Fransa sokaklarinda yüz binler antisemitizmi protesto etti

İlan Halimi`nin kaçırıldıktan sonra gördüğü işkence sonucu hayatını kaybetmesi, Fransa gündemini bir anda değiştirdi. Halimi`nin cenazesinden sonra ülke çapında protestolar gerçekleşirken, antisemitizm ve ırkçılık karşıtları pazar günü bir araya gelerek seslerini dünyaya duyurdular

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Fransa’da geçtiğimiz günlerde 23 yaşındaki İlan Halimi’nin fidye amacıyla kaçırılması ile başlayan ancak işkence edilip  hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan olay, tüm ülkedeki ırkçılık karşıtlarını harekete geçirdi.
Aralarında bakanların ve politikacıların bulunduğu, sayıları yüz binleri bulan bir grup, Pazar günü Fransa’nın başkenti Paris’te antisemtizm ve ırkçılık karşıtı bir yürüyüş gerçekleştirdiler.
Irkçılık karşıtı örgütlerle önde gelen Yahudi organizasyonlarının birlikte düzenledikleri yürüyüşe yaklaşık ikiyüz bin kişi katılırken, Strasburg, Lyon, Marsilya gibi şehirlerde de daha küçük çapta protestolar gerçekleşti.
Paris’in doğu kesiminde, dondurucu bir soğukta gerçekleşen yürüyüşte İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, eski Başbakan Lionel Jospin gibi politik isimler katılırken, aşırı sağcı politikacı Philippe de Villiers katılımcıların ıslıkları ve protestolarıyla, gösteriden uzaklaştırıldı.
Öldürülen Halimi’nin ailesi gösteriye katılmazken Halimi’nin yaralı olarak bulunduğu yere, anısına bir ağaç dikildi.

Gündemi değiştiren cinayet
21 Ocak günü Fransız vatandaşı İlan Halimi bir grup kanunsuz çete tarafından kaçırıldı. Grup İlan Halimi'nin ailesinden önce 450.000 Euro fidye isteminde bulundu. Ancak ailesi istenilen para tutarını tedarik edemeyeceklerini iletince, çete sinagoglara başvurmalarını istedi.
23 yaşındaki Halimi’ye fidyeci çete tarafından işkence edildi. Polisin yoğun aramaları sonucunda İlan Halimi, 13 Şubat günü, vücudu %80’i yanmış, yarı çıplak bir şekilde demiryolunda, kaçırılışından üç hafta sonra bulundu ancak hastaneye yetiştirme çabaları sırasında hayatını kaybetti. Halimi’nin cenazesinde, Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın yanı sıra, tüm dinleri ileri gelenleri hazır bulundular.
 Resmi kaynaklara göre, cinayet para için işlenmiş gibi görünse de olayda antisemitik bir kışkırtma olduğunu öne sürülüyor. Ailesine göre "Eğer İlan Yahudi olmasaydı kaçırılmazdı" yorumu yapıldı.
Vahşi cinayeti aydınlatmaya çalışan Fransız polisi çetenin Yahudi olan beş-altı kişiyi daha kaçırma girişiminde bulunduğunu söyledi. Olayın üzerine açıklama yapan Sarkozy, çetenin cinayeti para uğruna işlediği görünse de olayın  altında antisemitik bir yaklaşım olduğunu da söylemekten kaçınmadı ve suçluları "barbar" olarak tanımladı. Sarkozy, olayla ilgili olarak  bazı Filistinli ve Müslüman grupların gözaltına alındığını bildirdi. İki Fransız Polisi cinayeti araştırmak için çetenin lideri olarak şüpheli gördükleri Yusef Fofana’yı takip ederek, Fildişi Sahiline gittiler.

Fransız Medyasında İsrail’in
imajı düzeliyor

Fransa’da öldürülen İlan Halimi’nin vahşi cinayeti üzerine Tel-Aviv Üniversitesi’nde "İsrail’in Fransız medyasında değişen imajı" adlı bir konferans düzenlendi. Fransız Büyükelçiliği işbirliği ile düzenlenen konferansa pek çok Fransız yetkili panelci olarak katıldı. Konuşmacılar oy birliği ile İsrail’in 2000 yılından beri Fransız basınında iyi yönde imajının değiştiğini dile getirdiler. İmaj değişikliğini Gazze’den geri çekilme ve Hamas’ın seçimleri kazanması üzerine aşırıcılığa kaçan Filistin halkına bağladılar.
Konferans’taki genel kanı imajın pozitif yönde değiştiği üzerine olsa bile ortaya farklı görüşler de sergilendi. Clement of Art Televizyonuna göre uluslararası alanda İsrailli yetkililerin çok başarılı olduğunu dile getirilirken, Fransız yazar Amos Oz ve film yapımcısı Amos Gitai İsrail’in iç politikasındaki karmaşıklıktan söz ettiler. Buna karşılık  Clement Televizyonu, İsrail’in iyiye giden imajını Ariel Şaron’un hastalığından sonra politikada meydana gelen  dalgalanmalara rağmen dikkati İsrail politikasının devamlılığına ve sağlamlığına çekti.
Le Monde Gazetesi ise İsrail’in imajının iyileşmesine çok farklı yönden yaklaştı. İyileşme sebebini ülkedeki restoranlarda ve otobüslerde patlayan canlı bombalara bağlayarak İsrail’in bazı konularda taviz vermesine karşılık Filistinlilerin terörü durdurmada başarısız olduğunu dile getirdi.