Viktor APALAÇİFarklı kültürden gelen iki insanın, İrlanda kökenli bir Amerikalı kadın ile göçmen olarak Londra`da yaşayan Beyrutlu bir Arabın yasak aşkını anlatan film, sınıf ayırımı, iletişimsizlik, sevginin tükenişi, vefasızlık, yalnızlık temaları üzerine özgün şeyler söylüyor. 11 Eylül sonras
Rudi DİRİMAN
Bütün hafta tüm Türkiyede Formula1 konuşuldu.Ben de Türk spor tarihinin en önemli olaylarından birini sizin için inceledim.Bütün Türkiye bu hızlı otomobilleri ve Formula1i yeniden tanıdı
Şampiyonlar Ligi Finali ile başlayan dünya çapında organizasyonlar Formula 1 ile devam etti
Açıkçası küçükken motor sporları programlarında yarım saat özetleri ile tanıştığım bu spor daha sonraları Cine5te şifresiz olarak gördüğümde ekran başına geçtim. Spor sayfasına ilk kez formula 1 hakkında yazarak başlamıştım.
Benim gibi hız tutkunu olan binlerce insan Speedpark yolunu tuttu ve bu dünya çapındaki organizasyonu seyretmeye koyuldu.Antrenman ve sıralama turlarını TVden seyretmek zorunda kaldığımdan dolayı Pazar günü sabahleyin 12:30 gibi Speedpark yolunu tuttum.Saat 14:45de ise yarış pistine doğru artık koşmaya başlamıştım.Trafiğin biraz yoğun ve park yerlerinin de kısıtlı olmasından dolayı Speedpark'ta ulaşmakta biraz zorluk çektim.Ama içeri girdikten sonra başka bir dünyaya girdiğimi fark ettim.
İçeri girdiğimin ilk 5 dakikasında hayır bunlar gerçek olamaz düşüncesi beynimde dönüp duruyordu.O muazzam sesi duyduğumda kendime geldim.Oturduğum yer start finiş düzlüğüne doğru olan iki virajı görüyordu.Daha sonraki turlarda farkına vardım ki, oldukça iyi bir yerdeydim.Hemen hemen bütün önemli geçişler ve kazalar önümüzde oldu diye bilirim.
Gerçi Sultanahmette iki ay önce yapılan Alonsonun gösterisinde bu araçları yakından görme en önemlisi de motor sesini duyma imkanı bulmuştum. Fakat bu durum yarış pistinde farklıydı;araçların sesi inanılmazdı ve sadece bu sesi dinlemek bile insana ayrı bir zevk veriyordu.
Teknik Analiz
Aslında bütün senenin yarışlarına bakılırsa Mc-Larenlerin Renaultlara oranla motorlarının biraz daha güçlü olduğu ortaydı.Fakat Mc-Larenlerin yarışları yine bu hızla terk etmesinden dolayı Renaultlar puan sıralamasında daha öne çıktı.Mc-Larenlerin son yarışlarda dayanıklılık sorunlarını da çözmüş görünüyor.Speedpark'da alınan bu birincilik de zaten bunu gösteriyordu. Montayanın yaptığı hata ve yol dışına çıkması Alansonun işine çok yaradı.Ferrarilerde ise bir değişiklik yoktu. Sıralama şu şekilde tamamlandı:
1.K Raikkonen (McLaren Mercedes) 2. F. Alonso (Renault), 3. J. P. Montoya (McLaren Mercedes), 4. G. Fisichella (Renault), 5. J. Button (BAR Honda), 6. J. Trulli (Toyota).
Speedpark pisti
Speedpark pistine gelince otopark ve geliş-gidişteki trafik çözülmesi gereken başlıca sorun olarak gözüküyor.Fakat bu durumun diğer pistlerde nasıl olduğunu bilmediğim için karşılaştırma yapmam mümkün değil. Yarış pistinin genelde geniş olması araçların birbirini geçmesine imkan vermesi çok güzel.Adına yakışan bir şekilde de oldukça da hızlı bir pist olduğu ortada. Fernando Alonso tarafından cumartesi antrenmanlarında gerçekleştirilen en yüksek hız saate 332 km olarak ölçüldü.Önümüzdeki yıllarda artan sponsorlar ve daha planlı bir çalışma ile virajları numara ile değil de diğer pistlerde olduğu gibi isimleri ile gerçekleşmesini umuyorum.Pist ile bir başka ayrıntı da pist çevresindeki ve açık alandaki toprak insanın üstünü başını kirletiyordu.Ayrıca yarış pistinin çevresinde de bu durum hakimdi bu toprak alanların bir sonraki yarışta çimlendirilmiş olarak görmek isterim.
Tribünler
Daha önce de belirttiğim gibi yarışı iki ayrı tribünden seyretme imkanı buldum. Yarış boyunca start düzlüğünden önce iki virajı gören 7. tribündeydim.Yarışın en önemli anlarından Raikkonen'in,Fisichella'yı geçmesi ve Webberin Schumacher ile çarpışması tam bizim tribünlerin önünde oldu. Yarışın son 10 turunda ise Ana tribün denilen start-finiş düzlüğünün tribünlerindeydim.Burada tribünlerin akustiği ile birlikte asıl sesin ne demek olduğunu algıladım.Özelikle düzlüğün sonuna doğru araçların vites değiştirmesini diyaframımda hissetmek tarifi zor bir his benim için.Fakat ana tribünün sadece start anında ve kutlama törenleri için çok keyifli olduğunu kabullenirsek ilk oturduğum 7 nolu tribünün seyir zevki açısından daha iyi olduğu düşüncesindeyim.Bir sonraki yarış için burayı size tavsiye edebilirim.
Medya
Son olarak eklemek istediğim CNN-Türk ve Kanal D hakkında...Yarış sırasında dev ekranda yarışı takip etme imkanımız oldu.Daha sonra TVden de izlediğim yarışta CNN-Türkün Renaultları daha fazla ekrana taşıdığıydı. Bunun nedeni de Renault ile CNN-Türk arasında sponsorluk antlaşması olmasıydı.Bu da TV başında olan izleyicilerinin keyfini kaçırdı. Diğer yanda yarış öncesi ve sonrası programların da NTVden içeriği daha bol olduğunu kabul etmek gerek.Ayrıca Türkiye GP ile yaptıkları röportajlar oldukça başarılıydı.
Son Düzlük
Geldi, gelecek, pist yapılacak,yapıldı,derken Formula 1 Türkiyeye geldi ve oldukça da başarılı bir şekilde gerçekleşti.Speedparkı yapan İstanbul Ticaret Odası ve devletin verdiği destek çok önemliydi. Fakat benim için asıl bu işin gerçekleştirmemizdeki en önemli pay Türkiye Motor Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğludur.Bu yüzden pistin en önemli virajına (8.viraj) Tahincioğlu virajı ismini vermek ve bu pistte Tahincioğlu ismini ölümsüzleştirmek gerekir.
Son yıllarda dünya çapındaki organizasyonlara ev sahipliği yapmamız ile Türkiye dünyayı, dünya da Türkiyeyi keşfetmeye başladı.Tam olarak ülkemizi ne kadar tanıtmaya veya biz bu tanıtımı yapmaya çalışsaydık bu işe ne kadar para harcardık bilemeyeceğim.Ama biz organizasyonlardan başarılar ile ayrıldıkça daha nice dünya çapında organizasyona ev sahipliği yapacağımızı biliyorum.