Sahneye çıkmayı arzu eden, kendine güvenen, güvenmeyen, herhangi bir tiyatro bilgisi ve yeteneği olan veya olmayan, 711 yaş arası her çocuğa içindeki sevgi ve becerisini ortaya çıkarma fırsatı tanıyan GKD Tiyatro ekibi kendilerini bu noktaya taşıyan unsurları büyük bir heyecanla aktardılar.
Senelerdir hiç vazgeçmeden kalbinde bir çocuk tiyatrosu oluşturma arzusunu içinde yaşatan ve bu fikri arkadaşlarıyla paylaşan Donna Kasuto rüyasının gerçeğe dönüşmesini şöyle özetliyor: "Geçen sene 24 çocukla yola çıktık, daha sonra 47ye, bu gün ise 70 çocuğa ulaştık. Amacımız her yaştan insanı derneğe getirmek. İşte bu doğrultuda başladığımız yolda, giderek ilerliyoruz.Yurt dışından gelen bazı oyunlar elimize geçiyor. 10ᆣ kişi için kaleme alınmış oyunu 70 çocuğa göre uyarlıyoruz. Çocuklar o kadar keyif alıyorlar ki tek bir replik için saatlerce oturup bekliyorlar ve sıraları geldiğinde büyük bir ciddiyetle üzerlerine düşen görevi yerine getiriyorlar. Aralarında gerçekten çok yetenekli çocukların yanı sıra bu havayı solumayı sevenler de var. Hiç eleme veya seçme yapmadan her birine uygun bir rol bularak, tiyatro sevgisi aşılamaya çalışıyoruz.. Tek problemimiz provalarda çocukların seslerinin çıkmaması. Fakat oyun esnasında her şey düzene giriyor ve yolunda gidiyor. Onlarla gurur duyuyoruz. Bugüne kadar dört oyun sahneledik ve Purimde beşincisini sahnelemek üzere çalışmalara devam ediyoruz. Özellikle çocukların hedef kitlemiz olduğunu düşündüğümüz için, bütün yazılan oyunları bilirkişilere onaylatıyoruz. Zaten amaçlarımızdan bir diğeri de genç nesle bilgi aktarımında bulunmak, mesajlar vermek. Bu nedenle hata yapmamaya özen gösteriyoruz. Ayrıca Yönetim Kurulunun sonsuz desteği, attığımız adımlarda onları arkamızda hissetmek, isteklerimize olumlu cevap almak bizi daha da yüreklendiriyor."
70 çocuğu belli bir disiplin içinde çalıştıran ve tatlı sert bir eğitmen olmaya gayret gösteren Elza Razon, Çocuk Tiyatrosunun aslında gençlere bağlı olarak çalıştığını fakat kendilerinin de onlara yardım ettiğini belirtiyor: "Hepimiz anneyiz ve çocuklarımız da oyunlarda rol alıyor. Bu nedenle çocuklarının başında yetişkinlerin olduğunu görünce ebeveynlerin güvenleri artıyor ve emanet etmekte bir sakınca görmüyorlar. Zaten bizler de onlara kendi çocuklarımıza gösteremediğimiz sabrı gösteriyoruz. Ayrıca gençlerin çok yoğun programları var. Minik partileri, danslar, faaliyetler. Onlara destek olmamız gerektiğini gördük. Çocukların kapasitelerini, neler yapıp neler yapamayacaklarını artık çok iyi biliyoruz. Her birini çok iyi tanıdığımız için rol dağılımını onlara hissettirmeden ve olabildiğince adilane bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Son oyunumuz arkadaşlarımla bir cdden esinlenerek kaleme aldığımız müzikli danslı bir oyun olacak. Fakat bu sefer kısa bir tarihsel sunumun ardından bir Purim Karnavalı ile sahne alacağız. Anne, baba, çocuk ilişkisinin irdelendiği, çocukların bazı olaylar karşısındaki isyanlarının anlatıldığı oyunda, Purim Bayramının neşesini bazı öğretilerle harmanladık."
Büyük bir özveriyle çalışarak çocukları eğiten isimlerden biri olan Eti Romano ise olaya farklı bir boyuttan yaklaşıyor ve amaçlarının; gençlere birtakım sorumluluklar vererek, onlarla elele çalışarak bayrağı temsil edecek güvenilir kişiler yetiştirmek olduğunu belirtiyor. Gençlerin fikirlerine çok değer verdiklerini ve onların sayesinde daha başarılı olacaklarına inandıklarını vurgulayan Cina Özleviden sonra sözü alan gençlik komisyonundan Sibel Beharti ise duygularını şöyle özetliyor: "Çocukları çok seviyorum ve onlarla çok eğleniyorum. Çok kalabalık oldukları için gruplara ayırdığımız çocuklara çeşitli danslar öğretmenin yanı sıra ezberlerde, mimiklerde de yardımcı oluyoruz. Bizler ilerde bayrağı teslim alacağımız bilincindeyiz. Bu nedenle en ufak ayrıntısına kadar dikkat ediyoruz, metinleri incelemeye çalışıyoruz ve bundan da büyük haz duyuyoruz."
Sahnelenen tüm oyunların kostümleri, dekoru ve daha birçok ayrıntıyla birebir ilgilenen Tuna Pinhas, Eti Romano, Elza Razon, Cina Özlevi, Çiçek Menda, Donna Kasuto ile gençlerden Sibel Beharti, Şeyda Zonana, Doris Hason, Serena Veysi, Greysi Lipe ve Aylin Petilon yaptıkları işten ve özellikle çocuklarla çalışmaktan büyük keyif aldıklarını yineliyorlar. Geçtiğimiz Hanuka Bayramında 61 çocukla sahnelenen "Ay Dede Kayboldu" adlı oyun büyük yankı uyandırmasına rağmen, bir çok çocuğun seyretmemiş olduğunu düşünen ekip, Purim oyununu, bayram kutlaması dışında normal bir tiyatro günü olarak sahneleyeceklerini duyuruyor.
GKD Çocuk Tiyatrosu yetkilileri, yakın bir tarihte sahnelenecek oyunun her iki yakada ikamet eden çocuklar tarafından izlenmesinden mutluluk duyacaklarının altını çizerek söyleşimize son verdiler.