Neve Şalom Kültür Merkezi`nde iftar yemeği

Ester YANNİERFotoğraflar: Albert MODİANOTürk Musevi Cemaati`nin geleneksel İftar yemeği 11 Ekim gecesi Neve Şalom Kültür Merkezi`nde gerçekleşti. Üç semavi dinin temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşen iftar yemeğinde konuşmacılar, güzel bir tesadüf olarak AB görüşmelerinin başlaması, Yahudi yeni yılı Roş Aşana ve

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
11 Ekim Salı akşamı, Neve Şalom Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar yemeğine, İstanbul Valisi Muammer Güler ve yardımcıları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş ve yardımcıları,  İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve ekibi olmak üzere  İstanbul’un belli başlı ilçelerinin belediye başkanları, vekilleri ve yardımcıları, ilçe kaymakamları ve yardımcıları, ilçe emniyet müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürü, ilçe müftüleri, Vakıflar Merkez ve Bölge Müdürleri, Mali Müşavirler Odası Başkan ve üyeleri davet edilenler arasındaydı.
İftarda ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları; çeşitli ülkelerin diplomatik misyon temsilcileri, İstanbul’un belli başlı üniversitelerinin  öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşları başkan ve üyeleri, Hahambaşı Rav İsak Haleva, Yahudi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Aşkenaz Cemaati Başkanı Sadi Feldman,  Hahambaşılık Müşavirleri, Bet-Din üyelerinin yanı sıra dernek kurum ve kuruluşların  başkan ve yardımcıları ile  basın mensupları hazır bulundular.
250 kişiyi aşkın bir  katılım ile gerçekleşen iftar yemeği okunan ezan ile başladı. Yemeğin ardından gecenin sunuculuğunu üstlenen Hahambaşılık Müşavirlerinden Moris Levi, konuşmasına  3 Ekim günü başlayan AB’ye giriş sürecinin Yahudi dini takvimine göre yeni yılın başlangıcı sayılan Roş Aşana ile aynı güne, bayramın ikinci günü olan 4 Ekimin ise Ramazan ayının başlangıç gününe denk gelmesinin  simgesel güzelliğine değinerek başladı. 
Levi, her konuşmacı öncesi  sözlerini  üç semavi dinin öğretilerinden örneklerle taçlandırarak, konuklarını kürsüye davet etti.
Levi ayrıca, geceye yurt dışında olduğundan katılamayan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın mesajını da konuklarla paylaştı.
Tüm konuşmacıların ABD’de ve Pakistan’da yaşanan doğal afetlerde  yaşamlarını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar, geride kalanlara sabır dilekleriyle konuşmalara başlamaları dikkat çekti.
 Hahambaşı Rav İsak Haleva; Neve Şalom Kültür Merkezi’ni dolduran üç semavi dinin temsilcilerinin oluşturduğu kültür mozaiğinin, Türkiye’nin dokusunda olduğunu, el ele, gönülden sevgi ile bağlı insanların bir arada görmekten memnuniyet duyduğunu ifade ederek konuşmasına başladı. Tanrının yaradılışta, her şeyi çoğul olarak yaratırken, bekli de bu günleri öngörerek, özellikle hepimizin anası ve babası varsaydığımız  tek bir kadın ve tek bir erkek yarattığını söyledi ve: "İnsanlar, aynı anadan ve babadan dünyaya geldiklerini hatırladıklarında düşünmeye başlar, kardeşlik hatırlanır. Kardeşler arasında kavgalar, fikir ayrılıkları olabilir, ancak insanlar tek bir noktada birleşiyorlar" dedikten sonra, Tanrıya yaklaştıkça ortak noktaların arttığına dikkat çeken Rav Haleva, böyle toplantılar yapıldıkça bu birlikteliğin daha da pekişeceğini vurgulayarak yüzyıllardır Türkiye’de bunun yaşandığının altını çizdi.
Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, konuşmasına Türk Musevi Cemaati’nin düzenlediği 6. geleneksel iftar yemeğine hoş geldiniz diyerek sözlerine başladı. Türk Musevi Cemaati yönetimi ve  eski/yeni bir çok üyesinin, AB sürecinin başlaması için  ABD ve Avrupa’da ulaşabildikleri her kapıyı çaldıklarını ve bu girişimlerinin olumlu sonuçlarını kutladıklarını belirtti ve   önümüzdeki zorlu süreçte bu çabaların devam edeceğini vurguladı.  Başkan Ovadya dört aydır görev aldığı Avrupa Yahudi Kongresi’nin  son toplantısında  "Müslümanlar- Yahudiler; Ortak Bir Yaşam" başlıklı bir sempozyumu tüm dünyadan katılımcılarla İstanbul’da yapılması için  görevlendirildiğini, ancak ses getirebilecek bir düzeyde planlanıldığı takdirde görevi  kabul edeceğini söylediğini  açıkladı.
Yedi asrı aşkın bir süredir Anadolu ve Trakya’da yaşayan Yahudilerin baskı görmeden dua etme olanağı bulabildiklerini belirten Ovadya, İstanbul Valisi Muammer Güler’in, Gaziantep Belediye Başkanı Asım Güzel’in çalışmaları sonucu Gaziantep Sinagogu ve Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt’ın desteği, Maliye Bakanının ısrarları ile de Edirne Sinagogu’nun restorasyon çalışmalarına başlanacağını belirtti. 
İbrani yeni yılı ile Ramazan’ın ilk gününün  aynı tarihe denk gelmesinin güzel bir tesadüf oluşturduğunu belirten Başkan Ovadya, cemaatin iyi ve kötü günlerinde desteği esirgemeyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş başta olmak üzere belediye başkanlarına ve Emniyet Güçlerine teşekkür etti.
Ovadya ayrıca, gecenin oluşumunda emeği geçen Haydarpaşa Caddebostan Vakfı Başkanı Mordo Kumrulukuş ve yönetim kuruluna, Neve Şalom Sinagogu Vakfı Başkanı Moiz Bahar’a, ikramları hazırlayan Barınyurt Başkanı Şeli Gaon ve tüm Barınyıldızlara teşekkür etti.
Daha sonra kürsüye davet edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş,  NŞKM’de oluşturulan bu sofranın yüzyılları geri bırakan bir dostluğun yansıması olarak nitelendirdi ve ortak mekan sayısı arttığı sürece sevginin artacağına dikkat çekti. Başkan Topbaş, dünyanın çeşitli yerlerinde kaosu yaşayan insanların buradaki tabloyu örnek almaları gerektiğini belirtti. "İstanbul gerçek bir barış ve huzur kenti. İste  medeniyetlerin gerçek buluştuğu kent barış görüşmeleri bu kentte olmalı. Beyoğlu başkanlığım döneminde 7 yıl kadar önce Barınyurt’un çatı katında çok dar bir çerçevede Bensiyon Pinto ile iftara başlamıştık. O yansıma bu gün bu boyuta ulaştı. Bunu kutluyorum, bu güzelliği tüm insanlara tavsiye ediyorum. Bölüşüldükçe paylaşıldıkça, sevginin ne kadar arttığını gelip burada görsünler…" dedi. 
Gecenin son konuşmacısı İstanbul Valisi Muammer Güler, Osmanlı tarihi, 82 yıllık Cumhuriyet tarihi  boyunca üç semavi dinin mensuplarının birbirlerinin ibadetlerine ve ibadethanelerine  saygı duyduklarını hatırlatarak: "Türkiye Cumhuriyetinin şerefli birer vatandaşı olarak farklı dinlerin mensupları olmamıza rağmen farklılıklarımızı koruyarak birlikte ve barış içinde yaşamanın örneğini dünyaya göstermeye devam ediyoruz. Bu bize dinlerimizin, vatandaşı olmaktan onur duyduğumuz Türkiye  Cumhuriyeti’nin ortak gailemizin bizden istediği bir görevdir. Umarım müzakere sürecinde bu birlikteliğin dünyaya olumlu ve etkin mesajları da yansıyacaktır " dedi.
Semavi dinlerin temsilcileri olan din adamlarının dünya barışında önemli rol oynayabileceklerini  vurgulayan  Vali Güler: "Başta savaş ve terör olmak üzere çağımızın temel problemleri aşmak için semavi dinlerdeki bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Aksi halde modern teknolojinin sağladığı araçları da kullanan şiddet yanlıları insanlığa, düşünmesi bile bizi huzursuz eden acılar çektirmeye devam edeceklerdir. Bu global belaya karşı hepimiz inancımızın gücünü, göstermeliyiz. Çocuklarımıza barış ve sevginin, savaş ve nefreti yendiği bir dünya bırakmalıyız" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
İftar yemeği Hazan Araşi David Sİvi ve Beyoğlu Müftüsü Turgut Açari’nin okudukları dualarla son buldu.