Atalarınızın göç öyküsünü anlatır mısınız? Yıllar sonra bu yolculuğa çıkmaya nasıl karar verdiniz?
A.Maimon- "Ben Seattle Washingtonda doğdum, babam Bursada. Tekirdağa yerleştiler. Dedem Rav Abraham Maimon Tekirdağda hahamdı. Annem Rodostan gelmişti. Dedem 1924 yılında Seattleda haham olmak üzere davet aldı. Ve Seatlea yerleştiler. Ailem bize buradaki yaşantıyı anlatırdı. İçimizde hep bir özlem vardı. Seattledaki Türk Konsolosu Can Ufuk Gökçen, Türkiyeden göç eden Sefaradlar ve Amerikalılar arasında çeşitli kültürel etkinlikler düzenler. Konsolosun katkıları ile Sefarad Kültürü, Türkiye Mirası adı altında Türkiyeye bir yolculuk yapmaya karar verdik."
İzaac Azose siz Türkiyedeki yaşantıyı nasıl buldunuz? Seattlea yerleştikten sonra geleneklerinizi sürdürdünüz mü?
"Buradaki geleneklerle bizim yaşantımız çok örtüşüyor. Seattleda iki sinagog var. Duaların makamları farklı, sözler tabii hep aynı. 1974te İstanbula geldiğimde Tekirdağa gitmek istediğimi söyledim. Bana; Sen orayı unut, yaşadığımız dönemden bir şey kalmadı dediler. Gerçekten de hiçbir şey bulamadım.
1991de ABD Sefarad Cemaatinin Los Angelesteki yıllık kongresinde bulundum. Kongrede İspanyol vatandaşlığına kabul edilişimizi kutlamak üzere İspanyaya gitme önerisi yapıldı. Bu öneriye yanıt olarak 500. Yıl Vakfı Başkan Vekili Naim Güleryüz, verdiği konferansların birinde; Topraklarından kovulduğumuz İspanyada buluşmak yerine, bizi bağrına basan İstanbula gidelim. İspanyaya gitmek bir anma (Kadiş), oysa İstanbulda buluşmak bir kutlamadır (Kiduş) dedi. 1992de 500. Yıl Vakfı kutlamaları için İstanbula geldim. Yaşım 75. Seattleda Boeing Şirketinde 45 yıl sistem analisti olarak çalıştım. Ailem 1924te Seattlea göç etti. Türklerin sinagogunda 44 yıl hazanlık yaptım.
Lily Da Jaen, Eugene Normand, sizlerin Marmara Adasına ilk gelişiniz. Nasıl etkilendiniz?
Lilly Da Jaen- "Büyükannem Lili Polikar, Marmara Adasında yaşadı. Ailem 1920de ABDye göç etti, orada büyük dayım Jack Polikar ile buluştu. Büyük dayım Jack, Seattlea Shlomo Calvo ile gitmişti. Calvo ailesi de Marmara Adasında yaşamıştı. Bir zamanlar bu adada dut ağaçları çokmuş, kozalardan ipek büküp dokunurmuş. Beyoğlundaki İpek Mağazası adada yaşayan Calvo Ailesininmiş.
Babam Tekirdağlıydı. Babası Hayon Şemerya Jaen Tekirdağda öğretmendi. Ona haham ol dediklerinde çocukları çok sevdiğini öğretmen olmak istediğini söylemiş. Marmara Adasında kendimi evimde hissettim, insanları misafirperver ve dost canlısı. Dedelerimden hiç biri hayatta değil, adada dantel ören iki kadın gördüğümde onları anımsadım. Biz Seattleda Türk geleneklerimizi sürdürüyoruz. Orada bize; Çanakkaleli, İzmirli, Bursalı, Marmaralı derler."
Eugene Normand- "Türkiyeden Seattlea göçen ilk nesil çoğunlukla zanaatçıydı. Bazıları toptancı, balıkçı, bir kısmı da mefruşatçıydı. Geçim derdi nedeniyle öğrenim görememişlerdi. Onların çocuklarının çoğu üniversite eğitimi gördüler, doktor, avukat, mühendis gibi meslek sahibi oldular. II. Dünya Savaşı sırasında Bikur Holimin aralarında iki de kadının bulunduğu 120 üyesi ABD ordusunda askerdi. Dördü savaşta şehit oldu."
Seattledaki Yahudi Cemaatinde asimilasyon sorunu var mı?
Nancy Geiger- "Çoğunluğu Rodos ve Türkiyeden göç edenlerden oluşan geniş bir cemaat var. Ben Sefarad değilim ama bu grupla Türkiyeye gelmek istedim. Türkiye Yahudi cemaati ile ABD Yahudi cemaatinin benzer sorunları var. Toplumlar mesleki açıdan ve eğitim açısından geliştikçe Yahudi kimliğini korumak zorlaşıyor. Çağdaş olmak ve Yahudi kalabilmek
21. yy Yahudilerinin en büyük mücadelesi bu.
Bizde asimilasyon var. Sefarad bireyler %15 oranında Yahudi olmayanlarla evlilik yapıyor. Bunun yanı sıra, Yahudiliği seçip çocuklarını Yahudi olarak yetiştiren bir kesim de var."
Seattledan gelen konuklar, Türkiyede Yahudi cemaatinden büyük yakınlık gördüklerini, kendilerini kabul eden Hahambaşı Rav İsak Halevanın engin bilgisinden yararlandıklarını, 500. Yıl Vakfı Başkan Vekili Naim Güleryüz ile Musevi Cemaati Başkan Vekili Lina Filiba tarafından çok güzel ağırlandıklarını dile getirdiler.