Moti Katan ile İzmir`de tazelenen umutlar

Semi ASALMoti Katan, bir zamanların "Kudüs`ü" olarak tanımladığı İzmir`e yıllardan sonra dönerek elini taşın altına koydu. Unutulmayı hakketmediği halde unutulmaya yüz tutmuş bir kültüre sahip çıkmak için ülkesine geri dönen Katan şimdi, İzmir`in "düşen tacını" tekrardan giydirmek için uğraşıyor

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
1946 senesinde Pesah'ın dördüncü günü İzmir’de Talmud Tora'nın hemen yanındaki evde Katan ailesinin bir oğlu olarak doğan Moti Katan, ilkokulu o dönem İzmir’in iki  Yahudi okulundan biri olan Bene Berit’te okudu. Liseyi de tamamladıktan sonra, 1961 senesinde İsrail'e göç etti. Askerliğini bu ülkede komando olarak yapması  hayatının   bir dönüm noktasını oluşturdu. Zira Katan, başta Yom Kipur savaşı olmak üzere tam beş büyük savaş yaşadı. Daha sonra  babasının  yolunu, yani dini seçmeye karar veren  Moti Katan’a kendi ifadesiyle  en çok emeği geçen kişi Rav Nesim Bahar oldu.. 

İzmir’e dönüşünüz nasıl gerçekleşti?
İzmir ile tekrardan tanışmam 1997 senesinde bir düğünde oldu. Aynı sene bayramlarda da hazan olarak İzmir’e geldim ve  hazan olmam teklif edildi. Fakat  bu teklifi o zamanki şartlarda kabul edemediysem de bayramlarda  hazan olarak bu kente  gelip gitmeye devam ettim.
Bir Yom Kipur’da  Musaf duasından hemen ardından sinagogdaki 300 kişinin dinlenmek üzere evlerine gitmeleri, dikkatimi çekti. Ertesi yıl aynı gün  bir konuşma yaptım ve bu duayı hep beraber söylemeyi teklif ettim. Her okuduğum bölümü Türkçe olarak tercüme ettim ve açıklamaya çalıştım. Sonuçta çok fazla tebrik aldım, ağlayarak gelen insanlar bile oldu ve daha önce kimsenin böyle bir şeyi onlara anlatmadıklarını söylediler. Ertesi yıl daha üst bir teklif alınca  İzmir maceram başladı.

Eski İzmir ile bugünkü İzmir’i karşılaştırır mısınız?
1960’lar ile günümüz İzmir Yahudi toplumu arasında muazzam fark var.  Bu alanda kimse tam olarak suçlanamaz, çünkü herkes elinden geleni yaptı fakat artık şartlar çok değişti. O zamanki Yahudi nüfusu 20ᆭ bin, yani şimdikinin en az 10 katı. Dolayısıyla o dönemde güçlü bir cemaat yaşamı vardı.
Judeo-Espanyol’u anadilimiz gibi konuşurduk.. Mithatpaşa olarak adlandırılan semtin neredeyse tamamı Yahudilerden oluşuyordu. Özel günler, bayramlar çok daha coşkulu bir şekilde kutlanıyor ve neredeyse bütün yaşam sinagoglar etrafında geçiyordu. Hatta bu muhitte bulunan bir fırın kazancını Yahudilerden sağlıyordu. Fırın bütün hafta, boyoz tepsileri ile dolup taşardı,  fırıncı bile Ladino konuşurdu.
Tabii şimdi bu simalar, güzellikler neredeyse yok olmuş durumda. Sinagogların sayısında ciddi bir şekilde azalma gözlemleniyor. Nüfusun da azalması, İzmir Yahudi kültürünün büyük bir yara almasına neden oldu. Kentteki Yahudi nüfusunun azalmasıyla sorunlar arttı. Ayrıca burada bir Rav olmaması da çok büyük bir engel.

Bu kültürü korumak için neler yapılmalı?
Rav Hayim Palaçi gibi dünyanın önde gelen din adamlarından birinin  yetiştiği İzmir, o dönemlerde  nerdeyse Kudüs seviyesindeydi. İzmir tarihinde gururla dolu kaybedilmemesi gereken bir kültür... Herkese "Düşen tacımızı yeniden başımıza koyalım" diyerek çağrıda bulunuyorum. Tam 1,5 aydır buradayım ve dindaşlarımızdan büyük destek görüyorum.
Çok güzel bir gençlik var, fakat en büyük sorunları İzmir’i yüksek eğitim görmek veya farklı nedenlerden ötürü terk etmek zorunda kalmaları. Bu gençliği kaybetmemek gerekiyor, gidecek olsalar dahi bu kültürün bilincinde olmaları gerek. Yapılması gereken tek şey birlik olup araştırmak ve kimliğimizi daha iyi öğrenmek.

Cemaatteki genel havayı değerlendirir misiniz?
İzmirliler çok ileri görüşlü ve kültürlü. Dinliyorlar ve ders alıyorlar. Kasabımızda satışlar %25 oranında arttı. Cuma akşamları dualarına gelenlerin sayısında da artış gözlemliyoruz.
Öğrenmek için çok hevesliler. Gençlerle cuma akşamları dualardan önce oturup tartışıyoruz. Bilmediklerini mantık çerçevesinde anlatıyorum onlara. Bir hareketlilik olduğu çok doğru, insanlar gelecek için çok daha umutlu.

Bundan sonrası...
Bu şehirde istendiğim sürece kalmaya hazırım. Çalıştığım şirketteki görevimden istifa ederek buraya gelmeyi tercih ettim. Herkesin de desteği ile burada büyük işler başaracağımıza inanıyorum. Bu kültür adına bir şeyler yapabilmekten büyük mutluluk ve gurur duyuyorum.