"O forma kutsaldir, nasip olmaz herkese..."

Getto`daki AteşböcekleriHolokost dönemlerinde, Naziler Lodz Getto`sunda geceleri mum yakılmasına izin vermiyordu. Buna neden gerek görülmüştü? Birinci neden Yahudi halkını kederli ve hüzünlü bir ruh haline sokmak isteği. İkinci nedeni ise savaş sırasında düşman uçaklarının hava saldırılarında hedef olmamayı sağlamak i

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba

Yakir MİZRAHİ

Küçüklüğümüzden beri hangimizin dolabında tuttuğumuz takımın bir forması yoktur ki? Hangimiz sokaklarda ya da halı sahalarda top koştururken tuttuğumuz takımın renklerinden oluşan t-shirtleri terletmedik ki? Futbolla yakından ilgilenen herkesin tutkusudur forma tutkusu... Kiminde parçalı yaşanır o tutku, kiminde çubuklu...

Zamanında takımların birbirinden ayrılması, paslaşmaların yanlış olmaması fikriyle ortaya atılmıştır aynı kulüp oyuncuların aynı renk forma giymesi... Yıllar geçtikçe takımların sembolleri olmuştur formalar, özdeşleşmiştir benlikleriyle... Renkleriyle, modelleriyle fethetmiştir takımlarının peşinden koşan kitleleri... Hatta "O forma kutsaldır, nasip olmaz herkese" tezahüratı tribünlerden yankılanarak, formanın önemi dile getirilmiştir yıllarca... Son yıllarda ise tamamıyla kulüplerin en etkili pazarlama, para kazanma unsuru olmuştur formalar; taraftarlarına ya da endüstriyel bir deyişle müşterilerine karşı...
Şimdilerde formalar, parçalısından çubuklusuna, düz renklisinden çok renklisine son günlerin o moda deyimiyle "store" denilen dükkanların raflarında... Kulüpler gelirlerini lisanslı ürünlerin satışıyla arttırırken, hedef kitle olan taraftarlar kulüplerine direkt olarak maddi kazanç sağlamanın ziyadesiyle huzurunda... Son yıllarda futbola endüstriyel bakış açısı oldukça önem kazanırken, kulüpler bütçe dengelerinde lisanslı ürünlerin satışından elde edilecek gelirlere önemli paylar ayırıyor. Peki, "Merchandising" denilen, yani bir başka deyişle kulübün "store’lar" vasıtasıyla pazarlamasını yaptığı ticari eşya satışları, son yıllarda bütün dünyada nasıl bir hız kazandı? Forma ve t-shirt satışlarıyla yıllık cirolar nasıl katlandı?
Globalizasyonun yani küreselleşmenin müthiş bir hızla yayıldığı son çeyrek asırda futbol anlayışı da eskiye göre bir hayli değişti. Bunun bir örneği; eskiden, kulüpler takım kadrolarına yıldız futbolcuları transfer ederek saha içindeki problemlerini gidermeyi hedeflerdi. Şimdilerde ise kulüplerin takım kadrolarına yıldız futbolcu transfer etmelerinin en önemli ve en geçerli nedeni; yıldız futbolcunun sayesinde forma satışlarını arttırarak maddi kazanca ulaşmak oldu. Bu forma satışları, maddi gerçeği o kadar su yüzüne vuruyor ki, David Beckham Real Madrid’e transfer olduğu gün dünya çapında yaklaşık 8000 adet Real Madrid forması satılmıştı. Kabaca bir hesaplama yaparsak, tanesi ortalama 80 YTL olan formalardan bir günde 8000 adet satılsa; 640,000 YTL (640 Milyar Türk Lirası) gelir sağlanmış idi. Tabii 8000 adet formayı bir gün içerisinde dünya çapında pazarlamak için gerekli altyapıyı oluşturmak da kolay iş olmasa gerek... Başka bir örnek vermek gerekirse, dünyanın önde gelen kulüplerinden Manchester United, Liverpool, Real Madrid gibi takımlar sezon öncesi hazırlık kampları için Uzakdoğu ülkelerini tercih ediyor. Sezon öncesi hazırlık kamplarının Japonya, Çin, Malezya gibi ülkelerden oluşmasının başlıca sebebi ; yeni sezon forma satışlarını gerçekleştirerek önemli bir gelir elde etmek... Futbola yeni yeni alışmakta, dünyanın önde gelen futbol yıldızlarına her daim müthiş bir sempati beslemekte olan Uzakdoğu insanı ülkelerine gelen dünyanın sayılı futbolcularına ait formaları satın almayı kendilerine neredeyse görev addediyor.
Hatta, Uzakdoğu’da futbola olan ilginin artması ve forma satışının yüksek boyutlara ulaşması sonucu, geçmiş yıllarda İtalyan kulüplerinden Parma, Japon oyuncu Hidetoshi Nakata’yı kadrosuna kattı. Daha sonraları diğer Avrupa kulüplerinin de Uzakdoğu’dan futbolcu transferleri gerçekleştirmesi, hep bu forma satışları sayesinde para kazandıracak futbolcu transfer etme politikasının bir sonucu... Hatta Manchester United bu sezon başında bir adım daha ileriye giderek, kadrosuna ilk kez bir Güney-Koreli oyuncuyu (Ji Sung Park) kattı. Peki durum bu kadar meydandayken, bizim büyük takımlarımız Uzakdoğu’dan bir oyuncu transferini neden gerçekleştirmez? Neden forma satışlarını ülke sınırları içerisinde kısıtlar ? Kimbilir, belki bir gün gelir, yetkili ve etkili kişiler yukarıdaki soruyu cevaplayacak bir transfer gerçekleştirirler...
Bunun dışında Fenerbahçelilerin övündüğü Fenerium’lar, Galatasaraylıların övündüğü Galatasaray Store’lar, Beşiktaşlıların övündüğü BJK Store’lar sizce tüm yurtta kaç noktada hizmet vermekte? 40’ı Fenerium, 16’sı Galatasaray Store, 8’i BJK Store olmak üzere üç büyüklerin toplam 64 adet lisanslı ürün satışı yapan mağazaları var. Bunların dışında "corner" diye adlandırılan, spor malzemesi satışı yapan bazı mağazaların içinde de forma satışı az da olsa yapılıyor. Burada cevaplanması gereken soru şu aslında; gurbetçi vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkelerde neden tatmin edici sayıda "store" yok? Sadece Fenerbahçe’nin Belçika ve Almanya’da 2 tane Fenerium mağazası var. Bunun yanında, internetten forma satış grafiği, yabancı ülkelerdeki takımlarla kıyasladığımızda neden bu kadar düşük? Bu soruların cevaplanması gerekir, çünkü birçok Avrupa kulübü sadece tescilli ürün satışından elde ettiği gelirlerle transferlerini gerçekleştiriyor. Her ne kadar son yıllarda Fenerbahçe, Fenerium mağazaları sayesinde Avrupa çapında bir başarı göstermiş olsa da, kanımca bu sayı yine de yeterli değil.
Bu konunun dışında, parçalısından çubuklusuna, düz renklisinden çok renklisine tutkuyla bağlandığımız formaların renkleri son yıllarda camiaların asıl renklerinden sapmakta... Asıl renklerinden çok fazla farklılaşmadan, görsel açıdan daha çekici olmaları futbolseverler olarak hepimizin dileği sanırım... Aksi takdirde görsel çekicilikten ve maddi çıkarlardan etkilenerek formanın asıl renklerinden uzaklaşması çocukluğumuzdan beri müthiş önem verdiğimiz takım formalarımızın değerini, niteliğini kaybetmesine yol açar. O da biz taraftarları, yani potansiyel müşterileri üzer... Müşteriler üzülmezse kulüpler daha çok fayda sağlar... Bilmem anlatabildim mi?...