Melih Banana
Özellikle son beş yılda tüm dünyanın en çok dinlediği müzik türü olan Reggaeton’un başlangıcı aslında 2000’lerin başlarına dayanıyor. Bir kesim bazen cinsiyetçi veya ofansif sözlerinden dolayı bu müziğe şiddetle karşı olsa da şu anda dünyanın en çok dinlenen ve tanınan müzik türü olduğu da kaçınılamaz bir gerçek. Peki, ne oldu da Reggaeton diğer tüm müzik türlerinin önüne geçti?
Shakira, Ricky Martin, Jennifer Lopez, Pitbull, Enrique Iglesias, Marc Anthony ve daha fazlası… 2000’lerin en popüler şarkıcılarını düşündüğümüzde birçoğumuzun aklına bu isimler geliyor. Bu zamanlarda başlayan Latin müziğini hip-hop kültürüyle birleştirmek belki de müzik piyasasında bulunan en büyük keşiflerden biriydi. Bunun yanı sıra şarkılarda kullanılan dilin de coğrafi ve kültürel avantajları kesinlikle yadsınamaz. İspanyolcanın dünyada Çinceden sonra en çok konuşulan ana dili olmasıyla beraber dört kıtaya yayılması, Latin kültürünün global olarak yayılmasını büyük ölçüde kolaylaştırdı. Bir de üstüne 2010’ların başlarına doğru özellikle İspanya ve Güney Amerika’dan reggae, hip-hop, R&B ve Latin müziğini harmanyalan müzisyenlerin hızla çoğalması, Reggaeton’un basmak basamak zirveye çıkmasında büyük rol oynadı. Asıl patlama ise 2011’de Michel Telo’nun ‘Ai Se Eu Te Pego’ ve Gustavo Lima’nın ‘Balada’ parçalarıyla müzik listelerinin altını üstüne getirmeleriyle yaşandı.
Son dönemde J Balvin, Maluma, Ozuna, Bad Bunny, Daddy Yankee, Karol G, Nicky Jam gibi isimlerle tahtını iyice sağlamlaştıran Reggaeton, günümüz pop, rap ve hip-hop müziğinin başta gelen isimleri ile düetler yapmasıyla beraber global listelerin ilk sıralarındaki yerini de korumaya devam ediyor. Aynı zamanda Luis Fonsi ve Daddy Yankee işbirliğiyle 2017 yılında çıkan ‘Despacito’ şarkısının YouTube ve Spotify’da tüm zamanların en dinlenen şarkısı olduğunu da göz önünde bulundurursak Reggaeton, piyasadaki yerini somut olarak belli ediyor. Özellikle Drake, Selena Gomez, Dua Lipa, Justin Bieber ve Black Eyed Peas’in Reggaeton türünde şarkılara ağırlık vermesi, bu müziğin büyük kitlelere ulaşmasını ve yayılmasını kaçınılmaz yapıyor.
Fikir paylaşımının oldukça kolaylaştığı bu dönemde karşıt fikirler ve tartışma konuları elbette çıkacaktır. Reggaeton’da da kullanılan ofansif dil ve jargon her zaman fikirler arası çatışmayı arttıracak. Lakin, Reggaeton’un asıl amacının sözlerden çok melodisi ve ritmiyle insanın içinde enerjiyi dans formunda dışarıya çıkartmak olduğunu unutmamak gerek. Dilin de biraz törpülenmesiyle Reggateon’un önümüzdeki senelerde de zirvede kalacağına hiç şüphemiz yok.
