AFRİKA PRENSESİ

Ram OREN / Çeviri: Nita KURRANTGoa Yayıncılık, 472 sf.İsrailli yazar Ram Oren 1936`da Tel Aviv doğdu. Kitap yazmaya ileri yaşlarda başladı. Gazetecilik işine girdiğinde on beş yaşındaydı. Bir gazetede, haber getirip götürüyordu. Daha sonra gazetenin önemli bölümlerinde editörlüğe yükseldi. Bu işe ek olarak hukuk eğitimi aldı ve avukatlı

Kitap
9 Ocak 2008 Çarşamba
1994’de Ram Oren’in ilk kitabı yayınlandı. Bu kitap başlangıçta iyi satmadı ve ticari bir başarısızlık olarak nitelendirildi. Oren bir televizyon programına katıldıktan sonra, İsrail’in ‘en çok satan yazar’larından biri oldu. İsrail’de o güne kadar görülmemiş bu başarı Oren’i kendi yayınevi olan Keshet’i kurmaya yöneltti.
Oren’in kitapları kendine özgü etkileyici kurgusuyla tanındı. Yazarın birçoğu polisiye türünde yazılmış kitaplarının sayısı on altıyı buluyor. Oren’in İngilizce ve Fransızca dahil olmak üzere başka dillere de çevrilen kitaplarının tümü İsrail’de çok satıyor.
Afrika Prensesi, Oren’in Türkçeye çevrilen ilk kitabı. Diğer bütün kitapları gibi dinamik ve sürükleyici anlatımıyla okuyucuyu heyecandan heyecana sürüklüyor. Aşk, entrika, şehvet, ihanet, cinayet zinciri öylesine büyük bir ustalıkla kurgulanmış ki, elinizden bırakamayacaksınız.  Kitap, Keren’in kabuslardan kurtulmak için gittiği psikiyatrın odasında başlar. Keren’in babası Yaron ve Gidi birlikte askerlik yaparken arkadaş olurlar. Dostlukları askerlikten sonra da devam eder. Yaron iyi bir ailedendir ve geleceği garanti altındadır. Gidi’nin hayatı belirsizliklerle doludur. Yaron, Nili adında güzel bir kadınla mutlu bir evlilik yapmıştır. Gidi’yse doymak bilmez iştahıyla hep başka kadınların peşinde koşar. Yaron dostluklarını iş ortamında da sürdürebileceklerini düşünerek Gidi’ye teklifte bulunur. Gidi çalışkan ve hırslıdır. Birlikte çalışmaya başladıktan bir süre sonra Nijerya’da girdikleri elmas madeni işi tüm hayatlarını değiştirir. Ailelerini geride bırakarak ülkelerinden ayrılırlar. Afrika tehlikelerle doludur. Yerli halkla yabancı patronlar arasındaki büyük uçurum nedeniyle suç oranı yüksektir. Cinayet, tecavüz, rüşvet, hırsızlık hayatın bir parçasıdır Afrika’da. Madeni çalıştırma izni alabilmek için düzenli olarak büyük rüşvetler vermeleri gerekmektedir; ancak iki arkadaş parasal taahhütlerin üstesinden gelip zengin olmalarını sağlayacak miktarda elmas çıkaracaklarına inanmaktadır. Sorunlar, felaketler, parasızlık Yaron ve Gidi’nin yakasını bırakmaz. Ümitler yavaş yavaş yerini endişe ve parasızlığa terk eder. Madende çalışan işçi Saliso herkesin peşinde olduğu elması bulur, ama bu onun sonu mal olur. Prenses, daha önce Kaşmir’de bulunan Put Gözü, Hindistan’da bulunan Kohinor ve Güney Afrika’da bulunan Collinen ayarında bir elmastır. Efsaneye göre Prenses, kralın ölen güzel kızı Olmida’yla birlikte gömülen iki dev elmasın adıdır. Yoruba kabilesinin insanları yıllarca yorulmak bilmeden hazineyi ararlar. Bu iki elmastan biri Nijerya’nın güneybatısındaki antik şehirde, ufak bir elmas madeninde bulunmuştur ama ikinci Prenses hâlâ kayıptır. Saliso’yu dolandıran Gidi’nin kıskançlığı ve hırsı, Prenses uğruna Yaron’la dostluğunu hiçe sayarak, en yakın arkadaşının güç durumda kalmasına neden olur. Gidi Prenses’le birlikte Afrika’yı terk eder. Yaron cinayetle suçlanır. Bütün bu felâketlerin arasında tek desteği, kendisine derin bir aşkla bağlanan Linda olur. Sonunda İsrail’e dönerler ama artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Aralarında büyük bir ihanet ve bir cinayet durmaktadır. Hayatları, aileleri ve dostlukları büyük şüphelerle yara almıştır. Gidi, dostunun kendisi için yaptığı her iyiliği hiçe sayarak iş hayatında onu mahvetmektedir. Gidi’nin yalanlarının farkına varan karısı, onu terk eder. Einav Ailesi her şeyini kaybetmiş, parasız kalmış, ihanete uğramıştır. Yaron olanlara dayanamaz. Kalp krizine yenik düşer. Gözü yaşlı karısı Nili, kızı Keren’i Amsterdam’da yaşayan annesinin yanına gönderir. Sonra da Afrika’da kalan işleri sonuçlandırması gerekmektedir. Afrika’da Nili’nin başına gelmedik kalmaz. Yaron orada cinayet suçuyla aranmaktadır. Nili’ye yardım Linda’dan gelir. Nili, Afrika’dan çıkmayı başarır ve İsrail’i terk eder. Değerli taşlar konusunda eğitim gören sevgili kızı Keren babasının intikamını almaya kararlıdır. Genç kadın ülkesine dönerek uluslararası elmas ticaretinin cehennemi içinde babasının en yakın arkadaşı ve aynı zamanda da can düşmanı olan adamın şirketinde çalışmaya başlar. Orada eski arkadaşı, Gidi’nin oğlu Ofer’le karşılaşır. Ofer, Keren’i tanımaz ama içinde Keren’e karşı derin hisler beslemektedir. Keren, babasının hakkı olduğuna inandığı şeyi, kendi mirasını almaya kararlıdır. Ofer’le yakınlaşmaya başlarlar. Babasıyla ilgili gerçekleri bilmeyen Ofer onun dünyanın en dürüst, en çalışkan insanı olduğunu zannetmektedir ve Keren’in babasına ihanet ettiğine karar verir. Afrika Prensesi yalnızca sıkı bir gerilim öyküsü olmakla kalmayıp Afrika insanının yaşadığı cehennemi de gözler önüne seriyor.