Dünya Bankalari Çin`de nereye koşuyor?

Selin BAHARGlobal bankalar kaotik olarak nitelendirilebilecek Çin`deki bankacılık sistemine milyar dolarlar yatırıyorlar. Peki gerçekten yatırımlarının karşılığını alıyorlar mı, yoksa bu sonu bilinmez bir oyun mu?

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba
Son zamanlarda, Çin’de sonu birçok sıfırla biten bir banka yatırım anlaşmasının olmadığı neredeyse tek bir hafta geçmemeye başladı. 5 Temmuz’da Singapur’un resmi yatırım kollarından Temasek, China Construction Bank’e 1 milyar dolarlık yatırım yapacağını anons etti. Bu anonstan tam iki hafta önce ise Bank of America, 3 milyar dolarlık teklif vermeye hazır olduğunu yayımladı. Tüm bu haberler arasında, bankanın yüzdelerini satışa çıkardığı gün, hisse değerleri bir anda %13 arttı.
Çin’in günümüz ekonomisindeki inanılmaz yükselişi ve yüzyılın ortalarına doğru en büyük finansal pazar olma potansiyeli, büyük yatırımcıların gözünü döndürmeye devam ediyor. Ancak bu büyük oyuncuların, uzun vadeli optimist planlarının yanında, Çin’deki 30.000 adet bankanın yaşadığı belirsizlikleri de gözardı etmemesi gerekiyor.
Tahmini sayılarının bu kadar geniş bir aralıkta olduğu Çin bankalarının çoğu sınırda denebilecek kar marjları ile ayakta duruyor. Devletin verdiği istatistiklere göre bankalar toplamda 205 milyar dolarlık hareketsiz hisseyi elinde tutuyor. Genellikle şube müdürlerini, finansal eğitimi olmayan, devlet yönetiminde hatırı sayılır tanıdıkları olan,  Komünist Parti mensupları oluşturuyor. Yabancıların, bu gerçeklere sahip bir bankacılık sistemine yatırım yapmaya olan istekleri ise, yepyeni büyümeye başlayan bir Çin yüzyılına inançlarını gösteriyor.
Aslında herşeyin başlaması 1990’ların sonlarına denk geliyor. Farklı sektörlerde yabancı yatırımcıların Çin’e ilgi duyması ve burada üretime geçmesi, finansal servise olan ihtiyacını yanında getiriyor. Tüm bu ekonomik büyümenin olduğu yerlere göçler gerçekleşmeye başlıyor ve Çin Halkı’nın finansal ferahlığı bir anda tüm dünyanın ilgisini çekiyor.
McKinsey&Co.tüm bunları çek ve nakitin az döndüğü ama bankaların çok yüksek kredilerle çalıştığı bir sistem olarak tarif ediyor ve yakın kontrol olmadığı takdirde Çin’in geleceğinin büyük bir riske girebileceğini de ekliyor.
Japonya, daha önce "kötü bankaların", hatta büyük olanların bile yola getirilebileceğini gösterdi. Şimdi sıra Çin’de... Çin’de yabancı yatırımcıların nakit ve bilgi getirmesi bekleniyor. Karşılığında da yatırımcıların bu finansmanla yeni ürünler için platformlar elde etmesi hedefleniyor. Uzun vadede yatırımcılar, ortalama yıllık kazancı 5.000 dolar olan, 1,3 milyar tüketici görüyor. Bunun tüm düzeni baştan yaratması ve büyük para akışları ile bankaların yüksek kredilerden kaynaklanan açıklarının kapatılması planlanıyor.
Neler olacağının görülmeye başlaması, Çin’de ki bu ani patlamanın sakinleşmesi ile olacak. Çin bankaları halen komünist kültürel yapılarıyla mı yönetilmeye devam edecek yoksa yabancı yatırımlarla gelen kültürlere boyun mu eğecek? Krediler bankaları boğacak mı, yoksa kredilere güvenenler açıkta mı kalacak? Patlamanın durulması tüm ülke ekonomisinde bir silkinmeye sebep olacak. Asıl soru, bu silkinme ne kadar büyük bir etki yaratacak?
Credit Lyonnais bankasının baş ekonomistlerinden Jim Walker’a göre, bankalar kredi alanlara karşı daha sert olacak. Bugünlerin kahramanları, yatırımların hedefleri olan bankalar, tıpkı batıda olduğu gibi, gelecekte zorda olanın yanında olmayabilir. Bu son çok güzel olmayabilir ama yine de dünya ekonomisinde bambaşka bir gelişim olarak algılanabilir.
Bakalım sonunda yatırımcılar mı, yoksa sistemi en ince detayıyla inceleyip riskleri masaya yatıran ekonomistler mi haklı çıkacak?