Bir tasarimin perde arkasi

Solinda LEVİBir "Tasarımcı"nın yaratım süreci çoğumuza farklı ve enteresan gelir fakat siz birde gelin onu o kişiye doğurana sorun. Yaratmak tıpkı bir çocuğun doğumu kadar heyecanlı, sıkıntılı, yorucu, gerçekten ter dökücü bir süreçtir. Fakat öte yandan sanatçı için bu kaçınılmazdır

Judeo-Espanyol
9 Ocak 2008 Çarşamba

Yavaş, yavaş damlayarak demir tavında dövülmeye başlar, bunu hissedersiniz içinizde ve hafif bir heyecan sizi sarar ve bütün amacınız, umutlarınız sadece içinizi dökmek, kendinizi biraz olsun ifade edebilmektir. Bir de tabi ki, biz tasarımcıları ve sanatçıları biraz olsun gerçek dünyaya döndürüp, ayaklarımızı yere bastıran izlenmesi gereken bir metot ve bir disiplin vardır.
Neden? İşte bilmiyorum neden!
Mantık? O da yok, aranmaz...
Belki bir amaç, e o da rahatlama...
Nedensizce aldığım cart beyaz kağıt
Mantıksızca elimde bir sopa
(kimi dövsem)
Bu sefer amacım ne?...Çiziyim bari
Kağıt üstünde siyah
Nedensizce attığım ilk "çizgi"
Mantıksızca çıkan duygum.
Bu sefer amaç?...???(himm)
Nedenli geldi, bastım deseni
duygumla
Mantıklı geldi, çanta oldum
yetmedi şişe...
Bu sefer amacım; beni senle paylaşmak.

Evet, bu sözler,  Riella D. Baruh'un, geçen hafta biz tasarımcıların dört gözle beklediği ve beslendiği tasarım haftasındaki "Theraphy by Riella D. Baruh" adlı projesinin tanıtım önsözleri. Gidenlerimiz elbet onunla birkaç kelime etmiştir biliyorum ama bir tasarımcının perde arkasındaki duygularını ve yaratım sürecinde paylaşmak üzere ondan bir kaç soru ve cevapla görünenin arkasındaki duyguları da deşip perdeyi aralamaya çalıştım...
İzlemediğim kadarıyla seni öteki tasarımcılardan ayıran, fark bir concept yaratman ve aynı paralellikle kendini ifade etmen. Merakım bu concept nereden aklına geldi ve fikirlerini hangi platforma oturtuyorsun?
Evet, amacım tek bir concept altında bile birçok malzemeyi kullanarak aynı etkiye devam edebilmekti.
Normalde kendi işim olan tekstilin dışında yeni malzemelerle yeni bir deneyim edinmek oldu. Concept'in "Theraphy by Riella D. Baruh" olmasının nedeni bu deneyimi yasama isteği ve böylelikle üstlendiğim tekstil tasarımcısı sıfatından ayrı sadece kendim için benim belirlediğim şekilde kendimi ortaya koymak.
Bu fuardaki amacın neydi ve amacının hedefini bulduğunu düşünüyor musun?
Birinci amacım kendimi ifade etmenin en güçlü yolunu bulmak ve bunun içinde bir concept çatısı altında ortak bir dil ve fikir bütünlüğü yaratmak. İkincisi ise; bir tasarımın ne şekilde başlayıp, ne şekilde son bulduğunun hikayesini yani gerçekleşme sürecini anlatmak oldu. Bu süreci anlatan en iyi yol siyah - beyaz eskizlerin ilk önce kumaşa dönüşmesi sonra farklı malzemelerle yeni bir ürüne dönüşmesiydi. Böylelikle eskizler; ilk önce kumaş daha sonra da çanta, iskemle ve şişe olarak hayata geçtiler. Tabii burada asıl olan ortak kullanılan desenlerdir.
Şişe nasıl gelişti?
Sarıkız sponsorluğunda 7 bin adet üretildi. Bana gerçekten çok destek oldular. Onların kendi imajını da yenilemiş olduk. Ve insanların da sadece görselliğinden yola çıkarak bir ürüne yönelip onu almak istediklerini gözlemlemiş oldum.
İnsanların tepkisi nasıldı?
Yaptıklarım hem tekstilciler, hem grafikerler, hem de endüstriyel tasarımcılar tarafından beğenildi. Yani tasarımın her alanından kabul gördü.
Bir daha katılmayı düşünüyor musun?
Kesinlikle evet. Çünkü bu benim sistemli bir yaratım ve üretim içine girmemi sağlıyor. Ayrıca her şeyden önemlisi bu proje; masaj, spor vb. gibi benim kendim için seçtiğim, kendi kendime verdiğim bir hediye.
Kesinlikle en azından hepimizin bir şeylerden feragat edip kendimiz için değdiğine inanıp, böyle hediyeler vermeli, yaratmalı ve üretmeliyiz, korkmadan, ürkmeden cesurca. Riella tebrik ederim ve teşekkür ederim.