İsrail müzik kültürünün abidesi sayılan Şoşana Damari 14 Şubat Sevgililer Günü yaşama veda etti. 83 yaşına rağmen müzik yaşamını sürdürmüş, zatüre nedeniyle hastaneye yatmasına dek konserlere çıkmaya devam etmişti. Hatta hastaneye yattığında, konseri olduğu için doktorlardan kendisini bir hafta içinde iyileştirmeleri ricasında bulundu.
Yakınları, yetiştirdiği genç şarkıcılar, dostları Şoşana Damariyi hastanede hiç yalnız bırakmadılar.
Şoşana Damarinin ölüm haberi ülkesinde genç, yaşlı herkesi etkiledi. Bazı siyasetçiler onun bir kültür kahramanı sıfatıyla, son yolculuğuna devlet töreni ile uğurlanma hakkına sahip olduğunu ileri sürdüler.
İsrail müziğinin kraliçesi olarak nitelendirilen Şoşana Damari henüz iki yaşındayken Yemenden göç etti. Küçük yaşta müzik eğitimi aldı, 14 yaşında radyo programlarına çıkmaya başladı. 1945te ünlü şair Natan Altermanın yazdığı "Kalaniyot" (Gelincikler) şarkısı ile Şoşana zirveye yükseldi. Adı ve kişiliği "Kalaniyot" ile özdeşleşti. Ufak tefekti, ama sahnede devleşiyordu.
Şoşana, 1932de Polonyadan göç eden ünlü müzisyen ve orkestra şefi Moşe Vilensky ile tanıştı. Batı kültürü ile yoğrulmuş Polonyalı Vilensky ile müziğinde doğunun etkisinin ağır bastığı Yemenli Şoşana Damari arasında şaşırtıcı derecede uyumlu bir çalışma ortamı oluştu. Bu ikili uzun yıllar Natan Altermanın şiirlerini birlikte besteleyip seslendirdiler.
1948 Özgürlük Savaşı döneminde kayda alınan şarkıları ile halkına moral kaynağı oldu. Onlarca yıl Şoşananın iyimserlik ve umut yansıtan sesi, adeta ülkenin sesiydi.
Kuruluş yıllarında biraz da güzelliği ile ilgi çekti. Farklı telaffuzu, Yemenli şivesi, gırtlaktan çıkan kendine özgü sesi ile İsrail kültürüne Ortadoğu müziğinin tadını tanıttı. Şoşana Damari yine kendisi gibi ünlü Yaffa Yarkoni ile 1960 ve 70li yıllarda savaş ve barış dönemlerinde verdikleri konserlerle askerlere ve halka moral ve umut kaynağı oldular.
1988de İbranice müziğe yaptığı katkılardan dolayı Şoşana Damari İsrail Ödülüne layık görüldü. Güçlü bir mizah anlayışına sahip olup, 83 yaşına rağmen canlı ve enerjikti. Yaşamı süresince genç yetenekleri destekledi, üç nesle yol gösterici oldu. Ona İbrani müziğinin kraliçesi sıfatının verilmesinin nedeni sadece güzel sesi değil, yeteneklerini ülkesinin gerçekleri doğrultusunda kullanabilmesiydi.
Şoşana Damari hastaneye yatmasından henüz bir hafta önce Ami Ödülleri töreninde konser verdi. Bu halkına verdiği son konser oldu. Ölümünden sonra, İsrail televizyon kanalları onunla ilgili söyleşilere ve programlara geniş yer verdiler. Konserlerinden siyah/beyaz ve renkli görüntüler... Ülke müziğinde klasikleşmiş şarkıları ve tabii ki "Kalaniyot..."
Geçici Başbakan Ehud Olmert, Şoşana Damarinin ardından; "Sesi ve asil kişiliği ile 60 yıldan fazla bir süreçte bize eşlik etti: devletin kurulmasından önce ve sonra, savaşta ve barışta, mutlu ve zor dönemlerde... Yemen göçünün bir mensubu olan Şoşana Damari, İsraile ve İbrani müziğine sevgisi ile insancıllığın bir simgesiydi. Onu konserlerinde izleyen her kişi, üstün bir sese sahip bu ufak tefek kadının duygularını ve neşesini yansıtma yeteneğini anımsayacaklardır" sözleri ile duygularını ifade etti.
Şoşana Damari her zaman ulusun sesi olarak anımsanacak. İyimserlik ve umut yansıtan şarkıları ile halkı bütünleştirici bir etki yaratan Damarinin son nefesine dek yakınları ve genç öğrencileri yanı başında şarkılar söylediler. Şoşana Damari de ölümünü böyle isterdi her halde. Bir sanatçı için daha anlamlı ne olabilir ki?
17 Şubat Cuma günü gerçekleşen cenaze törenine ülkenin her tarafından yaşlı/genç her yaşta hayranları katıldılar. Şoşana Damarinin ülkesi bayrağı ile örtülmüş tabutunun yanından geçenler yüksek sesle şarkılarını söylediler.
O gün dolu dolu gelincikler Şoşana Damarinin sahnesini değil, çepeçevre tabutunu sarmaladı.