Bir futbolcunun yeşil saha içerisindeki talihsizliğini okuyacaksınız aşağıdaki satırlarda... Bütün ihtişamıyla parlamaya hazır bir yıldız adayı iken, gökyüzündekiler gibi kayıp giden bir yıldız oldu Alper Tezcan geçtiğimiz yıllarda... 19 yaşındayken Avrupa Kupası maçı oynama şerefine ermiş ender yeteneklerin öncülerindendi belki de... Lafı fazla uzatmadan işte size tamamıyla gerçek bir hikaye...
Soğuk bir Perşembe akşamıydı 1999un 9 Aralıkı... Ali Sami Yen, Galatasarayın UEFA Kupasına adım adım uzanışına tanık oluyordu o akşam Bologna maçında... İlk maçta alınan 1ǃlik sonucun ardından, rövanş çok çetin geçecekti elbet... Nitekim Hasan Şaş ile Ümit Davalanın gollerine Nicola Ventola, Bologna adına cevap vermiş, maçın son dakikalarına 2ǃ Galatasarayın üstünlüğüyle girilmişti. Sarı-kımızılılar için yenilecek bir gol, tüm umutların sona ermesi anlamına gelecekti. Son dakikalara 2ǃ önde girmiş takımın teknik direktörü Fatih Terim, 19 yaşındaki genç defans oyuncusu Alper Tezcanı yanına çağırarak maçın son 3 dakikasında savunmaya vargücüyle destek vermesini istedi... Dakikalar 89u gösterirken değişiklik tabelası kalktı, Okan Buruk oyundan çıktı, Alper Tezcan dakikaların geçmek bilmediği maçın son anlarında oyuna girdi. Maçın bitmesine 3 dakika vardı oyuna girdiğinde... Maç bittiğinde sedyedeydi Alper Tezcan... 19 yaşında, oyunda yerine dahil olduğu Okan Buruk gibi aynen genç yaşta ayağı kırılıyordu Alperin... 3 dakika oynamak için büyük bir hevesle girdiği maçtan, talihsizlik eseri, ağlayarak hastaneye götürülüyordu... Soğuk bir Perşembe akşamıydı 1999un 9 Aralıkı...
Tribünler tamamıyla dolmuş, taraftarlar Galatasarayın Avrupa zaferlerinden birine daha tanıklık ediyordu. Hava çok soğuktu, Ali Sami Yen Stadı da keza o Aralık akşamında... Satırların yazarının çıplak gözle izleyip, beyninin bir köşesine nakşettiği 2Dž isim ve olay vardı o maçta... Öncelikle tipik bir İtalyan takımı vardı Galatasarayın karşısında ; sert savunma yapan, gerektiğinde profesyonel faullere başvuran... Hatta hakemin gör(e)mediği pozisyonlarda inanılmaz sertlikler yaşanıyordu, kör dövüşünü andıran... Daha sonraları bir Süper Kupa maçında Suat Kayanın resmen göğsüyle engellediği topu, elle kesti deyip Real Madride penaltı yaratan hakem yönetiyordu o Bologna maçını, Avusturyalı hakem Günther Benko... Maçın tansiyonu ne kadar yüksek olursa olsun, futbolcular arasındaki sertliğin ayarını dengeleyemeyen bir hakem vardı kısacası sahada... Bir de Kamerunlu genç bir solbek vardı karşı takımda, Pierre Wome, 20 yaşında, Alper Tezcan gibi o da futbolun daha ilkbaharında... Maç boyu mücadelesinden ödün vermeyen, takımının sol kanadını evinin koridoru gibi rahatça kullanan genç bir futbolcuydu Wome... Dakikalar 90+1i gösteriyordu ki oyuna daha yeni giren Alper, Wome ile çarpışmış ve ayağı kırılmıştı. Antrenörü "boşuna yerde yatarak zaman geçiriyor" diye düşündüğü için fırçalamıştı Alperi, ilk olarak... Ne var ki, yeşil sahaya sedye ve doktorların girmesiyle acı gerçek ortaya çıkmıştı. Maçta yerine dahil olduğu Okan Buruk gibi bir futbolcunun başına gelebilecek en kötü şey olmuştu, Alperin genç yaşta ayağı kırılmıştı...
Fatih Terimin bir Avrupa Kupası maçının en kritik anında oyuna sürmekten çekinmediği 19 yaşındaki o yetenekli genç, şimdilerde 25 yaşında talihsizliğinin de yardımıyla Türkiye 2.Liginin B Kategorisinde mücadele veren İstanbulun Yenibosna takımında... Maçlarından en fazla 5000 kişinin haberdar olduğu bir takımda... O dramatik olayın diğer kahramanı yetenekli solbek Wome ise, şimdilerde İtalyanın en ünlü kulüplerinden Interin kadrosunda... Maç sonuçları milyonlarca insan tarafından takip edilen bir takımda... Şans bu ya !... Olayı hiç yaşanmamış kabul edip, bu süreçte Alperin ciddi bir sakatlık geçirmediğini varsaydığımızda İnterin sağ kanadını Alper, sol kanadını ise Wome savunuyor olabilirdi bugünlerde... O yetenekte olduğunu gösteriyordu 19lu yaşlarında... Ama olmadı...
Futbolda anlık müdahelenin sonuçlarından biriydi bu anlattığım kısa ama gerçek hikaye... "Futbol hayattır" klişesini sporla ilgilenenler altını yeterince dolduramadan kullanır ara ara.. Alper Tezcanın futbol şansını gözönüne aldığınızda anlık müdahelelerin ve alınlara yazılmış kaderlerin pek de önüne geçilemiyor olduğunu görürüz herhalde... Ne dersiniz ?...