"Böylesine yeşil ve güzel bir yeri nasıl buldunuz?" diye soranlara, kibbutzun serasından sorumlu İsar Weinberg "Gidin filmi izleyin" diyormuş gülerek. Ben-Gurionun müzesinde gösterilen film, kibbutzun kum tepelerinin üzerine kurdukları çadırlarıyla, buralara yerleşmeye çalışan 2si kadın 11i erkek, 13 gencin duygu yüklü maceralarını anlatıyor .
David Ben-Gurion 1953te hükümetten istifa edip Sde Boker Kibbutzuna yerleşeceğini söylediği zaman Knessette adeta yer yerinden oynamıştı.Hatta bir karikatür sanatçısı bunu deprem diye yorumlamıştı. Ben-Gurion için Negevin iskanı, ulusal, askeri ve ekonomik açıdan önemli bir görevdi. Berşeva, Yeruham ve Dimona gibi kentlerin ve banliyölerinin gelişmesini, Diasporadan gelen Yahudilerin en iyi şartlarla buralara yerleştirilmesini İsrail Devletinin büyümesi için vazgeçilmez bir unsur olarak görüyordu.
Bakın Ben-Gurion anılarında kibbutza gelişini nasıl anlatıyor: "1953 yılının sonlarına doğru Eilattan Kudüse geri dönüş yolundaydım. Şimdi Sde Bokerin bulunduğu mevkiye geldiğimde birkaç delikanlı ve genç kız, çok sayıda çadır gördüm. Arabayı durdurdum ve kendilerine burada ne yaptıklarını sordum. Cevapları, Bağımsızlık Savaşı sırasında bu bölgede çarpıştıkları, burada 2000 yıl önce de insanların yaşadığı, şimdi de bu mekana yerleşmeye can attıkları şeklindeydi. Negevin toprağının ne kadar tuzlu olduğunu bilen biri olarak, bu sözlerden çok duygulanmıştım. Burada her şeye sıfırdan başlamak zorundaydılar. Daha sonra bir iki yıllığına kendilerine katılma kararını hemen o anda verdim. (tabi bunu gençlere belli etmeden) Bu beni bu topraklara getiren ideale çok uygundu: Kendi çabanla, herşeye yeniden başlamak..."
Bu ziyaret sonrasında Ben-Gurion kibbutza bir mektup yazar ve şöyle der: "Bu güne kadar hiç kimseyi veya bir grubu kıskanmadım. Hiç bir zaman maddi kazanç, akademik ünvanlar veya kişisel bağlantılar peşinde koşmadım.Ne var ki, sizleri ziyaretim sırasında yüreğimde kabaran kıskançlık duygularımı bastırmak çok zor oldu. Kendi kendime sordum: Neden böylesine bir girişime katılacak kadar şanslı değilim diye?" Bu ziyaretten yaklaşık 6 ay sonra Ben-Gurion, Sde Boker Kibbutzuna katılmıştı.
Ben-Gurion kibbutzda iki sene kaldıktan sonra Knessete Savunma Bakanı olarak döner ve sonradan tekrar görevine Başbakan olarak devam eder. Sde Bokere temelli dönmesi 1963 yılına rastlar. Artık eşi Paula ile kibbutza yerleşmişlerdir. Yemek odasına asılan günlük çalışma tablosunda, artık David Ben-Gurionun adı da yer almaya başlar. Günde 4 saat kuzularla çalışmaktadır. Önce kuzuların en zayıf olanını beslermiş.
Sabah 3 buçuk, akşam 3 buçuk kilometre yürürmüş. Ben-Gurion ile yürüyüş yapanlar ona yetişmekte güçlük çektiklerini anlattılar. Her gün öğle yemeklerini kibbutz ahalisi ile birlikte yemek odasında yediğini, onu ziyarete gelen ünlü misafirlerini de (Alman Başbakanı Adenauer gibi) aynı yerde ağırladığını belirtiler. Eşi Paula mutfağa gelip, örtülere biraz daha fazla özen gösterilmesi için uyarıda bulunurmuş. Kibbutz bireylerinin (haverlerin) onu Ben-Gurion değil de, sadece David diye çağırmalarını istermiş.
Sde Boker Kibbutzu, 160 üyesi ve çocuklarıyla birlikte 400 kişilik büyük bir aile. İlk kurucuları, başka kibbutzlardan gelen İsraillilerdi. Daha sonraları Amerika, Arjantin, Brezilya, Güney Afrika, İngiltere, Avustralya, Fransa ve Rusyadan gelen haverler burada yerleşmeye karar vermişler. Anlıyacağınız her lisan konuşuluyor Sde Bokerde. Tabi ki ortak lisan İbranice. Ama şiveler farklı. Uzatılan kısaltılan heceler, şarkı söyler gibi seslendirilenler... ama hepsi tek orkestranın elemanları gibi.
Kültür seviyesi her kibbuzta olduğu gibi oldukça yüksek. Tamar Weinberg, yemek odasının girişinde açılan sergilerden sorumlu. Her ay Tel-Aviv Müzesinden bir sergi getirtiyor. Ben orada olduğum dönemde konuk sanatçı Picasso idi. Televizyon kanallarında ve üniversitede müzik programlarına çıkan Mihael Zolpa, Mozartın 250. doğum yıldönümü için kibbutztaki Ben-Gurion Kültür Merkezinde bir anma konseri düzenledi. Programda, Kudüs Müzik Akademisi öğrencilerinden, Mozartın, Figaronun Düğünü, Saraydan Kız Kaçırma ve Sihirli Flüt operalarından İtalyanca, Almanca ve İbranice aryalar dinledik. Sesler müthişti. Tam bir müzik ziyafetiydi. Ayrıca, her yıl Hanuka Bayramında, İsrailin her tarafından gelen grupların katıldığı "Çölün Tınıları" adlı üç gün süren bir müzik festivali yer alıyor.
Sde Boker zengin bir kibbutz değil. Henüz özelleştirmeye geçmemiş kibbutzlardan biri. Önceden tarım vardı. Şimdi herşeyi dışardan alıyorlar. Fıstık ağaçları var. Türkiye ve İranın fiyatlarıyla başedemedikleri için fıstıklar şimdilik bekletiliyor. Hayvancılık da çok az. Artık Ben-Gurionun baktığı kuzular yok. Kibbutz kümes hayvancılığında İsrailde çok iddialı. Çok iyi çalışan bir yapıştırıcı fabrikaları var: markası Davik. Türkiye dahil birçok ülkeye ihraç ediyorlar.
Yılına göre, 1500 - 5000 şişe kırmızı şarap üretilmekte. Çok yakın bir gelecekte açılması düşünülen, 100 yataklı bir otel projesinin çalışmaları sürdürülüyor. Negevin bu cennet köşesini görmek istiyenlere duyurulur.
Ben- Gurion 1973 yılında vasiyet ettiği üzere Midreşet Ben-Gurionda çölün sarp, muhteşem, etkileyici manzarasına karşı, ebedi mezarına defnedildi. Pittsburgda yayımlanan "Jewish Chronicle" Gazetesinin "Jewish Bedouin" olarak tanımladığı bu karizmatik kişinin mezar taşında şu sözler yazılıdır:
"1906 yılında İsraile çıktı. İsrail hayatının en önemli amacı idi."