İstanbul, Pera Fest`le dördüncü kez buluştu
Çela YUNAGökler delinmişçesine yağan yağmur Pera Fest izleyicilerini durduramadı. 19 Kasım günü, yazar Mario Levi, gazeteci-yazar Doğan Hızlan, Prof. Murat Belge, Ahmet Soysal, anıtsal kent İstanbul ile bütünleşen bir o kadar da zamansız aramızdan göçen Jak Deleon ve Stefan Yerasimos dostlarını konuşmak üzere Pera Müzesi`nde buluştu
Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar, ilk konuşmacı yazar Mario Levi'ye mikrofonu devretti.
Levi, sözlerine "Bu tür konuşmalarda nelerden söz edilir? düşüncesi öne çıkar. Bir yanda yazar var, düşünce adamı var, eserleri var. Acaba böyle insanlar eserleriyle mi yaşatılmalı? Ya da insan yanını mı tercih etmeliyiz? Ben açıkçası ikincisini tercih edeceğim!"diyerek başladı.
"Marionun hayatında Jak nasıl yer aldı? Onu anlatacağım size" Şalom Gazetesinde karşılaşmalarıyla başlayan, gazetede birkaç yazısını okuduğu Jak'la dostluklarının temeli atılırken, onun bizzat tanıştırdığı yayınevinden ilk kitap siparişini alışını izleyiciler ilgiyle dinledi. Deleon'un kendisine yol göstererek ağabeylik yapması, 'Bir Yaz Yağmuruydu' adlı son kitabında da yer almakta.
İlk kitabı yayımlandıktan bir-iki gün sonra, Cumhuriyet Gazetesi Sanat Sayfasında Jak Deleon, "Ayakları Yerde Bir Mecnun" başlıklı yazısında, genç yazar arkadaşı Mario Levinin kitabından övgüyle söz eder ve destek vermeyi sürdürür! Olumlu çözümler önerirdi, örneğin: hikayeler romanlar güzel de, geleceğe daha çok kalan araştırma yazılarıdır! derdi. Bir tek bu konuda kendisini dinlemedim. Bu onun doğrusuydu. Belki de haklıydı; saygı duydum ama tavsiyelerine uymadım. Jakın bana bir miras bıraktığına inanıyorum.. Yolun başında birileri varsa onlara bir yol göstermek, bir ağabeylik yapmak üzere bir miras bu! Umarım güvenini boşa çıkarmadım.
Benim tanıdığım Jak, düşüncelerini dobra dobra ifade eden bir insandı. Bu nedenle hem çok dost, hem de çok düşman kazandığını söyleyebilirim. cümlesiyle konuşmasını noktalayan yazar Mario Leviden sonra sözü Doğan Hızlan aldı: "Jak Deleonu çok yakından tanıdım. Gösteri Dergisinde, bale sanatına ilişkin yazdığı yazılardan tanıdım. Gider, seyreder seyrettiklerini yazardı, ama kuşkucu bir yanı vardı. Bu böyle miydi? Bunu böyle mi yazmak gerekirdi? Anlatırdı, bazen de yazdıklarını yaşardı.
Yazdıklarını yaşadığından kendimiz gibi tutkulu insanları seviyoruz; bir şeye kendini adayanları."
Jak Deleonla Yerasimosun buluştuğu ve ayrıldığı noktalara da değinen Hızlan: "Jak, İstanbulu, gezilen görülen zevk alınan bir yer olarak yazdı; öyle bir harita çizdi! Ama Yerasimos İstanbulun derinliğine bir kültür tarihini yazdı! Bilimsel bir tarih vardı. Belki o açıdan birbirlerini tamamlıyorlardı.İnanıyorum ki, Jakın başvuru kitaplarıyla birçok kişi İstanbulu gezmenin tadına varmıştır. Harold Pinterle ilgili çalışması olmuştur."
Hızlan, Yerasimosu önce yazdığı kitaplarla tanıdığını, daha sonra da kültür girişiminde beraber çalıştıklarını belirtti. Stefan Yerasimos hakkında da görüşlerini aktardı:
"İstanbulla ilgili kitaplarında eğlendirici yanına tanık oldum. Sultan sofralarında ayrıntılarıyla bir ülkenin, bir imparatorluğun yemek değişimi, zevki vardı. Ne kadar şevkle yazdığını fark edersiniz.Yaşadığımız şehrin kültürüyle kaç kişi ilgileniyor? Kuşaktan kuşağa şehrin geçirdiği değişimini merak etme duygusunu uyandırmıştır. Camisinden sarayına kadar merak ettirmiştir. İkisi arasında şöyle bir arkadaşlık kurabilirsiniz. Jak Deleonla tarihini öğrendiğiniz kentin bir kapısından giriş yaparsınız. İster Balattan, ister Süleymaniyeden girin. Yerasimosla imparatorluğun ardındaki uygarlığı öğrenebilirsiniz." Prof. Murat Belge kısa pantolonuyla, üç tekerlekli bisikletiyle tanıdığı Jaktan ve tarih Profesörü Yerasimosla kişisel anılarından söz etti. Ahmet Soysalın Stefan Yerasimosla ilgili sözlerini noktalaması üzerine Şalom yazarlarından Beki Bardavid, Robert Schild görüşlerini belirttiler.
Yağmur, Perada bu kez İstanbulsever Jak Deleon ve Stefan Yerasimosu buluşturdu.