlar yüzlerini boyayarak, kötü ruhları kaçırdıklarına inanırmış. Tamam biz yüzümüzü boyadık diye, ne ekonomi düzelecek, ne COVID bitecek belki ama bizim içimizin şenleneceği kesin.

Mutlukla, sağlıkla, umutla, herkese iyi yıllar…