Düzenlediği faaliyetlerle gençleri yönlendiren ve onların gelecekte atacakları adımlarda kendi doğrularını bulmalarını amaçlayan YSK, gerçekleştirdiği panelde çoğunluğu gençlerden oluşan 80 kişilik bir toplulukla buluştu. Avi Alkaşın konuşmacıların kısa birer özgeçmişlerini sunmasıyla başlayan gecede konuk konuşmacılar yaratıcılık, girişimcilik ve meslek seçimi konularındaki deneyimlerini paylaşarak çeşitli tavsiyelerde bulundular. İlk sözü alan Denge Serbest Muhasebe ve Müşavirlik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı İzel Levi Coşkun Einsteinın Yaratıcılık bir kombinasyon oyunudur sözüyle başladı. Çeşitli örneklerle yaratıcılık ile girişimcilik ilişkisini açıkladı. Girişimciliğin yeni ve orijinal bir şey yaratmak veya var olanı geliştirmek olduğunu; doğallığın, arzunun, çevresel etkenlerin ve kabiliyetin yaratıcı fikirleri geliştirdiğini ve kendini tanıyarak becerilerinin sınırlarını bilmenin, başarı şansını arttıracağını belirtti. Farkındalık, kişisel kontrol, empati, motivasyon ve sosyalleşmenin duygusal zekanın beş bileşimi olduğunun üzerinde duran Coşkun kişinin kendini tanıma kriterlerini tanımlamanın ardından gençlere kendi deneyimlerinden edindiği birçok tavsiyelerde bulundu. 18 yaşında çalışmaya başlamalarını, üniversiteye giderken bile part-time iş bulmalarını, hobilerine zaman ayırmalarını, değişik işlerde deneyim kazanmalarını, fikir almalarını fakat farklı olmalarını, yurt dışı tecrübesi kazanmalarını, sivil toplum kuruluşlarına, derneklere üye olmalarını, yabancı dil kurslarına gitmelerini, gözlemci olmalarını, sporcu olmalarını, başarısız olmaktan korkmamalarını, değerlerinden ödün vermemelerini öğütledi. Coşkun konuşmasına "Ne yaparsanız yapın sosyal sorumluluklarınızı unutmayın. Hepimiz vakit zenginiyiz ve bunu boşa harcamak da harikalar yaratmak da bizim elimizdedir." sözleriyle son verdi.
İkinci panelist Seymur Tarı girişimcilik ve risk alma konularına değindiği ilgi alanını çeşitli fıkralarla betimledi. Kişinin gelirinin aldığı risk ile sarf ettiği emeğin doğrudan bir sonucu olduğunu, çok emek harcayarak az risk alanın danışman, az emek ile çok risk alanın borsacı olabileceğini anlattı ve fikirlerini paylaştı: "Risk almadan kar edemezsiniz. Bir maceraya atılmak niyetiniz var ise içinde bulunduğumuz bu dönem iyi bir dönem. Hayal kurun yoksa isteklerinizi gerçekleştirmede zorlanırsınız. Yeni işlere girin. İş kurarken araştırma yapın, çatısını iyi düşünün ve fikirlere açık olun. Hiçbir anlaşma karşılıklı güvenin yerini tutmaz. Güvendiğiniz insanlarla iş yapın ve en önemlisi kendinize güvenin."
Gecenin tek bayan panelisti Verda Alaton, kişinin eğer girişimci olmayacak ise, bir işe başvururken dikkat etmesi gereken noktaların üzerinde durdu ve iş arama sürecinin belli aşamalar gerektirdiğini belirtti. Bu süreçte kişisel bilgilerin hazırlanması, başvuruların iletilmesi, iş görüşmesi öncesi kişinin kendini tanıması, görüşme esnasında başarılı olmak için çok pratik yapılması, şirketin ve pozisyonun tanınması, iş için uygunluğun değerlendirilmesi, olumlu yaklaşma, kendine güven ve doğallık konularının önemine değindi. Alaton yeni işe başlayacak gençlere şöyle tavsiyelerde bulundu: "Esneklik, dürüstlük, grup çalışmalarına yatkınlık, ne istediğini bilmek, iletişim becerileri, gelişime ve öğrenmeye açık olmak ve en önemlisi kendi olmak. İşte bu unsurlar başarıya ulaşmak için gerekli en önemli unsurlar. İş görüşmesi öncesi hazırladığınız özgeçmişiniz, görüşme esnasındaki görsel, işitsel ve dokunsal durumunuz, aranan özelliklere uyumunuz, yetenekleriniz ve kendinize olan güveniniz belki de geleceğinizi belirleyecektir." Kişisel bilgilerin hazırlanması ve görüşme günü ile ilgili ayrıntılı bilgi veren Alatonun ardından, son konuşmacı olan Eytan İpeker kendini tanımanın ve ne yapmak istediğini bilmenin önemini hatırlattı ve deneyimlerini paylaştı: "Amerikada sinemacılık eğitimi aldıktan sonra doğru zamanda Türkiyeye döndüğümü düşünüyorum. Çünkü Türk sineması Eşkıya Filmi ile başlayan müthiş bir gelişim sürecine geçti. Türkiyede çalışma ritmi çok yüksek, çok çalışıyorsunuz. Fakat küçük bir camia içinde olduğunuz için insanlara ulaşmak çok daha kolay. İnsanlar birbirlerine çok destek oluyorlar. Halbuki Amerikada sinema öyle büyük bir havuz ki, ancak kendi çevrende dolanabiliyorsun, istediğin insana ulaşmak imkansız gibi . Yurt dışında okumamın en büyük avantajını sorarsanız ilk girişimimin gerçekten iyi bir işle başlaması diyebilirim. İlk hedefim yönetmenlik kariyeri yapmaktı. Profesyonellerden tavsiyeler aldım. Uzun süre asistanlık yaparak bir film setinin nasıl işlediğini gördüm. Bu çok önemli. Daha sonra kısa metrajlı filimler yaptım. Ne istediğinizi bilerek adımlarınızı atın."
Soru cevap şeklinde devam eden gece katılımcıların "Kendi doğrunuzu kendiniz yaratmak için atılımlar yapın" sözleriyle sona erdi.