28 Şubat Salı akşamı İhtiyarlara Yardım Derneğinin Eş Pansiyoner Sponsorluk Projesinin teşekkür töreni yapıldı.
Eş Pansiyoner Sponsorluk Projesini geçen sene hayata geçiren İYD, bu projeye katkıda bulunan yardımseverleri gerçekleştirdikleri teşekkür resepsiyonunda bir araya getirdi.
Bu proje İhtiyarlara Yardım Derneğinde barınan yaşlıların, huzur ve mutluluklarını sağlamak üzere oluşturuldu. Yardımseverler tarafından yaşlılarımızın yıllık giderleri karşılanıyor.
Proje, dernekte barınan yetmiş beş yaşlının ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli sayıda yardımsevere ulaşma amacı güdüyor. Ayrıca bu projeye gönül verenler sembolik birer "sponsorluk sertifikası" ile de onurlandırılıyorlar. Bir yıl olarak belirlenen sponsorluk süresi, istenildiği takdirde uzatılabiliyor.
İhtiyarlara Yardım Derneğinin eskiden Musevi Lisesi olan ve 1915ten beri yaşlılara tahsis edilen Hasköydeki tarihi binasındaki tören, yapılan bir kokteyl ile başladı. Daha sonra tüm konukların salondaki yerlerini almalarıyla yemek ve ardından da teşekkür töreni başladı.
Selim Desabahın sunuculuğunu üstlendiği ve Grup Rapsodinin eşsiz müziği ile başlayan gece, derneğin tarihçesinin anlatıldığı tanıtım filmiyle devam etti. İlerleyen saatlerde Grup Rapsodiye derneğin iki pansiyonerinin nostaljik şarkılar eşliğinde katılmasıyla gece daha da renklendi.
Dernek pansiyonerlerinden Yako Levi; derneğin kendisi ve orada barınan diğer pansiyonerler için ne anlam ifade ettiğine değindi.
İYD Başkanı Hayim Küçük, geçen sene oluşturulan Eş Pansiyoner Projesine katılan gönüllülere teşekkürlerini iletti.
Projenin öncüsü olan İYD geçmiş dönem Başkanı Moiz Aziz gecenin anlam ve önemine ilişkin yaptığını konuşmada; hayırseverlerin yaptıkları katkıların yaşlılar için önemini anlattı. Yaşlıların da eskiden genç olduklarını ve gençlerin de ilerde yaşlanacakları konusunun altını önemle çizdi.
Gönüllülerin bu davranışının kalıcı bir şekilde onurlandırılması düşünüldüğünden her yardımseverin adının yazılı olduğu plakalar, Yahudiliğin simgesi olan Menoranın kollarına asıldı. Her yardımsever ve eşi teker teker sahneye çıkarak menoranın kendileri için ayrılmış kollarına, isimlerinin yazılı olduğu plakaları taktılar.
Menoranın neden seçildiğini ise Moiz Aziz yaptığı konuşmada şu şekilde anlattı: "Menoranın en önemli sembolik anlamı "Daimi Işık"ı simgelemesidir. Yeri, göğü yarattıktan sonra Tanrı, ilk olarak ışık olsun diyerek ışığın tüm evrende oluşmasını buyurmuştur. Bu ışık aynı zamanda ruhlarımızın aydınlığını da simgelemektedir. Yardımseverlerin pansiyonerlerimize verdiği güven, ümit ve moral gücü ile onlara sağlanan daimi ışık, Menoranın bu anlamıyla örtüşüyor. Ayrıca Menora figürünün badem ağacına benzemesinin de bir anlamı bulunmaktadır. Badem ağacı ilkbaharda daha yapraklarının yeşermesini beklemeden tüm dalları o saf ve zarif çiçeklerle bezemektedir. Bu da dinimizde saflığın, sevginin ve kutsallığın simgesini oluşturmaktadır. Yardımseverler içlerindeki o saf insan sevgisiyle yaşlılarımızın kalplerinde kutsal birer yer açtılar. Menoranın yedi kolu hakimiyeti, temel iyilikleri, tahammülü, haşmeti, güzellikleri, yargıyı, sevgiyi, simgeleyerek Tanrının bize sunduğu yedi ilahi gücü temsil etmektedir. Bu yedi Tanrısal erdemin Menoranın her kolunda oluşması, her kola yardımseverlerin isimlerinin konulmasının doğruluğunu gösterir." Menoranın bu törendeki yerini böyle açıklayan Moiz Aziz ile Hayim Küçük, Eş Sponsorluk Projesine destek verenleri, Menoranın kollarına isimlerini yerleştirmek üzere sahneye davet ettiler. Kendilerine bu gecenin ve bu projenin birer anısı olarak sembolik birer hediye verdiler. İsimlerin Menoraya yerleştirilmesinin ardından, Menoranın kollarında bulunan mumlar yakıldı.
Bu tören sonrası Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya kürsüye çıktı. Moiz Azizin yenilikçi kişiliğinden ve projeyi ne kadar başarılı bulduğundan söz eden Ovadya, diğer derneklerin de bu türden yararlı projelere imza atmalarının cemaatimiz için faydalı olacağını sözlerine ekledi.
Tören sonrası herkesin birleştiği ortak bir kanı vardı; "Yaşlılar nasıl ki bir zamanlar gençti, biz gençler de zaman gelecek, yaşlanacağız. Bu gerçeği göz ardı etmeden yaşamalıyız."