Yakup ALMELEK"Türk Yahudilerinin Sanattaki Yeri" başlıklı dosyamızın dördüncü sayısında gazetemizin yazarlarından Yakup Almelek`in konu hakkındaki görüşlerini paylaşıyoruz. Yakup Almelek, Türkiye`nin sanattaki yerinden yola çıkarak, Türk Yahudilerinin ulaşabildiği sınırlara doğru uzanıyor
14 Aralık 2005 tarihli gazetenizde yayınlanan Harry Ojalvo ile yapılmış olan söyleşinin akabinde, 21 Aralık 2005 tarihli nüshanızda, Sn. Naim Güleryüz imzalı bir açıklama yayınlamış bulunuyorsunuz.
Bu açıklamada "Zülfarisi 2 sene ben idare ettim, Naim Güleryüze devrettim" ifadesinin gerçekleri yansıtmadığını ve okuyucuyu yanlış yönlendirdiğini ilettiniz. Ayrıca, fotoğraf ve belgelerin, mekânın "boş ve metruk" olduğu bir zaman diliminde sergilendiğini iletmiş bulunuyorsunuz.
Gerçek şudur ki, söz konusu mekân resmen müze statüsüne kavuşmadan 2 yıl önce, 500. Yıl Vakfı Başkanı Sayın Jak Kamhinin emriyle ciddi bir restorasyon ve temizlik geçirmiş olup söz konusu sergiye ev sahipliği yapmış ve güzide şahsiyetleri ağırlamıştır. Bunlardan iki tanesini ve özetle söylediklerini kamuoyunun dikkatine arz etmeyi bir vazife addediyorum:
1- Sayın Erdal İnönü, 29 Nisan 1998 tarihindeki ziyaretinde serginin anı defterine yazdığı ilk cümlede 500. Yıl Vakfının düzenlediği müzeyi gezmek bana büyük kıvanç ve mutluluk veren, pek çok şeyler öğreten bir olay oldu. Ve
Bu müzeyi kuran, bilimsel temellerini sağlayan, ve dünyaya tanıtan 500. Yıl Vakfına, başkanı Sayın Jak Kamhiye, bilimsel araştırmayı yürüten Sayın Harry Ojalvoya sonsuz teşekkür borçluyuz. Kendilerini candan kutluyorum
. diyordu.
2- Sayın İsrail Başkonsolosu Eli Shaked ise, gerek Atatürk'ün ölüm, gerekse Kristallnacht'ın yıldönümüne tekabül eden sembolik anlamı çok yüksek olan 10 Kasım 1998 tarihindeki ziyaretinde, aynı deftere İbranice düşmüş olduğu kayıtta İstanbuldaki Yahudi Müzesini ziyaret etme fırsatından ve Osmanlı devrindeki belge ve tanıklıkları görmekten ne kadar mütehassıs olduğunu ifade ediyordu.
İsmine ne derseniz deyin, söz konusu belge ve fotoğraf sergisini Zülfaris Sinagogunun mekânın ziyaret etmiş olan yüzlerce kişinin, Sayın Erdal İnönünün ve Sayın Eli Shakedin yapmış oldukları veçhile, bu sergiyi bir müze gibi algıladıklarına ilişkin benzer yazılı ve sözlü tanıklıkları mevcuttur. Bu kabil güzide şahsiyetlerin "metruk" bir mekânda ağırlanmamış oldukları hususu ise izahtan varestedir.
Takdir sayın kamuoyunundur.