Yahudi bayramları arasında, mazisi en eski dönemlere dayananı "Pesah"tır. "Bahar Bayramı", "Özgürlük Bayramı" ve "Hamursuz Bayramı" olarak da bilinen "Pesah", İbrani Takvimine göre Nisan ayının 15`inde kutlanır.İsrailoğullarının Mısır topraklarından çıkışının yıldönümü olan "Pesah"ın; İsrail`de yaş
Pesahın Anlamları
"Pesah", Yahudi inançlısı için birçok şeyi birarada ifade eden bir bayramdır:
- İsrailoğullarının Mısırdaki esaretlerinden Tanrının yardımıyla kurtuluşunu ve özgür bir kavim olarak varlığını sürdürmesinin başlangıcını anımsatması bakımından bir "Özgürlük Bayramı"dır.
- I. ve II. Bet Ha-Mikdaş dönemlerinde kendi ülkelerinde yaşayan Yahudiler, yaşamlarını çiftçilikle sürdürmekteydiler. Bir tarım toplumu olarak toprakla iç içe yaşayan Yahudiler arasında "Pesah"ı "Tarım Bayramı" olarak niteleyenler de olmuştur. Bunun nedeni; "Pesah"ın, ürünlerin olgunlaşma döneminin başlangıcına isabet etmesidir.
- İsrailoğulları; Tora yasaları uyarınca yıl içindeki üç bayramı, Yeruşalayime gidip orada kutlama durumundadırlar. Şavuot ve Sukot yanında "Pesah"da bunlardan biri olduğundan, bu bayramı; "Hacılar Bayramı" olarak niteleyenler de vardır.
Torada bu bayram için iki farklı isim kullanılmaktadır: "Pesah" ve "Hag ha-Matzot"
"Pesah" adı Yahudi inançlılarına; Mısırlıların başına gelen 10 musibet sırasında İsrailoğullarını bunlardan bağışık tutan mucizevi kutsal korumayı anımsatmaktadır.
Torada "Tanrı İsrailoğullarının evlerinin üzerinden geçti" sözleriyle anlatılmaktadır. ("Pesah = Passover = Üzerinden atlayarak geçme). Bu olay daha sonraki yıllarda Bet Ha-Mikdaşta bir kuzunun Korban olarak sunulmasıyla anılmaya başlanmıştır.
"Hag Ha Matzot" adı Yahudi inançlısına; bayram boyu yalnızca mayalanmamış undan hazırlanan ekmeklerin "Hamursuz" yenebileceğini hatırlatmaktadır.
Bütün bunların dışında, "Pesah" çocuklar için özel bir bayram haline getirilmiştir. Yapılan ibadet, dua ve törenlerin odak noktasını oluşturan Mısırdan çıkış olayının nesillere aktarılması gereği, bu bayrama özellikli bir anlam vermektedir. "bunu oğullarına söylemeli, anlatmalısın." Diyen Yahudi bilgeleri; Mısırdan çıkış olayının her nesilde tüm çocuklara öğretilmesini zorunlu saymış, böylelikle de bir ulusun doğuşunu nesilden nesile aktarmayı hedeflemiştir.
"Mişna" iki ayrı "Pesah" tanımından söz etmektedir: Birinci geceyi, korbanı çabucak yemenin anısına, "Pesah Mitzrayim" olarak adlandırıken, diğer günlere; İsrailoğullarının Mısırdan çıkar çıkmaz başlayıp, bu bayramı nesiller boyu kutlaya gelmeleri nedeniyle "Pesah lDorot" demektedir.
Pesah Sederi
Bayram akşamı için özenle özellikleriyle hazırlanmış sofra düzenine "Seder" denir. Aile fertleri sinagog dönüşünde bembeyaz giysilerine bürünmüş, Pesahta tüm yönleriyle hatırlatıcı, çarpıcı güzellikte bir sofrayla karşılanırlar.
Sederde mumlar, Agada Kitabı, şarap ve özel Seder tabağı dikkati çeker.
Her Şabat ve her bayramda olduğu gibi mumlar, sofrayı gururlandırır; onların ışığı ve sıcıklığı altında yapılan dualar huşu dolu samimi bir hava yaratır.
Agada; Tanrının "Olduğu gibi oğluna anlatacaksın" buyruğu gereğince "Pesah" öyküsünün anlatımını içerir. Agadanın belirli bir yazarı yoktur. Tora metinlerindeki bu konuya ilişkin yazılarla anlatılardan derlenmiş, şarkılar ve kutsama dualarıyla neşeli bir hale getirilmiştir. Agada, Şabat ve diğer bayramlarda da olduğu gibi Kiduş ile başlar.
Çocuğun sorduğu "Bu gecenin diğer gecelerden farkı ne?" sorusuna:
-Diğer geceler Hametz de yenebilir, ancak bu gece yalnız matsa yeanir.
- Diğer geceler her türlü yeşillik yenebilir; bu gece ise yalnızca acı otlar yenir.
- Diğer geceler yediğimiz otları tuzlu suya banmayız ama, bu gece bunu iki defa yaparız.
- Diğer geceler yemeğimizi istediğimiz konumda yiyebildiğimiz halde bu gece hepimiz sol yanımıza yaslanarak yemeliyiz.
- Bu gecenin diğer gecelerden farklı şu ki; eğer Tanrı bizi kurtarmasaydı, halen esir bir millet olacaktık diye cevap verilir.
- Yemeğin yaslanmış konumda yenmesi Mişnaya göre özgürlük sembolüdür. Bu gece, her Yahudi, zengin ya da fakir olsun özgür ve bu nedenle de soylu sayıldığından başı dik ve özgürce davranmalıdır. Yaslanmanın sola doğru olması da, yemek yerken hazımla ilgili bir tersliğin oluşmaması içindir. Bu yaslanık duruş, dört bardak şarabın içilmesi, ilk parça Matsanın yenmesi ve Afikoman yenmesi sırasında zorunlu konumdur.
Seder Tabağı
Matsa: Sofranın orta yerinde duran, içinde üç Matsasıyla üzeri örtülü Seder tabağı, Yahudi inançlısı için, atalarının Mısırdaki kölelik zamanlarını simgelemekte, atalarının hamurun mayalanmasına bile fırsat bulamayacak kadar acele çakışlarını anımsatmaktadır. Bu üç Matsadan ikisi ekmek duası için her Şabat günü yapıldığı gibi Manın anısına iken, üçüncü Matsa, Mısır çıkışının anısına, kölelik ve fakirlik dönemi ekmeğini ifade etmektedir.
Karpas: Mısır esaretinde İsrailoğullarının yedikleri fakir yemeklerin anısınadır. Kereviz yaprağı veya maydanoz ile temsil edilir. Yanındaki tuzlu su ya da sirke Mısırda dökülen teri ve gözyaşlarını simgeler.
Maror: Marul yapraklarıyla temsil edilen acı ot yaprakları, ağız kamıştırıcı tatlarıyla İbranilerin Mısırda geçirdikleri acılı yılları anımsatır.
Haroset: Elma, tarçın, badem ve şarapla hazırlanır; koyu kıvamlıdır. Firavunun İsrailoğullarına hazırlattığı inşaat harcına benzetilmektedir. Genelde elma, badem, tarçınla hazırlanmaktadır. Bazı Sefaradlar elma yerine değişik tür meyvelerden; Kuzey Afrika Yahudileri içine bol miktarda baharatlar ilave ederek, Yemenli Yahudiler de acı pul biber ekleyerek hazırlarlar.
Korban: Tapınakta korban olarak sunulan kuzu anısınadır. Ateşten geçirilmiş, genelde üzerinde biraz et de bulunan kemikli bir parçadır.
Haşlanmış yumurta: Bu kimilerine göre adakları hatırlatırken, kimilerince yas sembolüdür. Genel düşünce ise bütün bu bayram geseninin neşeli ortamında bile, neşe ve sevince rağmen, Bet Ha-Mikdaşın yıkılışının elemle anımsanmasıdır.
Seder, düzeninde neşe katıcı unsurlardan biri başkası; "Arba Kosot" denen dört bardak şarabın içilmesidir. Bu şarap kırmızı olmalı ve herkes tarafından içilmelidir. İçilecek şarabın dört bardak olması bir izaha göre Tanrının kullandığı:
- "Sizi çıkaracağım."
- "Zor şeylerden geçirteceğim."
- "Sizi kurtacağım."
- "sizi kendim için milletim olarak kabul edeceğim." Şeklindeki sözlerinin her biri için birer bardak şarap içilmesidir. Bir kısım yorumcu bunu; dört tsitsitin olması, Torada Devarim hariç dört bölümün olması, Sukotta dört çeşit bitki kullanılması, Pesahta dört soru sorulması gibi Yahudi dinsel geleneğinde sık rastlanan dört sayısıyla ilişkilendirmektedir. Yemenli Yahudiler:
- "Sizi kutsal topraklara götüreceğim" şeklindeki Tanrı sözünü de bu hesaba dahil ederek beş bardak şarap içerler.
- Arba Kosotun uygulamalarında yemek sırası kutsama duasından sonra ayrı bir bardağa şarap doldurulur. Bu o sofrada bulunan için değildir ve sofrada Eliyahu Anavinin hiç ölmediği ve Yahudileri tüm kötülüklerden koruması umut edildiği inancına bağlanmaktadır.
- Seder sırasında bir geleneğe göre evin kapıları açılır. Bir kesimin inanışına göre o gece tüm Yahudiler Tanrısal koruma altında olduklarından bütün Seder boyunca da kapılar açık kalabilir. "Pesah" Sederi sırasında ihtiyacı olan ve aç olan herkesin gelip sofraya katılması arzu edilir.
Seder Düzeninde
Uygulamalar
Kadeş: Herkesin Kiduşa daveti.
Urhats: Ellerin yıkanması.
Karpas: Turp, kereviz, maydanoz gibi bir otun tuzlu suya batırılıp yenmesi.
Yahats: Üç Matsadan ortadakinin bölünüp yarısının "Afikoman" (son lokma) için saklanması.
Magid: Mısırdan çıkış öyküsünün anlatılıp ikinci şarap bardağıyla Tanrının kutsanması.
Rohtsa: Dua ederek yemekten önce ellerin yıkanması.
Motsi Matsa: Ekmek kutsama duasının ardından Matsa kutsama duasının yapılıp Matsa yenmesi.
Maror: Harosetle birlikte marul yaprağı yenmesi.
Koreh: Matsa, otlar ve harosetin bir lokma haline getirilerek yenmesi.
Şulhan Oreh: Sofranın kurulup O gece için hazırlanan yemeğin yenmesi.
Tsafon: Ortadaki Matsadan ayrılmış Afikomanın yenmesi.
Bareh: Yemekten sonra üçüncü şarap kadehiyle şükür ve kutsama duası yapılması.
Alel: Şarkılar ve ilahiler eşliğinde dördüncü bardak şarabın içilmesi.
Nirzah: Yapılanların Tanrı tarafından kabulü için ilahiler söylenmesi.
Uzun senelerden beri Yahudilerin nesillerden nesillere aktardıkları, "Hag ha-Matsot" olarak da bilinen "Pesah", ilk bakışta Matsası ile tüm dünyada kendi özgün yerini bulmaktadır. Un ve su karışımıyla yapılan Matsa eski çağlarda el ile yapılırken; günümüzde özel makinelerde yapılmaktadır. Kimine göre fakirlik ekmeği, sadelik göstergesi olan Matsanın pişirilmesi unla suyun karışmasından itibaren 18 dakika içinde son bulmalıdır. Bu koşula uyulmayıp bu süre aşıldığında unun mayalanma ihtimali ortaya çıkmaktadır ki, bu durumda söz konusu malzeme "Pesah"ta yiyecek maddesi olarak kullanılamaz.
Kaynakça: Yahudilikte Kavram ve Değerler
İsterseniz bu kitabı www.gozlemkitap.com
adresinden temin edebilirsiniz.