Rabin cinayetindeki sir perdesi

Yitshak Rabin ölümünün 10. yılında anılıyorNelly BAROKASOrtadoğu barışının mimarlarından olan İsrail Başbakanı Yitshak Rabin, 1995 yılının 4 Kasım Cumartesi akşamı, Şalom Ahşav grubunun Tel-Aviv`de düzenlediği ve 100 bin kişinin katıldığı barış mitingi sırasında, Yigal Amir adlı aş&#

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Yaşamının son gecesi katıldığı mitingde Yitshak Rabin’in son sözleri yine barışa ilişkin sözlerdi; "Barış yolu savaş yoluna tercih edilir. Bunu size   bir asker, bir savunma bakanı, oğullarını şehit vermiş aileler için ağlayan ben söylüyorum. Bu gösteriye gelmekle;  şiddeti değil, barışı istediğinizi kanıtladınız."
Barış için kenetlenmiş 100 bin kişi Yitshak Rabin ile birlikte hep bir ağızdan barış şarkıları söylemişti. Ardından gelen kurşunlar, İsrail tarihinin en büyük devlet adamlarından birini ve barış umutlarını yıkmaya yetti. Bir İsrail başbakanının, bir İsrailli tarafından öldürülmesi ülke halkını derinden etkilerken, bu olay tüm dünya medyasını uzun süre meşgul etti. Yitshak Rabin’in cenaze törenine büyük bir ilgi gösterildi, 100’ü aşkın devlet adamı törene katıldı.

DİNCİ FANATİKLERİN
HEDEFİYDİ

İsrail’de aşırı sağcı Yahudiler, Filistinliler ile imzalanan Oslo Barış Anlaşması’nı tepki ile karşılamış, barış sürecinin bozulmasını istediklerini her fırsatta dile getirmişlerdi. Bununla da yetinmeyip Rabin’i Filistinlilerin isteklerine boyun eğdiği ve büyük İsrail rüyasından vazgeçtiği için ihanetle suçladılar. İsrail dinci fanatikleri, "Katil Rabin", "Hain Rabin" diye haykırdıkları mitingler düzenlediler, Rabin’in nazi üniforması içindeki posterlerini ülkenin tüm meydanlarına astılar.
Yitshak Rabin’in katili Yigal Amir’in soruşturması sırasında Eyal adlı aşırı dinci bir grupla ilişkisi olduğu belirlendi. Oysa başbakanın cinayetinden birkaç ay önce Eyal grubunun ölüm andı töreni, örgüt içine sızan bir gazeteci tarafından gizlice görüntülenmiş ve gerekli tedbirin alınması için emniyet güçlerine gönderilmişti. Bu film, barışa hizmet eden İsrailli politikacıları öldürmek üzere örgüt üyelerinin düzenlediği yemin törenini belgeliyordu.
Olaylar çorap söküğü gibi gitti. Yigal Amir müebbet hapse mahkum oldu. Katilin kardeşinin de cinayette parmağı olduğu ortaya çıktı.Yine bir üniversite öğrencisi olan Margarit Harşefi’nin olaya karıştığı belirlendi.
On yıl önce halkın yüzde yüzü Yigal Amir’in cezasının yaşamının sonuna dek çekmesi gerektiği konusunda hemfikirdi. Ancak bugün kamuoyu araştırmaları halkın yüzde yirmisinin katilin serbest bırakılmasından yana olduğunu gösteriyor.

CİNAYETTE YENİ İPUÇLARI
Geçtiğimiz günlerdeYigal Amir  yeniden yargılanmasını talep etmek üzere iadeyi muhakeme yoluna başvuracağını açıkladı. Bunun nedeni  Rabin’in üstünden çıkan atletinde iki değil, üç kurşun deliğinin bulunduğunun bugünlerde açıklanmış olması. Suikast sırasında duyulan üç silah sesinden iki kurşunun Rabin’e, bir diğerinin ise korumasına isabet ettiği belirlenmişti. Oysa şimdi üç kurşunun başbakana isabet etmesi ikinci bir şahsın daha suikaste katılmış olabileceği olasılığını gündeme getiriyor. Tabi bu olasılık Yigal Amir’in suçluluğunu değiştirmeyecek olsa da cinayeti çerçeveleyen sır perdesini daha da koyulaştıracak. Rabin’e ateş eden ikinci kişi kimdi? Böyle bir durumun varlığı bugüne dek neden gizlendi?

KORUMA ŞEFİNİN
SON AÇIKLAMALARI

Cinayetin gizlide kalmış, anlaşılmayan veya bugüne kadar açıklığa kavuşturulmayan tek yönü atletteki üçüncü delik değil. Yitshak Rabin’i korumakla görevli ve cinayet sonrasında yapılan araştırmada büyük ihmali olduğu belirlenen koruma şefi Dror Yitshaki on yıl suskun kaldıktan sonra televizyona şu açıklamalarda bulundu:
"Suikastten sonra koruma görevlilerinin tek bir mermi atmamış olmaları ,Rony Campler adlı  amatör bir fotoğrafçının yüksekten serbestçe tüm cinayeti filme çekmiş olması açıklanabilecek bir durum değil. Ben koruma görevlilerinin başı olarak sorumluluktan kaçmadım. Ancak Eyal adlı aşırı dinci örgütün yemin töreninin televizyonda yayınlanmasından sonra istihbarat teşkilatını aradım. ‘Sen merak etme, onlar bizden, herşey kontrolumuzda’ dendi. Cinayetten sonra Şampanya lakaplı ajanın Yigal Amir ve arkadaşları  ile ilişkide olduğu ortaya çıktı. Öyle ise, cinayet neden önlenemedi? Yine olaydan altı ay önce, otobüs terminali tualetlerinde iki kişinin,  üniversite öğrencisi ufak yapılı Yemenli bir gencin Rabin’i öldürmeye hazır olduğuna ilişkin konuşmaları bir güvenlik görevlisi tarafından duyuldu. Bu ufak yapılı Yemenlinin eşkali yapılacak bir araştırmada kolaylıkla ortaya çıkartılabilir ve katil cinayetten önce yakalanabilirdi. Hiçbir önlemin alınmamış olmasını anlamıyorum. Ortada bir ihmal var. Şu anda bile  yeni bir araştırmanın yapılmasını ve ileride bu tür suikastlere karşı daha donanımlı olmamız için tüm birimlerin  bilgilerini aktaracağı bir toplantı önerdim. Önerim dikkate alınmadı" dedi.
Aradan on yıl geçmiş olmasına rağmen ne İsrail Devlet Başkanı, ne de Knesset, Yigal Amir’in affından yana. Ancak Yitshak Rabin cinayetinin  tam olarak aydınlandığından da söz edilemez. Hala yerine yerleştirilmesi gereken puzzle’lar var. Görünen tek gerçek; sadece İsrail’in değil, tüm dünyanın barış yönünde çok değerli bir kahramanını yitirdiği...
Nitekim önümüzdeki hafta gerçekleşecek Rabin’i anma töreninde eşi Hillary ile birlikte İsrail’de hazır bulunacak olan  ABD eski Başkanı Bill Clinton, "Haver" diye hitap ettiği Yitshak Rabin için İsrail Kanal 2 televizyonunda şu açıklamayı yaptı: "Eğer Rabin yaşasaydı, kanımca  Filistinlilerle barış 1998’de gerçekleşirdi. Barışa engel olmak isteyen güçlerin şiddet ve terör eylemlerine karşı İsrailliler Filistinlilerle birlikte mücadele ederlerdi. Bugün bambaşka bir Ortadoğu’ya tanık olurduk."