Dünyada antisemitizmin yükselişe geçtiği son yıllarda antisemit konuşmaların ve yazıların arasında İkinci Dünya Savaşı sırasında milyonlarca insanın ölümüne neden olan Nazi soykırımının inkarına sıkça rastlar olduk
Basında çok sık yer alan İngiliz tarihçi David Irving ile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın, Yahudi soykırımının hiç yaşanmadığı yönündeki açıklamaları "Antisemitizmin yeni boyutu Holokost inkarcılığı mı?" sorusunu akıllara getiriyor. Peki Holokost inkarcılığı nedir?
Antisemitizmin günümüzdeki yeni bir şekli olan ve dünya Yahudilerini hedef seçen Holokost inkarcılığı, Holokost hakkındaki kanıtlara rağmen Yahudi soykırımının abartıldığını veya tamamen asılsız olduğunu iddia eden amatör ve akademik tarihçilerin Holokost’u inkar etmesi olarak tanımlanabilir.
Dış görünüşte kendilerini yasal bir grup veya bireysel olarak tanıtan inkarcılar, tarihi gerçekler konusunda tarafsız olduklarını ileri sürüyorlar. Holokost inkarcıları genel anlamda savaş sırasında çoğu ülkeyi sömürge haline getiren Nazi rejiminin, Yahudilere karşı bir tavır sergilediğini ve toplama kamplarının varlığını kabul ediyorlar. Fakat onlara göre toplama kampları, herhangi bir savaş sırasında inşa edilen kamplardan farksız ve antisemit yaklaşımların tamamıyla Yahudilerin suçu olduğunu iddia ediyorlar. İnkar ettikleri nokta ise, Nazilerin Yahudilerin ‘kökünü kurutmak’ istedikleri ve soykırım uyguladıkları.
Holokost inkarcılığının ortaya çıkışı çok eski zamanlara dayanıyor. Nazilere ‘Yahudi Sorununa Kesin Çözüm’ olarak bilinen uygulamanın emirleri yeni verilemeye başlanmışken bile, soykırıma doğru atılan adımların kamufle edilmesi için Nazi politikası kendi içinde bir Holokost inkarcılığı barındırıyordu. Bunun yanı sıra Nazilerin 2. Dünya Savaşı boyunca altı milyon insanı öldürdüğüne dair birçok kanıt bulunmasına rağmen, savaşın bitiminden kısa bir süre sonra Holokost’un hiçbir zaman gerçekleşmediğini iddia eden Nazi taraftarları ortaya çıkmıştı.
Örgütlenmiş propaganda eğilimi ise ilk kez 1979’da Amerika’daki en büyük antisemitik hareketi olarak da bilinen Liberty Lobby (Bağımsızlık Lobisi) kurucusu Willis Carto tarafından ‘revizyonizm’ adı altında ortaya çıktı. Bu lobinin kurduğu Institute for Historical Review (IHR) (Tarih Tashih Enstitüsü) ile hayat buldu. Nazi ilkelerini savunan, Yahudi karşıtı bir görüş benimseyip, bunu geliştirmeye çalışan sözde akademik bir kuruluş ola IHR, aralarında tarihçi kimliği bulunmayan, resmi akademik sertifikasına sahip olmayan yazarlardan oluşturuldu.
1947’den günümüze soykırımın varlığını inkar eden açıklamalarıyla ve yazdığı kitaplarla bilinen birkaç isim kronolojik sırayla şu şekilde anılabilir: 1. Dünya Savaşı’nın ardından revizyonist harekete öncülük eden Harry Elmer Barnes, Fransız faşist Maurice Bardèche, Fransız sosyalist Paul Rassinier, Charles C. Tansill, David Leslie Hoggan, İngiliz Edebiyatı Profesörü Austin J. App, Heinz Roth, Richard Verrall, Ahmed Hüseyin, İngiliz tarihçi David Irving, Profesör Arthur R. Butz, Amerikalı aktör Robert Mitchum, Robert Faurisson, doktorasını bu alanda yapan Henri Rocques, öğretmenlik görevi yapan ve öğrencilerine Holokost’un yaşanmadığını öğreten James Keegstra, Dünya Müslüman Kongresi Genel Sekreteri Dr. Inamullah Khan, üniversitedeki öğrencilerine Holokost’un efsane olduğunu iddia ederken yakalanan Donald Hiner, 1993 yılında soykırımın var olmadığı yönünde kitap yazan Deborah Lipstadt ve Kenneth S. Stern ve 2005 yılında seç,lmesinden itibaren yaptığı açıklamalarla gündeme oturan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad.
Holokost’u inkar eden ve ‘rezil’ olarak tanımlanan ‘Altı Milyon Gerçekten Öldü mü?’ adlı yayın 1971 yılında yayımlanmıştı. Kitap, toplama kamplarının ‘mitolojiden’ ibaret olduğunu ileri sürerken, Anne Frank’ın Günlüğü’nün asılsız olduğunu ve Yahudilerin imha edilmediğini, sadece "hayırsever" hükümet tarafından Nazi Almanyası’ndan sürüldüğünü iddia ediyordu.
Bunun yanı sıra soykırımı reddedenler arasında sıkça rastladığımız bir isim olan İngiliz tarihçi David Irving, 1977’de yayınladığı ve çok tartışılan kitabı ‘Hitler’in Savaşı’ ile adından söz ettirmişti. Bu kitabında soykırımın varlığına inanmadığını açıkça belirtmeyen Irving, tarihçiler tarafından Nazizmi savunmakla suçlanmıştı. Holokost inkarının yasaklanmış olduğu Avusturya’da 1989 yılında yaptığı bir konferansta soykırımı inkar eden tarihçi hakkında başlatılan soruşturma ise, geçtiğimiz günlerde Irving’in üç yıl hapse mahkum olmasıyla sonuçlandı. Irving duruşma sırasında "Artık Holokost’a inanıyorum. Hata yapmışım" dese de, bu açıklama ile mahkemenin kararını etkileyemedi.
Antisemit açıklamalarıyla gündeme oturan bir diğer isim ise İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad. Ahmedinejad yaptığı ‘İsrail haritadan silinsin’ açıklamasının ardından, Holokost’un bir ‘efsane’ olduğunu iddia etmişti. Ayrıca geçtiğimiz sene Tahran Times gazetesinde İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ‘Holokost Endüstrisi üzerine yalanlar’ adlı yayım İran medyasındaki antisemitizmin ve Holokost inkarcılığının düzeyini belli etti. Yazıda Holokost’un, İsraillilerin Filistin’de işlediği ‘suçları’ örtmek için yaratıldığı iddia ediliyor.
Yönetiminde antisemit olguların var olduğu ülkeler dışında, Holokost’un inkar edilmesi antisemitizme sıkça rastladığımız Avrupa’nın çoğu ülkesinde suç olarak sayılıyor. Holokost inkarının suç olduğu Avrupa ülkelerin başında Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, İsrail, Litvanya, Polonya, Romanya, Slovakya ve İsviçre yer alıyor.
Holokost inkarcılarına söylenebilecek en anlamlı sözleri ise savaş sırasında Auschwitz’de SS subayı olarak çalışan ve şimdi 80 yaşlarında olan Oskar Groening’den duyuyoruz: "Gaz odalarını gördüm. Krematoryumları gördüm. Açılan ateşleri gördüm. Gaz odaları için seçimler yapılırken rampadaydım. Bu gerçekleşen canavarlığa inanıyorum; çünkü ben oradaydım"
Kaynak:
http://www.jewishvirtuallibrary.org
http://www.adl.org
http://www.holocaustdenialontrial.org