"Merhaba ben Dr. Mitzva" diye cevapladı. "Kim arıyor?" Birkaç dakika dinledikten sonra "üzülmeyin Mr. Brick. Yakın zamanda orada olacağım, eminim ki, önemli ve ciddi bir şey değildir" dedi. Sonra eve giderek doktor çantasını aldı.
"Bahçe biraz bekleyecek. Hastalarım güllerim ve ağaçlarımdan önce gelir dedi ve oradan ayrıldı. Bir müddet sonra Eric ve Mark bisikletle gezmeye başladılar.
"Hey bak, Dr. Mitzva'nın bahçesi çok karışık hiç böyle olmazdı" dedi Eric.
"Bu karışıklık değil, bahçede çalışıyor" dedi Marc.
"Hayır hiçte öyle değil. Burada bile değil. Bu çukuru neden kazıyordu acaba. Belki de burada bir hazine vardır" dedi. Eric "Bilemiyorum. Fakat ona bir sürpriz yapalım. Biz de kazalım"
Çocuklar bisikletlerini bağladıktan sonra işe giriştiler. Birkaç dakika sonra Sally ve Sarah da göründüler.
"Merhaba, Dr. Mitzva'nın bahçesinde ne yapıyorsunuz? Hazine için mi kazıyorsunuz?" "olabilir" dedi Eric. "yardım eder misin?"
"Hayır ama seyredeceğiz" dediler.
Daha sonra Davit ve Bruce patenlerle kayarken sordular.
"Dr. Mitzva'nın bahçesinde ne yapıyorsunuz?"
"Kızlar gülerek cevap verdiler. "Hazine için kazıyorlar". Öyle mi? Hemen yardım edelim. David ve Bruce iki kürek bularak çalışmaya koyuldular. Çukur gittikçe genişliyordu. "Burada ne bulmayı ümit ediyorsunuz?" diye Bruce sordu. "Bilmiyoruz ama herhangi bir şey alabilir" Eric küçük bir taşı inceliyordu. "Hey, bu eski bir para. Acaba altın mıdır? Belki birisi gerçekten buraya bir hazine gömdü" dedi. Bruce. "Aptal Tarihine bak 1947 yazıyor. 100 yıl bile geçmemiş" dedi. Sarah. "Ama elli yıldan fazla. O zaman da bir çeşit eski para sayılır değil mi?" diye sordu Sally. "Ama bir eski hazine değil" dedi Sarah.
"Acaba bir hazine lafı mı duyuyorum?" diye yeni bir ses sordu: Herkes "Dr. Mitzva" diye bağırdı. "Nasıl işimizi beğendiniz mi? Güzel yapmadık mı? Bakın ne kadar derin bir çukur kazdık" dediler hep bir ağızdan "çok güzel bir çukur. Ama benim bahçemin ortasında niye böyle büyük bir çukura ihtiyacım olsun ki?" diye sordu Dr. Mitzva. "Bilmiyoruz. Siz bize söyleyin. Neden çukur kazıyordunuz. Saklı bir hazine mi var? Burada heyecanlı bir şey mi oluyor? Diye sordu David "Bildiğim kadarıyla hayır. Ben küçük bir çukur kazıyordum çünkü Tu Bişvat için bir ağaç dikecektim." Dedi doktor. "Tu Bişvat mı?"bu kadar mı?Bunun nesi heyecanlıdır?"Çocuklar hayal kırıklığına uğramış gözüküyorlardı. Tabi ki, Tu Bişvat çok heyecanlıdır. Shvat ayının 15 'inde kutlanır.Ağaçların bayramıdır.Ağaçların yeni yılının bayramıdır.Bu çok heyecanlı değil mi ?" diye sordu doktor."Olabilir, ama bir hazine kadar değil."diye ısrar etti David. "Fakat bir ağaç gerçek bir hazinedir.Bir ağaç dikmek gerçek bir maceradır.Para gömersen fazla bir şey olmaz.
Toprakla örtülür veya rengi değişir. Fakat bir bitki veya tohum, o zaman iş değişir. Harikulede şeyler olur. Kökleri toprağa gömersin. Gövde ve yapraklar büyür ve güneşe ulaşır. Ve bir sabah gerçek, büyüyen bir canlıyı pencereden dışarıda görürsün." "Şu ağaçlara bakın. Tu Bişvatta ağaçların yaprakları yoktur. Kış mevsiminden sonra çıplak ve ölü gözükürler. Fakat hiç kimsenin göremediği yerde, kökünde gizli bir olay meydana gelir. Tomurcuklar büyür ve sonunda ağaçlar çiçeklenmeye yıllık Bahar sürprizini meydana getirmeye hazırdır. "öyle diyorsanız öyledir" diye mırıldandı. Bruce fazla heyecanlı değildi.
"Fakat bu kadar büyük bir delik ile ne yapacağız? Diye sordu Sally.
"Madem kazdık, gene üstünü kapatırız" diye cevap verdi David.
"Nasıl bir zaman kaybı" dedi Eric.
"Hayır çocuklar. Hiç de değil. Çok güzel bir çukur kazdınız. Bir tane ekecektim ama bu güzel büyük yere beş tane ağaç dikeceğim. Elma, fındık, incir, zeytin ve çam ağacı dikeceğim"
"İncir, zeytin ağacı mı?" Bu yörede böyle ağaçlarımız yok. Fındık ağacı da öyle. Burada meşe ağaçları var." Dedi David.
"Doğru ama daha kış bitmedi. Fındık ağaçları Tu Bişvatta çiçeklenir. Baharın geldiğini müjdeler" dedi doktor.
"Zeytin ve elma soğuk hava sever, ama çam ağaçları ılık ve güneşli hava sever. Hepsini aynı delikte büyütebilir miyiz? diye sordu Sarah.
"Böyle geniş güzel derin bir çukurda tahmin ediyorum ki, büyür "dedi doktor. Sally gülümsedi.
"Ağaç bir hazinedir" dedi Mark
"Tabii, Tanrı'nın yarattığı dünyada bir sürü hazineler vardır. Bizim görevimiz onları korumaktır. Tu Bişvat başlamanın harika bir zamanıdır. Gidip 5 tane Tu Bişvat ağacı alacağım ve bu harikulade derin yere dikeceğim. Hemen şimdi" dedi Dr. Mitzva. Ve bir elinde doktor çantası, şapkası uzaklaştı.
*Ağaçlar gerçek birer hazinedir. Serinliğiyle güneşten korur, meyvalarıyla karnımızı doyururlar.
*Etrafımızda bir sürü hazine vardır. Önemli olan onları görmek ve korumaktır.
*Küçük yaşta ağaç ekmek, onun büyüdüğünü seyretmek ve bir canlıyı yeşertmek ilerde doğayı seven koruyan bireyler yetişmesine yardım eder.
*Ağaçlar da Tanrı'nın birer mucizeleridir. Ektiğimizde, cılız kökleri gömdüğümüzde, bahar geldiğinde koskoca ağaçlar görürüz".
*Her yeni bir günde, doğan güneşte verilen nimetlere şükretmeli, etrafımızdaki güzellikleri korumalıyız.