ABD başkanı George W. Bushun 8 günlük Uzakdoğu seferi dün (21 Kasım 2005) Moğolistanda sona erdi.
Bush, Uzakdoğu gezisine Japonyada başladı. 16 Kasımda Kyotoda yaptığı temaslarda Japon Başbakanı Kouzumiyi överken Çinin dini özgürlüklükleri kısıtlamasını eleştirdi. Çinin özgürlük reformlarını devam ettirmesini temenni ederek, Tayvanın özgürlükçü yapısını örnek gösterdi. Fakat Bush konuşmasında Tayvanı Çinden ayrı bir ülke olarak görmediğini özenle belirtti. Çin Dışişleri Bakanı Li Zhaoxing ise verdiği demeçte yabancıların yorumlarının kendilerine olan inançlarını ve vatan sevgilerini sarsmayacağını, Tayvanın Çinin bir iç meselesi olduğun belirtti.
Çin şu anda Tayvanı tanımıyor ve kendi eyaleti olarak tanımlıyor. Tayvanın tam bağımsızlık ilan etmesini ise savaş sebebi sayıyor. Buna karşılık ABD de Çinin bu görüşünü kabul ettiğini fakat Tayvanı askeri bir müdaheleye karşı koruduğunu belirtiyor.
Bush, Kyotodan sonra Güney Korenin Pusan şehrindeki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği toplantısına katıldı. Fakat bu toplantıda da gerginlik vardı: Kore Başkanı Roh Moo Hyun Japon Başbakanı Kouzuminin geçen ay Yasakuni Tapınağına yaptığı ziyareti eleştirildi. Çin Dışişleri Bakanı ise Kouzumiyle görüşmeyi reddetti.
Yasakuni tapınağı, Japonyanın 19 yyın sonundan beri savaşlarda yitirdiği askerleri anmak için kullanılıyor. Fakat tapınakta onurlandırılan askerlerin arasında, İkinci Dünya Savaşı sırasında diğer Asya ülkelerinde zulümde bulunup insalık suçlarından yargılanan ve idam edilen Japon liderleri de bulunuyor. Japonyanın savaş suçları nedeni ile uzun yıllar boyunca özür dilememiş olması ve bu tapınağa ziyaretlerin devem etmesi ise diğer ülkeler ile ilişkileri zora sokuyor. Bunun yanı sıra son zamanlarda Koreli ve Çinlileri ilkel gösterip, Japonları Batılı ve üstün gösteren iki çizgi romanın Japonyada en çok satan kitaplar listesine girmiş olması ise gerginliği arttırıyor.
Bush ise Pusandaki zirvede Kuzey Korenin insan hakları ihlallerini ve nükleer silah programını eleştirirken Kuzey ve Güney Koreli liderlere barış çağrısı yaptı. Fakat Bush, Kuzey Koreye sert politik yaptırımlar uygulamak isterken Güney Koreli Roh ve diğer liderler bu önerilere sıcak yaklaşmadı ve daha diplomatik çözümleri tercih etti.
Bushun üçüncü ve en önemli durağı ise Çin oldu. Bushun Çinde dile getirdiği istekler Çin ile olan ticari açığın dengelenmesi, yazılım ve sanat korsanlığının engellenmesi, Çin parasının değeri üzerindeki devlet kontrolünün azaltılması ve Çindeki dinsel özgürlüklerin arttırılması oldu. Kuzey Kore ile olan görüşmelerdeki katkısı neden ile Çin Başkanı Hu Jintaoya teşekkürlerini iletti.
Bush, Çinde devletin izin verdiği Protestan kiliselerinden Gangvaşi kilisesini ziyaret ederek dinsel özgürlükler konusundaki dileklerini vurguladı.
Çin yetkilileri ise demokratik süreç hakkında ortak bir basın açıklaması vermeyi reddetti ve Bushun sadece Olimpik bisiklet takımı ile yaptığı bisiklet gezisini televizyondan yayınlamayı taahhüt etti. Bushun dini özgürlükler ve Tayvan hakkındaki yorumları Çin gazetelerinde yer almazken, ABD Başkanının ziyareti süresince Çin Hükümeti protestoda bulunması muhtemel muhalifleri ev hapsine aldı.
Bushun ekonomik taleplerine karşı olarak da Çin Başkanı Hu Jintao Yuanın değeri üzerindeki devlet kontrolünün azaltılması konusunda bir tarih vermekten kaçındı. Gezinin en önemli ticari bir başarısı Boeing şirketi ile Çin arasında 4 Milyar Dolarlık bir uçak satışı anlaşması oldu. Fakat yetkililer daha önce politik gezilerin arkasından buna benzer ekonomik anlaşmaların Çin yetkilileri tarafından değiştirildiğine dikkat çektiler. Bush, son durağı Moğolistanda, bu ülkenin komunizmden serbest ekonomiye yaptığı geçişi ve politik özgürlüklerin gelişmesini övdü. Bunun yanı sıra Moğolistan Başkanı Enkhbayara Iraka gönderdiği 100 asker için teşekkür etti. Bush verdiği demeçte, "Radikal İslam da komünizm gibi bir gün çökecektir. Çünkü güç sahibi olma isteği asla özgür yaşama dileğinden güçlü olamayacaktır" dedi.
Bush bu ziyaretiyle Moğolistanı ziyaret eden ilk Amerikan Başkanı oldu.