Türkiye`nin en hizli günü

Viktor APALAÇİFarklı kültürden gelen iki insanın, İrlanda kökenli bir Amerikalı kadın ile göçmen olarak Londra`da yaşayan Beyrutlu bir Arabın yasak aşkını anlatan film, sınıf ayırımı, iletişimsizlik, sevginin tükenişi, vefasızlık, yalnızlık temaları üzerine özgün şeyler söylüyor. 11 Eylül sonras

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba

Rudi DİRİMAN

Bütün hafta tüm Türkiye’de Formula1 konuşuldu.Ben de Türk spor tarihinin en önemli olaylarından birini sizin için inceledim.Bütün Türkiye bu hızlı otomobilleri ve Formula1’i yeniden tanıdı

Şampiyonlar Ligi Finali ile başlayan dünya çapında organizasyonlar Formula 1 ile devam etti…Açıkçası küçükken motor sporları programlarında  yarım saat özetleri ile tanıştığım  bu spor daha sonraları Cine5’te şifresiz olarak gördüğümde ekran başına geçtim. Spor sayfasına ilk kez formula 1 hakkında yazarak başlamıştım.
Benim gibi hız tutkunu olan binlerce insan Speedpark yolunu tuttu ve bu dünya çapındaki organizasyonu seyretmeye koyuldu.Antrenman ve sıralama turlarını TV’den seyretmek zorunda kaldığımdan dolayı Pazar günü sabahleyin 12:30 gibi Speedpark yolunu tuttum.Saat 14:45’de ise  yarış pistine doğru artık koşmaya başlamıştım.Trafiğin biraz yoğun ve park yerlerinin de kısıtlı olmasından dolayı Speedpark'ta ulaşmakta biraz zorluk çektim.Ama içeri girdikten sonra başka bir dünyaya girdiğimi fark ettim.
İçeri girdiğimin ilk 5 dakikasında ‘hayır bunlar gerçek olamaz’ düşüncesi beynimde dönüp duruyordu.O muazzam sesi duyduğumda kendime geldim.Oturduğum yer start finiş düzlüğüne doğru olan iki virajı görüyordu.Daha sonraki turlarda farkına vardım ki, oldukça iyi bir yerdeydim.Hemen hemen bütün önemli geçişler ve kazalar önümüzde oldu diye bilirim.
Gerçi Sultanahmet’te iki ay önce yapılan Alonso’nun gösterisinde bu araçları yakından görme en önemlisi de motor sesini duyma imkanı bulmuştum. Fakat bu durum yarış pistinde  farklıydı;araçların sesi inanılmazdı ve sadece bu sesi dinlemek bile insana ayrı bir zevk veriyordu.

Teknik Analiz
Aslında bütün senenin yarışlarına bakılırsa Mc-Larenlerin Renaultlara oranla motorlarının biraz daha güçlü olduğu ortaydı.Fakat Mc-Larenlerin yarışları yine bu hızla terk etmesinden dolayı Renaultlar puan sıralamasında daha öne çıktı.Mc-Larenlerin son yarışlarda dayanıklılık sorunlarını da çözmüş görünüyor.Speedpark'da alınan bu birincilik de zaten bunu gösteriyordu. Montaya’nın yaptığı hata ve yol dışına çıkması Alanso’nun işine çok yaradı.Ferrarilerde ise bir değişiklik yoktu. Sıralama şu şekilde tamamlandı:
1.K Raikkonen (McLaren Mercedes) 2. F. Alonso (Renault), 3. J. P. Montoya (McLaren Mercedes), 4. G. Fisichella (Renault), 5. J. Button (BAR Honda), 6. J. Trulli (Toyota).

Speedpark pisti
Speedpark pistine gelince otopark ve geliş-gidişteki trafik  çözülmesi gereken başlıca sorun olarak gözüküyor.Fakat bu durumun diğer pistlerde nasıl olduğunu bilmediğim için karşılaştırma yapmam mümkün değil. Yarış pistinin genelde  geniş olması araçların birbirini geçmesine imkan vermesi çok güzel.Adına yakışan bir şekilde de oldukça da hızlı bir pist olduğu ortada. Fernando Alonso tarafından cumartesi antrenmanlarında gerçekleştirilen en yüksek hız saate 332 km olarak ölçüldü.Önümüzdeki yıllarda artan sponsorlar ve daha planlı bir çalışma ile virajları numara ile değil de diğer pistlerde olduğu gibi isimleri ile gerçekleşmesini umuyorum.Pist ile bir başka ayrıntı da  pist çevresindeki ve açık alandaki toprak insanın üstünü başını kirletiyordu.Ayrıca yarış pistinin çevresinde de bu durum hakimdi bu toprak alanların bir sonraki yarışta çimlendirilmiş olarak görmek isterim.

Tribünler
Daha önce de belirttiğim gibi yarışı iki ayrı tribünden seyretme imkanı buldum. Yarış boyunca  start düzlüğünden önce iki virajı gören 7. tribündeydim.Yarışın en önemli anlarından Raikkonen'in,Fisichella'yı geçmesi ve Webberin  Schumacher ile çarpışması tam bizim tribünlerin önünde oldu. Yarışın son 10 turunda ise Ana tribün denilen start-finiş düzlüğünün tribünlerindeydim.Burada tribünlerin akustiği ile birlikte asıl sesin ne demek olduğunu algıladım.Özelikle düzlüğün sonuna doğru araçların vites değiştirmesini diyaframımda hissetmek tarifi zor bir his benim için.Fakat ana tribünün sadece start anında ve kutlama törenleri için  çok keyifli olduğunu kabullenirsek ilk oturduğum 7 nolu tribünün seyir zevki açısından daha iyi  olduğu düşüncesindeyim.Bir sonraki yarış için burayı size tavsiye edebilirim.

Medya
Son olarak eklemek istediğim CNN-Türk ve Kanal D hakkında...Yarış sırasında dev ekranda yarışı takip etme imkanımız oldu.Daha sonra TV’den de izlediğim yarışta CNN-Türk’ün Renaultları daha fazla ekrana taşıdığıydı. Bunun nedeni de Renault ile CNN-Türk arasında sponsorluk antlaşması olmasıydı.Bu da TV başında olan izleyicilerinin keyfini kaçırdı. Diğer yanda yarış öncesi ve sonrası programların da NTV’den içeriği daha bol olduğunu kabul etmek gerek.Ayrıca Türkiye GP ile yaptıkları röportajlar oldukça başarılıydı.

Son Düzlük
Geldi, gelecek, pist yapılacak,yapıldı,derken Formula 1 Türkiye’ye geldi ve oldukça da başarılı bir şekilde gerçekleşti.Speedpark’ı yapan İstanbul Ticaret Odası ve devletin verdiği destek çok önemliydi. Fakat benim için asıl bu işin gerçekleştirmemizdeki en önemli pay  Türkiye Motor Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğludur.Bu yüzden pistin en önemli virajına (8.viraj) Tahincioğlu virajı ismini vermek ve bu pistte Tahincioğlu ismini ölümsüzleştirmek gerekir.
Son yıllarda dünya çapındaki organizasyonlara ev sahipliği yapmamız ile Türkiye dünyayı, dünya da Türkiye’yi keşfetmeye başladı.Tam olarak ülkemizi ne kadar tanıtmaya veya biz bu tanıtımı yapmaya çalışsaydık bu işe ne kadar para harcardık bilemeyeceğim.Ama biz organizasyonlardan başarılar ile ayrıldıkça daha nice dünya çapında organizasyona ev sahipliği yapacağımızı biliyorum.