DÜĞÜNLERDE HAYATTA KALMA YÖNTEMLERİ:

Masa kelebekçiliği tuvalet sinekçiliği ve havvanagilacılık...

Riva HAYİM

Bekarsanız, ve bir Yahudi düğününe davetliyseniz işiniz zor. Bir kere, düğüne gidiş saati çok önemli. Öyle bir zamanda gitmelisiniz ki kalabalığın içine rahatça karışabilin, bu da yaklaşık başlangıç saatinden 45 dakika sonradır.  Burada,  giysinizin rengi çok kritik. Mümkünse göze batmayan bir renk... mesela siyah giyin, makyajınız ve saçınız ne kadar tapon olursa o kadar iyi.
İlk adım olan,  salona  girişe dikkat!Kapıda konukları çeken kameralar sizi damgalamak için hazır bulunacak. Bu nedenle, salona girmeden önce beğendiğiniz bir aileyi seçin ve  birlikte içeri girin. Girişi yapar yapmaz, uzaklarda birisini görmüş gibi yaparak el sallayın ve gülümseyerek sahte ailenizden  uzaklaşın. Bunu yaparken gözlerinizle etrafı taramakta fayda var. Tanıdık birilerine mi rastladınız, yanlarına kene gibi yapışın,  şimdilik rahatlayabilirsiniz; elinizde içki, birkaç arkadaşa selam, hatır sormalar.. Buraya kadar her şey kolay. Asıl zor olan, kokteyl salonundan yemeğe geçildiği an. Tanıdıklarınızla aynı masada değilsiniz ve buna bir anlam veremiyordunuz değil mi? Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanı. Bakın, sizin masanız orda… kimsenin oturmaya cesaret edemediği masa..  en kuytudaki ve taa en arkadaki olan… bekarlar masası!
Genellikle standart bir bekarlar masası,  5 kız 5 erkek ya da 4 kız 4 erkekten oluşur ki tam bir eşleşme olsun. 3 kız 6 erkek ya da 7 kız 2 erkek gibi rekabet oluşturacak bir şekilde asla oturulmaz. Benim gibi deneyimliler, acemi bekarlar masaya oturmaya çekinirken en manzaralı sandalyeyi kapabilir. Bunun için, masaya eşyanızı bırakıp yerinize oturmadan hemen arkadaşlarınızın yanına kaçın. Bu hareketinizdeki amaç: ‘Kocamı ya da erkek arkadaşımı masada  bıraktım, arkadaşlarımla sohbet etmeye geldim ve o bekarlar masasıyla kesinlikle bir alakam yok ’imajı çizmek.  Yemek başladığında, yerinize mümkün olduğunca geç geçin ve otururken kimsenin sizi görmediğinden emin olun.
Tahmin edersiniz ki diğer masalarda  normal sohbetler olurken bu masada şöyle konuşmalarla karşılaşacaksınız, hazır olun:
- adınız?
- soyadınız?
- ne iş yaparsınız?
- gelin tarafı mı, erkek mi?
Bu gibi sohbetlerden ve bekarlar masasından kaçmanın en iyi yolu, masa kelebeği olmaktır. Masa kelebeği, bir bekarın elinde içki, evli çiftlerin masalarına tünediği ve bir masadan ötekine konduğu bir durumdur. Başarılı bir kelebek olmak hem dikkat hem çabukluk gerektirir. Masadan biri mi kalktı hoop o masaya.. tuvalete giden mi var hemen onun yerine oturmaca gibi son derece yorucu bir aktivitedir.
Yok ben kelebek olamam masamda otururum diyorsanız bu rahatınız, gelin-damat dansına kadar sürecek, aklınızda bulunsun.Gelin-damat içeri girer girmez, bir yandan onları alkışlarken bir yandan da  yavaşça kapıya yönelmeyi unutmayın. Birazdan gelin-damat dansını takiben tüm çiftler birbirlerini ezerek dans pistine çıkacaklarından, kabak gibi ortaya çıkmanız an meselesi! O arada ne yapacağım diye telaşlanmayın, hemen tuvalete yönelin, tuvaletin oturma bölümüne oturup ayakkabılarınızı çıkarıp ayakkabılarım vuruyor numarası yapın. Masa kelebeğinden daha kolay olan bu rolün ismi ise tuvalet sineği olmaktır. Merak etmeyin, sizin gibi ayağım vuruyor numarasıyla içerden kaçan birkaç kişi daha yanınıza gelecek, onlarla arkadaşlık kurmaya özen gösterin, sohbet edin.. ama bunları yaparken  bir kulağınız içerde çalan müzikte olsun. Havvanagila‘nın çaldığını duyar duymaz tuvalet sinekliğini bırakın ve salona depar atın. Niye mi? Çünkü bu topluluk içinde yapabileceğiniz ve gelinle damatın sizi eğlenirken görebileceği tek danstır. Eğer şansınız varsa, yapılan bir trenin arkasına bile takılabilirsiniz. Pisti terk etmeden önce, gelinin eteğini havalandırma dansına katılın ve geline ‘çok güzelsin’ demeyi unutmayın. Düğünden ayrılmadan önce masadaki peçetelik ve süsleri çantanıza atın ve  düğün  fotoğrafçısının sizi tek başınıza çektiği fotoğrafların hepsini satın alıp arkanıza bile bakmadan kaçın.
Bir düğünü daha atlattınız geçmiş olsun!