1960´larda 25 bin dolara New York´ta güzel bir daire alabiliyordunuz. Rusya, Alaska´yı 30 Mart 1867´de ABD´ye 7,2 milyon dolara, Fransa ise 30 Nisan 1803´te Louisiana´yı ABD´ye 15 milyon dolara satmıştı.
Bizler, bir şeyin ekonomik değeri hızlıca belirleyebilmek için, parayı icat ettik. Bildiğiniz gibi, paradan önce, insanlar ürünlerini birbirleri ile takas ediyorlardı. En eski çağlarda yapılan takasların, üretilecek ürünün zaman değeri üzerinden yapıldığını son 150 senedir kanıtları ile biliyoruz. Örneğin bir kürk yapabilmek için harcanan emek, bir çift eldiven için harcanan emeğin üç katı ise, 1 kürk = 3 çift eldiven olarak takas görüyordu. Finansal sistem her ne kadar karışık bir hale gelmiş, birçok para birimi, o para birimlerinin kendi içlerindeki değerleri gibi enstrümanlar ortaya çıkmış olsa da, bugün hala 1 kürk = 3 çift eldiven temeline dayanıyoruz. Bu temeli çok doğru anlamak, hem finansal yatırımlarınızın başarısı hem de finansal özgürlük bakımından oldukça önemli.
Girişte verdiğim toprak satış örnekleri, gerçek değerin para değil, zaman olduğunun farklı bir ispatı. 15 milyon dolar aynı 15 milyon dolar, ancak geçen yaklaşık 200 senede, Louisiana aynı Louisiana değil.
Neden her ülkenin farklı para birimi var?
Son yıllarda konu ekonomiye gelince sürekli olarak kur konuştuk. Diğer para birimlerinin TL karşısında aşırı şekilde değer kazanmasının nedenlerini ekonomik temellerle anlatmaya çalıştık. Eğer konunun en derinlerine inecek olursak, aslında yine tek gerçek para birimi olan ‘zaman’ kavramına geliyoruz. Peki Almanya’da ya da ABD’de zaman Türkiye’dekinden daha farklı mı işliyor? Orada da bir gün 24 saat değil mi? Madem tüm değerler zaman ile ölçülüyor neden her ülkenin farklı para birimi var?
Sevgili dostlar bu sayfada sık sık değindiğim temel konulardan biri verimlilik. Biz Türkiye’de bir çift eldiven üretene kadar, Almanya’da birileri üç kürk üretebildiği için, bizim zaman ölçütümüz olan paramız onlarınkine göre daha değersiz. Yurtdışına çıkan yaşlı insanlarımız bundan birkaç on yıl önce hep “Bizden 100 yıl ilerideler” derlerdi, hatırlarsınız. Aslında iki ülke arasındaki farkı, para olarak değil de zaman olarak ifade etmek çok doğru bir tercih. İnsan ömrü yaklaşık 80 yıl. Basit bir hesapla, bir ülkede bir bebek doğduğunda o kişinin ekonomik değeri, muhtemel üretim ve tüketim kapasitesi ile yaşayacağı ortalama ömür kadar olacaktır. Tüm finansal faaliyetler, faiz oranları, borç ve karlılık özünde zaman ile ölçülür. Eğer ortalama insan ömrü 80 yıl değil 40 yıl olsa idi, hemen her şeyin fiyatı çok daha ucuz ya da 120 yıl olsaydı her şey daha pahalı olacaktı. Çünkü insan ömrü uzadığından kazanacağı para ve dolayısıyla harcayabileceği para artacaktı. Herkesin birden ortalama 40 yıl fazladan yaşadığını düşünürseniz, zamanın değerini daha iyi anlayabilirsiniz.
Bir başka örnek de devletlerin bir şeyleri 49 yıllığına kiralamaları. Dediğimiz gibi insan ömrü zaten 80 yıl. Bu 49 yıl bir başka deyişle bir malın sahipliğinin bir insan ömrü boyunca devlet tarafından birilerine devredilmesi, ancak sembolik olarak daha sonra tekrar kendine alacak olmasını ifade eder. Bir çalışan, çalıştığı şirkette aldığı maaşı ve gelecekte alacağı maaşları hesap ederek, ömrü boyunca aslında en fazla ne kadar para kazanabileceğini hesaplayabilir. Burada aslında yine para dediğimiz şey zamandır. Ömrünüzün yaklaşık 30 yılından vazgeçerek bir takasa girmiş olursunuz.
Değer mi?
Bir hizmetin ya da ürünün değerini, zaman açısından düşünmek ekonomik açıdan ufuk açıcıdır. Bu sebeple ben herkese bir şey satın almadan önce, fiyat düşüncesini bir kenara bırakarak, konuya zaman açısından yaklaşmalarını tavsiye ederim. Örneğin, yeni bir cep telefonu alınacaksa, potansiyel alıcı bu telefonu ne kadar süre kullanacağını ve telefonun aylık maliyetinin kendisine kaça geleceğini düşünebilir. Kendisi para kazanmak için yaptığı işte aylık ne kadar zaman harcadığını kendine sorarak, muhtemel tüketimini net bir şekilde matematikleştirebilir. Elbette günlük hayatta basit kullanımlar için bunu yapmak yorucu olacaktır, fakat gayrimenkul gibi önemli satın alma kararlarında bahsettiğim zaman hesabı mutlaka yapılmalıdır. Eğer aylık gelirinizin yarısı kadar bir tüketim ürünü alacaksanız, “Bu ürün bu kadar para eder mi?” diye sormak yerine, “Bu ürün için 15 gün boyunca sabah erken kalkıp akşama kadar çalışmama değer mi?” diye sorarsanız, iktisadi tabirle tam bir -Homo economicus- (rasyonel insan) olabilirsiniz.
Sevgili dostlar, günümüz dünyasında gelişen pazarlama teknolojileri, big data ve AI’ların kullanımı ile, artık bir ürünü pazarlamak çok daha kolay. İnsanlar olarak tüketimlerimizin büyük bölümünü duygularımızla yapıyoruz. O sebeple, parayı aradan çıkartarak, önemli tüketimlerimizde zaman değerini düşülerek, en azından aradaki perdeyi kaldırmış oluruz ki, bu yanılma ihtimalimizi azaltacaktır.