Almanyanın merkezindeki küçük bir kasabada bulunan ve milyonlarca Holokost kurbanı ile ilgili ayrıntılı bilgiler barından dünyanın en büyük Holokost arşivinin açılması yönündeki Amerika ve tarihçilerin taleplerinin, Almanya tarafından geri çevrildiği belirtildi.
Almanya bu iddiaları reddederek, toplama kampları ve Holokost kurbanları ile ilgili dünyanın en geniş arşivinin tarihçilere açılmasına engel olmadıklarını belirtti. Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Berlinde verdiği demeçte, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yakınlarını kaybeden kişilere yardımcı olmak için kurulan arşivin açılabileceğini belirterek, "Engellediğimiz yönündeki suçlamalar asılsızdır. Almanya, arşivlerin açılması yönündeki çalışmalarda işbirliği yapıyor ve destekliyor" dedi.
The New York Times Gazetesinin yayınladığı haberde, arşivleri denetlemek isteyen 11 devletin temsilcilerinden oluşan uluslararası komisyonun çalışmalarının zararlı bulunarak Amerikanın arşivleri açma talebinin yasal engellerle karşılaştığını bildirdi. Dışişleri Bakanı sözcüsü konuyla ilgili olarak, 1955de imzalanan ve arşivlerin içerdiği bilgilerin gizli tutulması yönünde maddeler içeren "Bonn Anlaşmaları"nın değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Sözcü, "Veritabanı yaşayanlarla ilgili çok hassas ve önemli kişisel bilgiler içeriyor" diyerek, komisyonun arşivlerin açılmasına izin vereceğine inandığını ve bu konuyu tartışmaya başladığını bildirdi.
Almanya hükümeti tarafından finanse edilen arşiv, Almanya, Amerika, İsrail, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Belçika, Hollanda, İtalya, Polonya ve Lüksemburg temsilcilerinden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından denetleniyor. Uzunluğu 25 kilometre olan dosyalarda, Nazi soykırımında hayatını kaybeden toplam 17 milyon kurbanın yanı sıra, yapılan tıbbi deneyler ile insanların nelere tabi tutuldukları hakkında bilgiler de bulunuyor. Dosyalar daha önce toplama kamplarına götürülen ve Naziler tarafından işçi olarak kullanılan kişilerin yakınlarına yardım etmek amacıyla Uluslararası İz Servisi tarafından kullanılmıştı.
Geçtiğimiz yıl Die Zeit Gazetesinde yayınladığı yazıda, arşivlerin açılması yönünde çağrıda bulunan Frank-Uwe Betz, dosyalarda Schindlerin Listesinin de bulunduğunu belirtmişti. Betz yazısında arşivin bulunduğu merkezi bürokratik dinozor olarak tanımlayarak, düşüncelerini şu sözlerle ifade etmişti: "Berlindeki Brandenburg Kapısının yanında bulunan büyük Holokost anıtı etkileyici olabilir. Fakat Arolsendeki diğer gerçek anıt kapalı olduğu sürece ne işe yarar?"
Arşivin sözcüsü Maria Raabe arşivin açılmasıyla ilgili olarak, "Bonn anlaşmaları arşivin tarihi araştırmalar için açılmaması gerektiğini açıkça belirtiyor. Hastalıklar, eşcinsellik veya tecavüz gibi hassas konularla ilgili çok sayıda belge bulunuyor" ifadesinde bulundu. Raabe, mayıs ortasında komitenin toplanıp bir karara varacağını belirtti.