İstanbul, Pera Fest`le dördüncü kez buluştu

Çela YUNAGökler delinmişçesine yağan yağmur Pera Fest izleyicilerini durduramadı. 19 Kasım günü, yazar Mario Levi, gazeteci-yazar Doğan Hızlan, Prof. Murat Belge, Ahmet Soysal, anıtsal kent İstanbul ile bütünleşen bir o kadar da zamansız aramızdan göçen Jak Deleon ve Stefan Yerasimos dostlarını konuşmak üzere Pera Müzesi`nde buluştu

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar, ilk konuşmacı yazar Mario Levi'ye mikrofonu devretti.
Levi, sözlerine "Bu tür konuşmalarda nelerden söz edilir? düşüncesi öne çıkar. Bir yanda yazar var, düşünce adamı var, eserleri var. Acaba böyle insanlar eserleriyle mi yaşatılmalı? Ya da insan yanını mı tercih etmeliyiz? Ben açıkçası ikincisini tercih edeceğim!"diyerek başladı.
"Mario’nun hayatında Jak nasıl yer aldı? Onu anlatacağım size" Şalom Gazetesi’nde karşılaşmalarıyla başlayan, gazetede  birkaç yazısını okuduğu Jak'la dostluklarının temeli atılırken, onun bizzat  tanıştırdığı yayınevinden ilk kitap siparişini alışını izleyiciler ilgiyle dinledi. Deleon'un kendisine yol göstererek ağabeylik yapması, 'Bir Yaz Yağmuruydu' adlı son kitabında da yer almakta.
İlk kitabı yayımlandıktan bir-iki gün sonra, Cumhuriyet Gazetesi Sanat Sayfası’nda Jak Deleon, "Ayakları Yerde Bir Mecnun" başlıklı yazısında, genç yazar arkadaşı Mario Levi’nin kitabından övgüyle söz eder ve destek vermeyi sürdürür! Olumlu çözümler önerirdi, örneğin: ‘hikayeler romanlar güzel de, geleceğe daha çok kalan araştırma yazılarıdır!’ derdi. Bir tek bu konuda kendisini dinlemedim. Bu onun doğrusuydu. Belki de haklıydı; saygı duydum ama tavsiyelerine uymadım. Jak’ın bana bir miras bıraktığına inanıyorum.. Yolun başında birileri varsa onlara bir yol göstermek, bir ağabeylik yapmak üzere bir miras bu! Umarım güvenini boşa çıkarmadım.
Benim tanıdığım Jak, düşüncelerini dobra dobra ifade eden bir insandı. Bu nedenle hem çok dost, hem de çok düşman kazandığını söyleyebilirim.’ cümlesiyle konuşmasını noktalayan yazar Mario Levi’den sonra sözü Doğan Hızlan aldı: "Jak Deleon’u çok yakından tanıdım. Gösteri Dergisi’nde, bale sanatına ilişkin yazdığı yazılardan tanıdım.  Gider, seyreder seyrettiklerini yazardı, ama kuşkucu bir yanı vardı. Bu böyle miydi? Bunu böyle mi yazmak gerekirdi? Anlatırdı, bazen de yazdıklarını yaşardı.
Yazdıklarını yaşadığından kendimiz gibi tutkulu insanları seviyoruz; bir şeye kendini adayanları."
Jak Deleon’la Yerasimos’un buluştuğu ve ayrıldığı noktalara da değinen Hızlan: "Jak, İstanbul’u, gezilen görülen zevk alınan bir yer olarak yazdı; öyle bir harita çizdi! Ama Yerasimos İstanbul’un derinliğine bir kültür tarihini yazdı! Bilimsel bir tarih vardı. Belki o açıdan birbirlerini tamamlıyorlardı.İnanıyorum ki, Jak’ın başvuru kitaplarıyla birçok kişi İstanbul’u gezmenin tadına varmıştır. Harold Pinter’le ilgili çalışması olmuştur."
Hızlan, Yerasimos’u önce yazdığı kitaplarla tanıdığını, daha sonra da kültür girişiminde beraber çalıştıklarını belirtti. Stefan Yerasimos hakkında da görüşlerini aktardı:
"İstanbul’la ilgili kitaplarında eğlendirici yanına tanık oldum. Sultan sofralarında ayrıntılarıyla bir ülkenin, bir imparatorluğun yemek değişimi, zevki vardı. Ne kadar şevkle yazdığını fark edersiniz.Yaşadığımız şehrin kültürüyle kaç kişi ilgileniyor? Kuşaktan kuşağa şehrin geçirdiği değişimini merak  etme duygusunu uyandırmıştır. Camisinden sarayına kadar merak ettirmiştir. İkisi arasında şöyle bir arkadaşlık  kurabilirsiniz. Jak Deleon’la tarihini öğrendiğiniz kentin bir kapısından giriş yaparsınız. İster Balat’tan, ister Süleymaniye’den girin. Yerasimos’la imparatorluğun ardındaki uygarlığı öğrenebilirsiniz." Prof. Murat Belge  kısa pantolonuyla, üç tekerlekli bisikletiyle tanıdığı Jak’tan ve tarih Profesörü Yerasimos’la kişisel anılarından söz etti. Ahmet Soysal’ın Stefan Yerasimos’la ilgili  sözlerini noktalaması üzerine Şalom yazarlarından Beki Bardavid, Robert Schild görüşlerini belirttiler.
Yağmur, Pera’da bu kez İstanbulsever Jak Deleon ve Stefan Yerasimos’u  buluşturdu.