Ve Perde!...

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba
Yakir MİZRAHİ   İstanbul`da havaların bu kadar sıcak ve yazlık sinemaların şimdiki kadar az olmadığı dönemlerde, çekirdeğini ve meşrubatını kapan herkes kocaman beyazperdenin karşısına geçer, seyredeceği filmden maksimum zevki almak isterdi. Tıpkı eski zamanlarda stadyumları dolduran takım elbiseli ve fötr şapkalı insan kalabalığının, gittiği maçta görsel güzelliklere şahit olarak eve dönmek istemesi gibi...   30 Temmuz 2005 akşamı Atatürk Olimpiyat Stadı`nda yaşanan adli olay, stadyumlarımızın ne derece güvenilir maç seyretme olanaklarına sahip olduğu konusunda yine bir tartışmaya yol açtı. Bir kenarda bekleyen bu önemli sorun, sezonun başlamasına birkaç gün kala yeniden harekete geçen bir volkanik yanardağ gibi alevlendi. Hatırlatmak gerekirse, maçı seyretmek için tribünleri dolduran onbinlerce seyirci arasından bir taraftar tabancasını ateşlemiş -tabanca ile stada girebiliyor(!)- bunun sonucunda bir başka taraftar bacağından yaralanmıştı. Geçtiğimiz sezon ise İnönü Stadı`ndaki bir maçta, Beşiktaş tribünlerinde yaşanan bir arbede sonucu 16 yaşındaki bir futbolsever bıçaklanarak yaşamını yitirmişti. Yıllardan beri toplum olarak sevinç gösterilerimizi şiddet uygulayarak ?havaya tabanca ile ateş ederek- göstermemizden ötürü, maç sonralarında böylesine ilkel, sorumsuz ve suç değeri taşıyan kutlamalar(!) sonucu onlarca insan hayatını kaybederken, onlarca insan da yok yere yaralandı. Bir zamanlar en güzel bestelerin yankılandığı stadyumlar, şimdilerde en galiz küfürlerin edildiği yerler oldu. Taraftarın parasını ödeyerek maç seyretmek için kiraladığı koltuğa bırakın oturmayı, yakınına dahi yaklaşamadığı sosyal mekanlar haline dönüştü. Oysa, anne ve eşin namusunun en yüce değer olduğu bir toplumda, en çok küfürü kişinin annesine veya eşine yapan taraftar kitlelerinin doldurduğu stadyumlar, ligimizde kalitenin varolmasına ne derece önayak olabilir ki ? Tartışılır... 2005񮖦 Futbol sezonunun açılmasına birkaç gün kala takımlar transferlerini yaptı, son hazırlıklarını tamamladı ve hafta sonunda yapacakları bu yılın ilk lig maçları için çalışmalarına hız verdi. Son iki sezonun şampiyonu Fenerbahçe kadrosunu iki isimle takviye etti. İtalya liginde yıllardan beri oynayan, Juventus forması ile birçok Şampiyonlar Ligi maçına çıkan Stephen Appiah (25), sarı-lacivertli takımın orta sahasına önemli katkılar yapacağa benziyor. Appiah, Fenerbahçe yönetiminin yıldız oyuncu transferi politikası çerçevesinde alındı ve yeni takımının orta sahasını bir hayli güçlendirecek... Geçtiğimiz senelerin oyuncu transfer etme rekortmeni Fenerbahçe`nin diğer transferi ise Bursaspor`un 25 yaşındaki kalecisi Serdar Kulbilge oldu. Takımın forvet hattından Serhat Akın ve Pierre van Hooijdonk gibi oyuncuların ayrılması, o bölgede zaafa yol açacağa benzese de Anelka, Nobre, Tuncay, Alex gibi oyuncuların varlığı ve gol atma hünerlerine sahip defans ve orta saha oyuncuları sayesinde, Fenerbahçe bu sezon da şampiyonluğun en büyük adayıymış gibi görünüyor. Kalitesi kalburüstü olan takım kadrosu gibi, kapasitesi gittikçe artan Şükrü Saracoğlu Stadı da sarı-lacivertlilerin şampiyonluk yolunda bir diğer büyük kozu... Geçen sezon Şampiyonlar Ligi`ne kalma şansını son maçlarda elinden kaçıran Galatasaray ise kadrosunu 3 yeni transfer ile güçlendirmeye çalıştı. Yönetim, teknik direktör Gheorghe Hagi`nin görevden ayrılmasıyla, takımı Belçikalı Eric Gerets`e emanet etti. Yıllardan beri dile getirilen ve futbol kabiliyeti nedeniyle "bu adam neden büyük takımlarda top oynamıyor" denilen Altan Aksoy 29 yaşında Konyaspor`dan Galatasaray`a transfer olurken, İstanbulspor`un 23 yaşındaki genç stoperi Yalçın Ayhan sarı-kırmızılı takımın bir diğer transferi oldu. Galatasaray`da, Hagi`nin futbolu bırakmasıyla oluşan "10 numara ile" oynayan oyun kurucu açığını Partizan ve Sırbistan-Karadağ`ın 28 yaşındaki kaptanı Sasa İliç, "22 numaralı" formasıyla kapatmaya çalışacak. Eric Gerets, takımdan ayrılan Flavio Conceiçao, Franck Ribery ve Hakan Yakın gibi önemli oyuncuların yanısıra, kulüple ilişkileri kesilen emektar futbolcular Arif Erdem, Hakan Ünsal ve Bülent Korkmaz nedeniyle zaafa uğrayan takımının eksikliklerini kadro içinde yer alan genç oyuncular ile kapatmak niyetinde... Eric Gerets`in sol kanada bir oyuncu istemesi ve taraftarının da dünya çapında bir yıldız transferi için bastırması nedeniyle arayışlarını sürdüren yönetim, Arsenal`in 32 yaşındaki yıldızı Robert Pires`i takıma katabilmek için uzun bir zamandır uğraş veriyor. Beşiktaş, geçtiğimiz sezonun başlangıcında yaptığı gibi birçok yeni oyuncuyu kadrosuna kattı. Gençlerbirliği`nin "ele avuca sığmaz" forveti Souleymane Youla (24) ile orta saha oyuncusu Ali Tandoğan`a (28) siyah-beyazlı formayı giydiren Beşiktaş, İstanbulspor`un birçok defa şansız sakatlıklar geçiren ön liberosu Güven Kocabal`ı da (26) renklerine bağladı. Milli Takımın geniş kadrosunda zaman zaman yer bulan Ç.Rize`nin tecrübeli stoperi Kürşat Duymuş (26) ile Ankaragücü`nden Adem Dursun`u (26) alan Beşiktaş, bu sayede savunmasını güçlendirmeyi planlıyor. Ümit Milli Takım`ın kalecisi Volkan Ünlü`yü (22) Almanya Ligi`nin güçlü ekiplerinden Schalke 04`ten alan Beşiktaş, bu sezonki en büyük ve en renkli transferini yine aynı takımdan Goncalves da Silva Ailton`u (32) alarak gerçekleştirdi. Almanya Ligi`nde gol kralı olmuş, hafif göbekli (!) bu Brezilyalı oyuncu, takımdan ayrılan John Carew`i aratmamak için gollerini sıralayarak, İnönü Stadı`ndaki her Beşiktaş maçını dolduran siyah-beyazlı taraftarları yeni sezonda coşturmak hedefinde olmalı... Trabzonspor ise Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı için gittiği Kıbrıs Rum Kesimi`nde ummadık bir mağlubiyet alarak, şansını zora soktu. Geçen yılki kadronun en önemli oyuncularından, milli takımın da stoperi olan Tolga Seyhan`ı Ukrayna`nın Shaktar Donetsk ekibine yüksek bir ücretle satan bordo-mavililer, buna karşılık Brezilya`dan kaleci Jefferson Galvao (22) ve savunma oyuncusu Fabiano Eller`i (28) renklerine bağladı. Sparta Prag`ın 22 yaşındaki genç forvet oyuncusu Tomas Jun`u, son gol kralı Fatih Tekke`nin yanına monte eden Trabzon, Şampiyonlar Ligi`ne katılabilmek için Anorthosis`i eledikten sonra İskoçya`nın güçlü takımı Glasgow Rangers`ı da safdışı bırakmak zorunda... 2004񮖥 sezonunda 18 takımı toplam 37 teknik direktör çalıştırırken, süper lig(!) takımlarımız, bakalım bu sene teknik direktör değiştirme konusunda yeni bir rekora imza atacak mı ? Ya da Carew, Ribery gibi genç ve yetenekli yabancı oyuncular ülke sınırları içerisinde top oynamaktan tatmin olmazken, bu tip futbolcuları ülkemize getirip, tutabilmenin zorluğu ülke futbolunun biraz daha profesyonelleşmesi ile aşılabilecek mi ? Bekleyip görmek gerekir... Sonuç olarak, en güzel temennilerle açılan yeni sezon perdesi, umarım ölümler ve yaralanmalar olmadan mutlu sonla kapanır !...