Fortün Levi Koç
Evin tek derli toplu köşesinden katıldığımız Zoom toplantımız esnasında boğazımız kurumuş, en hızlısından favori kahvemizi hazırlayıp tekrar iş başına geçmeyi planlıyorken, köpeğimiz evde bunalmış makamından bize melül melül bakıyorken, akşama birkaç kap yemek çıkarma derdine düşmüşüz, ayakta saatlerce kaşık sallayacağız...
Hepimizin günlük işlerin angaryasının içinde kaybolduğumuz, günümüzü çoğunlukla masa başında yahut televizyon karşısında geçirdiğimiz, dış aktivitelerden ve egzersizden uzak kaldığımız bu karantina aylarında akıl ve beden sağlığını korumanın her zamankinden daha gerekli ve zor hale geldiği konusunda hemfikir olduğunu varsayarak, hayat kalitemizi arttırmanın bu basit ama etkili yoluyla ilgili bütün öğrendiklerimi en yalın ve çarpıcı haliyle aktarmaya çalışacağım. Peki bu tatlı sabah rutinini bozmadan, ekstra alet edevata ihtiyaç duymadan, hayat kalitemizi nasıl arttırabiliriz? Yazının başlığından da anlaşıldığı gibi bu basit sorunun basit de bir cevabı var: Doğru durmak.
Doğru duruş nedir ve nasıl olmalıdır?
Temelimizi oluşturan iskeletimiz yüzün üstünde eklem, kas ve bağ yapısından oluşan bir yapıdır. Bu muazzam yapının temeli de omurgamızdır. Doğru duruşun anahtarı omurgamızı nasıl konumlandırdığımızla bağlantılıdır. Ayakta iken başımız dik, çenemiz yere paralel, yandan bakıldığında kulaklarımız omuzlarımızla aynı hizada, önden bakıldığında omuzlar kulaklardan uzak ve iki omuz aynı çizgide, üst sırt kasları aktif ve dizlerimiz hafif kırık halde olmalıdır. Oturur pozisyonda ise dik oturmalı ve ağırlığımızı her iki kalça üzerine eşit dağıtmaya çalışmalıyız. Oturduğumuz sandalye, çalıştığımız masa, baktığımız bilgisayar ekranı, kullandığımız klavye ve tüm oturma alanları, boynun ve belin doğal kavislerini desteklemeli; sırtımızı kamburlaştıran, boynumuzu düzleştiren bir açı oluşturmamalıdır. Yatarken ise dizlerimizi hafifçe karnımıza doğru bükebilir, ihtiyaç duyarsak bacaklarımızın arasına yumuşak bir yastık koyabiliriz.
Fasulyenin faydaları kısmı: Doğru duruşun sihri
1. Daha enerjik bir ben!
Yanlış durmak esasen meşakkatli bir iştir. Kaslarımız, doğal olmayan bir pozisyonda hareketi doğruya en yakın şekilde yapabilmek için ekstra enerji harcar. Fakat kemik ve eklemlerimiz doğru duruş sergiledikleri takdirde kaslarımızı en verimli şekilde kullandığımızdan fazladan bir enerji kaybı yaşamayız. Enerjimiz "en değerli" şeyimizken neden onu arka planda çalışan programlarla yitirelim?
2. Daha çok oksijen!
Konsantrasyonun devamlı tutulması, normal uyku düzeninin sağlanması bağışıklık ve sinir sisteminin desteklenmesi, kalp atışlarının düzenlenmesi, hafıza gelişimi gibi önemli faaliyetler vücuda giren oksijenin kullanımıyla tarafımızca gerçekleşmektedir. Araştırmalara göre kambur durmak göğüs kafesimizin hacmini kısıtlıyor ve akciğerlerimizi mis gibi oksijenle sonuna kadar doldurabilme şansını elimizden alıyor. Doğru bir duruş ise bu kapasiteyi yüzde 30’a kadar arttırabiliyor. Soluduğumuz havanın sadece yüzde 21’lik küçük bir kısmı oksijenken her nefeste içimize alabildiğimiz kadar oksijen almalıyız derim ben!
3. Daha çekici bir görünüm!
Doğru durmak bize özgüven verecektir. Araştırmalar her vücut duruşumuza karşı bir duygu durumu olduğunu belirtiyor. Dik durduğumuzda beyin ona göre vücut kimyasallarımızı değiştiriyor; başımız ve omuzlarımız öne düşük ve kamburumuz çıkmış bir pozisyonda durduğumuzda ise ona göre kimyasallar salgılıyor. Topuklu ayakkabı giymenin insanı neden daha özgüvenli ve çekici gösterdiğini hiç düşündünüz mü? Üzerinde dengede durabilmek için düzelttiğimiz duruşumuzun bizi bu harika duygu durumuna soktuğunu hiç tahmin eder miydiniz? Doğru durmak aynı zamanda fizyolojik olarak sağlıklı ve güçlü olduğumuzun da simgesidir. Bu da bizi sadece kafamızda çekici yapmakla kalmaz başkalarının gözünde de çekici hale getirir. Duruşumuzu gözlemleyen herhangi biri beden dilimizi okuyabilir ve yüksek enerjimizi, özgüvenimizi rahatlıkla görebilir.
4. Daha gelişmiş sindirim sistemi!
Ağzımıza attığımız bir muzun birkaç saat içinde insana, enerjiye, dönüşmesinin, dönüşmeyen atıkların ve toksinlerin de vücuttan atılmasının ve bu işin en iyi şekilde yapılmasının önemi çok büyük. Kambur durarak hayati organları sıkıştırmak demek kötü dolaşım sistemi de demektir.
5. Daha fazla yağ yakımı, daha verimli spor, daha sıkı karın kasları!
Doğru duruş direkt olarak karnımıza baklavalar yerleştirmez ama kesinlikle vücudumuzu destekleyen karın kaslarımızın güçlenmesinde büyük rol oynar. Karın kaslarımız omurgamızı destekleyici kaslardan biridir. Doğru durmak için bu destekleyici kaslarımızı aktif bir şekilde kullanmamız gerekir. Bu hareketi sürekli uygulamak kaslarımızı güçlendirecek ve enerji harcamamızı terbiye ederek bizi potansiyelinin tamamını kullanan süper insanlara dönüştürecektir.
"Sanki başınızın tepesinden bir iple gökyüzüne doğru çekiliyorsunuz ve omurganız yukarı doğru uzayan bir lastik" diyor yoga ve pilates eğitmeni Şebnem Sürücü. Bunu gündelik hareketlerimiz esnasında aklımıza getirip uygulamaya geçtiğimizde kaslarımızın ve omurgamızın bizi kendiliğinden taşımaya başladığını görecek, yer çekimi içinde sahip olduğumuz gücü fark edecek ve ayaklarımızın yere daha hafif bastığını hissedeceğiz. Özetle duruşumuzun farkında olmalı, hayatımızın her anında duruşumuza kulak vermeliyiz.
