Pinhas Avivi; "Barişa bir şans vermek uğruna vatandaşlarimizı

Alber NASİİsrail`in Gazze`nin tamamından ve Batı Şeria`daki 4 yerleşim bölgesinden çekilmesi öncesinde İsrail`in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi`nin görüşlerini aldık

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Bilindiği üzere bu hafta içerisinde İsrail ,  tüm askeri varlığını Gazze’den çekecek. Bunun yanısıra Gazze’deki Yahudi yerleşim bölgeleri boşaltılacak ve tüm bölge Filistinlilere bırakılacak .
Büyükelçi Pinhas Avivi, Başbakan Şaron’un Gazze’den tamamen çekilme kararını son derece cesurca alınmış bir karar olduğunu belirterek: 
"Şaron, barış için politik kariyerini bitirmeyi göze aldı. Gazze ve Batı Şeria’da Yahudi yerleşim bölgeleri kurulmasına ön ayak olan Şaron, şimdi bu bölgeleri boşaltarak kendi seçmen kitlesini karşısına almış oldu. Diğer yandan Likud Partisi’nin tam anlamıyla memnun olduğu söylenemez. Plan başarılı da olsa başarısız da olsa Şaron’un parti liderliğini bırakması gerekebilir" dedi. 
Büyükelçi Avivi; "İsrail’in uygulamaya koyduğu geri çekilme planı şimdiye dek yürütülen planlara hiçbir şekilde benzemiyor. Söz konusu geri çekilme tamamlandığı zaman Gazze’nin tüm kontrolü tamamen Filistinlilere kalmış olacak. Bu noktada Filistin Özerk Yönetimi Lideri Mahmud Abbas’a ve İsrail Başbakanı Ariel Şaron’a önemli görevler düşüyor. Filistin Özerk Yönetimi bölgede kontrolü sağlar, Hamas ve İslami Cihad gibi grupları pasifize edebilir, Gazze’yi Binyamin Netanyahu’nun iddia ettiği gibi bir terör yuvası haline gelmekten korursa nihai barışa çok yaklaşılmış olacak" sözleri ile bu konudaki görüşlerini ifade etti. 
Büyükelçi, barış söylemiyle Devlet Başkanlığına seçilen Mahmud Abbas’ın  Filistin halkının % 70 oyunu aldığını, bu noktada Abbas’ın barışı gerçekleştirmek için gereken iktidar gücüne sahip olduğunu vurguladı. 
Filistin halkının büyük çoğunluğunun terör yanlısı olmadığını ifade eden Pinhas Avivi; "İran destekli Hamas, Hizbullah ve İslami Cihad gibi örgütler planın başarısız  olması için ellerinden geleni yapacaklardır. Geri çekilme tamamlandığında,  Gazze ve İsrail arasında resmi ve uluslararası kabul edilebilir bir sınır olacak. Bu sınırın uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilmesi, İsrail’i yok etmeye çalışan , yok sayan İran ve yandaşları için arzulanmayan bir durumdur. Eğer Mahmud Abbas, bölgeyi ekonomik olarak kalkındırmayı başarırsa ve Filistinlilerin gelir düzeyini yükseltirse terör duracaktır.
İsrail, köktenci örgüt üyelerinin öldürülmesini ve/ veya Filistinliler arasında bir iç savaş çıkmasını istemiyor. Ancak karşısında tek bir ordu, tek bir hükümet, tek bir kanun ve güç görmek istiyor. Mahmud Abbas bunu Gazze’de başarırsa barış yürür. Aksi taktirde tüm yollar tıkanır ve daha kötü bir duruma düşülür" şeklinde bir yorumda bulundu.
Bu arada Büyükelçi Avivi, terörün tamamen bitmesinin beklenemeyeceğini ancak kontrol altına alınabileceğini de kabul etti   
Şu ana kadar sunulan tüm planları birer "yarı çözüm" olarak değerlendiren Avivi nihai çözüm yolunda Gazze’nin bir deneme olacağını yineleyerek, Gazze’nin Mısır sınırı dahil olmak üzere tüm sınırlarının kontrolünün Filistinlilerin kontrolüne bırakılmasının kabul edilmiş zor bir karar olduğunu vurguladı.
Terörün nereden geldiğinin önem taşımadığını ve terörün her türlüsüne karşı olduğunu belirten Avivi, geçtiğimiz hafta bir Yahudi yerleşimcinin beş İsrailli Arap’ı öldürmesinin de bir terör saldırısı olarak kabul edildiğini ve hiçbir şekilde hoş karşılanamayacağını söyledi. İsrail devletinin benzer olayların yaşanmaması için gereken her türlü çabayı gösterdiğini ve göstermeye devam edeceğini de sözlerine ekledi. 
Mahmud Abbas’ın ekonomik olarak  başarılı olması için  İsrail’in elinden geleni yaptığını   vurgulayan Büyükelçi Pinhas Avivi:
"Biz  Yahudi yerleşim bölgelerini boşaltarak büyük bir sosyal yükümlülük alıyoruz. Kendi vatandaşlarımızı sadece Filistinlilere ve barışa bir şans vermek uğruna evlerinden ve işlerinden ediyoruz. Bölgeden ayrılan birçok kişinin hayatı kararacak ve onlara destek vermek yine İsrail’e düşüyor.
Bu arada terörün durması halinde Gazze’de havaalanı yapılacak, oraya ekonomik destek verilecek, Filistinli işadamlarına geçiş kolaylıkları sağlanacak. Şimon Peres, Filistinlilere destek ve ekonomik yardım sağlamak amacıyla çalışmalarını hızlandırdı" dedi.
Avivi, bölgedeki ekonomik aktivitenin ve gelir düzeyinin artmasının şiddet ve terörün durmasında önemli bir unsur olduğuna inanan İsrail’in  gerek Filistinlilerin gerekse bölgedeki diğer ülkelerin gelir düzeyinin artması için çaba sarf ettiğine dikkati çekti.
Türkiye tarafından başlatılan ve Gazze’yi kalkındırmaya yönelik Ankara Forumu’nun İsrail tarafından memnuniyetle karşılandığını söyleyen büyükelçi, forumun şu ana kadar birincisi  Ankara’da, ikincisi  Kudüs’te ve üçüncüsü Gazze’nin endüstriyel bölgesi olan Erez’de bir araya geldiğini, Türk işadamlarının Erez endüstriyel bölgesinin inşasında, Gazze’nin deniz kıyısının turistik bir tatil cenneti haline getirilmesinde etkin rol oynayacağını ve İsrail’in bundan memnuniyet duyacağını belirtti.
Söyleşimiz sırasında İsrail – Türkiye ilişkilerini değerlendiren büyükelçi, İsrail’in Türkiye’nin koşulsuz müttefiği olduğunu, iki ülke arasındaki ilişkilerin her geçen gün pekiştiğini bunun da rakamlara yansıdığını söyledi.
Geçen yıl iki ülke arasındaki 1.4 milyar dolarlık ticaret hacmi  bu yıl 2.4 milyar dolara çıkmış. Türkiye’de halen faaliyette olan 2000’den fazla Türk- İsrail ortak girişimi bulunuyor. Bu girişimlerin önümüzdeki birkaç yıl içinde 4 milyar doları aşan bir sirkülasyon yaratması bekleniyor. İsraillilerin turistik olarak tercih ettikleri ülkeler arasında da Türkiye önemli bir role sahip. Geçen yıl Türkiye’yi ziyaret eden 322.000 İsrailli turist sayısının bu yıl 400.000’e çıkması bekleniyor.
Ortadoğu’da İran’ın konumuna değinen Avivi:
"Birçok Arap ülkesi gibi, İran da Arap, demokratik ve  Müslüman bir devlet olabileceği fikrini kabul etmek istemiyor. Bu sebeple bu modelde oluşturulmaya çalışılan Filistin ve Irak’ın başarısızlığı için her türlü çabayı gösterir. Bu arada İran’ın nükleer programdan vazgeçmeye niyeti yok gibi görünüyor. İnsanlar ABD’nin veya İsrail’in silah gücü ile İran’ı durdurmasını bekliyor. İsrail’in İran’a müdahale etmeye niyeti yok. Ancak oluşturulacak uluslararası siyasi baskı İran’ı nükleer programından vazgeçirebilir" değerlendirmesini yaptı.
Suudi Arabistan’ın da aslında bağımsız ve demokratik bir Filistin istemediğini söyleyen büyükelçi, petrol zengini Suudilerin Filistinlilere silah yardımı yerine ekonomik yardımda bulunmalarının tahmin edilenden daha kısa vadede barışı getirebileceğini savundu.
Söyleşimizin sonunda El Kaide’ye ve uluslararası teröre de değinen Pinhas Avivi,  El Kaide’nin alışılagelmiş hiyerarşik bir terör örgütü olmadığını artık bir doktrin halini aldığını söyledi. Dünya ülkelerinin nefret içeren ve insanlara nefret aşılayan görüşlere müsamaha etmemesi gerektiğini, bunun eninde sonunda şiddet ve terörü getirdiğini vurguladı.
Terörle mücadeleyi yap boz çözmeye benzeten Avivi, ülkelerin ellerindeki bilgileri paylaşarak terörle mücadelede önemli yol alabileceklerini söyledi.