İyov (job) kitabında şöyle der; "İnsanı kadın doğurur. Günleri sayılı ve sıkıntı doludur." (İyov 14:1) Bu kısa deyişin anlamı gibi hayatımız, sürekli olarak sıkıntılarla yüzyüze geldiğimiz bir süreçtir. Yeryüzünde açmazları, zorlukları, şikayetleri, problemleri olmayan tek bir insan dahi yoktur. Kişi dua ederken doğal olarak: Yaşamının iyi geçmesi için geçim sıkıntısının olmaması sosyal anlamda prestij sahibi olmak, sağlıklı olmak ve evlatlarının mutlu olmalarını dilemek için yakarır. Öyleyse her kişinin kişisel istek paketleriyle Tanrıya yakardığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu istekler içinde korunma duygusu, iş bulma dilekleri, sınıf ayrıcalıklarının kaldırılması ve daha kimbilir neleri barındırır?
O halde günlük dualarımızı ederken, her gün yüzyüze geldiğimiz problemleri gözardı ederek tek örneklilik gösteren cümlelerle dua etmemiz gerekir. Para, prestij, başarılı bir iş hayatı ve kişisel zevkler için dua etmek yerine bir ricada bulunmalıyız. "Merhametli babamız, herşeye kadir olan Tanrımız, bizlere inayet et. Yüreklerimizi anlayış ve adaletle doldur. Bize verdiğin sevgili Toradaki sözleri dinlememizi sağla. Torayı çalışmaya ve öğrenmemize yardımcı ol. Toranin içindeki sözleri öğrenmemizi, aklımızda tutmayı, uygulamamızı sağla." Bütün bunları isterken: Lütfen ey Tanrım, daha doğru davranma biçimleri üretmemiz için bize anlayış ver; bize bilgelik bağışla, böylece bizden sonra gelecek olan kuşaklara iyi bir miras bırakmamızı sağla, emirlerini yerine getirmemiz için bizim bilgili ve akıllı olmamızı sağla, onları uygulamamız için bize gayret ver, bizlere de Sinadaki Yahudiler gibi "itaat edecek ve dinleyeceğiz" dedikleri gibi itaatkarlık bağışla, çünkü onlar emirlerin ne olduğunu bilmeden itaat ve uygulama sözü vermişlerdi" demeliyiz. Ayrıca Tanrıya yakarırken ve bu emirleri yerine getirirken korkudan veya mecburiyetten değil, sevgiyle ve hür irademizle gönüllü bir biçimde uygulamamızı sağlaması için yakarmalıyız.
Tora bize bu emirleri verirken, bunları uygulamak için yapmamız ve yapmamamız gereken şeyleri de öğretir. İsrailde iki yağmurlu dönem vardır. Birincisi kış mevsiminin hemen başlangıcındadır. Torada "Yoreh" (rehber) olarak nitelendirilir. Çünkü bu bize kış mevsiminin habercisidir. "Tora" sözcüğü İbranice dilinde "Yoreh" sözcüğü ile aynı kökten gelmektedir. Böylece Toranın bizlere "rehber" olduğu sonucuna varırız. "Alaha" (Yahudilik kanunları) ise "haloh" (yürümek) sözcüğü ile aynı kökten gelmektedir. Böylece Toranın yolunda yürürken, doğru adımları atmamız gerektiği sonucuna varırız. Yani (Tora + Alaha = Rehber + Yürümek) kuramını ortaya atar.
Yahudilik, diğer dinlerden farklı olarak "yaşama yön verme kanunlarını koyar. Çünkü Yahudilik uygulama dinidir. Kutsal kitap yani Yahudilik kavramı başlıca 5 elemandan yapılanmıştır.
A. Kanun koyan kısım
B. Peygamberlik kısmı
C. Şiirsel kısım (Mizmorlar, Şir Aşirim, Mersiyeler)
D. Bilgelik içeren edebi kısım (Kohelet ve Mişle)
E. Düz yazı olarak yazılmış kısım (Tüm tarihi bölüm)
Yahudilik bu beş elemanın karışımından meydana gelmiş bir dindir. Bu karışımda öğrenmek ve uygulamak vardır. Bunları doğru yapmak ve uygulamak için de yönergeler mevcuttur. Kutsal kitapta doğru yaşam yönergeleri, değerler ve fikirler vardır. Yahudilik iki ayak üzerinde yükselir: Teori ve pratikte uygulama. Bunu örneklemek gerekirse Tefillin ile misal verilebilir. Tefillin deriden yapılmış iki kutudur. Her ikisinin de içinde Toradan metinler bulunur. Kutunun teki başa, alnın tam ortasına takılırken, ikincisi ise ona bağlı olarak duran deri kayışları sarmak suretiyle sol kola takılır. Başa takılan tefilin Yahudilik ideolojisini simgeler. Kola takılan ise fikrin uygulamaya konulmasını simgeler. Biri diğerinden ayrı olarak tek tek kullanılmaz. İkisi bir bütünün iki parçasıdır.
Yahudilik uygulamalı bir din olduğunda, o yolda yürürken atılacak olan her adımın sağlam olması için temel taşı niteliğinde olan 3 söylem kutsal kitapta yer almaktadır.
Bu sözlerin ilki mizmor kitabının 16:8 bölümünde görülür; "Gözümü hiçbir zaman Tanrıdan ayırmam, önümde durduğu için sarsılmam." Bu kısacık açıklama, yaratıcıya olan imanı gösterir. Yaratıcı Odur, onun gururununu taşırız, dünyada yaratılan hiçbirşey ondan gizlenemez" manası taşımaktadır.
İkinci söz Amos 4:12 kitabında okunur. "Yapacaklarım için Tanrını karşılamaya hazırlan, ey İsrael!"
Bu sözler Yahudi halkının her şartta Tanrının emirlerine itaat etmeye hazır olması gerektiğini anlatır. Günün her anında ve tüm şartlarda Tanrının onlara emrettiği her şeyi yerine getirmekle yükümlüdür. Üçüncü söz ise Şelomo Amelehin özdeyişleri (Mişle) 3:6 kitabında okunur.
"Yaptığın her işte RABbi an. O senin yolunu düze çıkarır" bu sözler bizlere Yahudilikte, kişinin dünyadan elini ayağını çekmemesi gerektiğini öğretir. Aksine görevimiz aynı zamanda günlük işlerimizi yapmak, sıradan işlerle uğraşmak bunun için gerekirse güç harcamak ve bundan da manevi bir haz alabilmektir.
Yahudilerin bu üç sorumluluğu, doğdukları andan itibaren uymak ve uygulamak zorunda oldukları davranışlar zinciridir.